Sakarya, Akova’nın kucağına oturmuş bir şehirdir…

Şehir merkezimiz ise en düz alan üzerinde kuruludur…

Şehirde trafik akışını zorlaştıran araç yoğunluğu giderek içinden çıkılmaz bir hal almak üzere…

Benzer coğrafi şartlara sahip illerin başında gelen Konya’ya bundan yarım asır öncesinde bir turnuvası için gittiğimizde rastlamıştım bisiklet yollarına ve üzerinde yoğun şekilde akan bisiklet trafiğine…

Dönüp geldiğimde konuşmuştum zamanın yöneticileriyle, bu örnek ulaşım aracına olan ilgiyi ve yatırımları…

O gün bugündür şehrimizde de bisiklet yolları yapılmasını ve bisikletin bir ulaşım aracı olarak kullanılmasını bekledim durdum…

Son zamanlarda kıymeti bilinip yararı düşünülmüş olacak ki, Büyükşehir Belediye Başkanı Zeki Toçoğlu 18 kilometreye uzanan bisiklet yolu yapmış...

Şimdi bisiklet yolu ağını genişletmeye çalışıyor, 6 kilometre daha ilave ederek…

Konya sadece sivilleri için değil, yarışmacı sporcular için de bisiklet yolları yaparak sesini duyuruyor yıllardır…

Sanırım bizde de geç de olsa başlatılan bu tablo, benzer özelliklere ulaştığı zaman Konya kadar olmasa da ona yakın bir zenginlik oluşturacaktır, hiç kuşkusuz…

Bir yandan hava kirliliğini önlemesi, diğer taraftan araç trafiği sıkışıklığının giderilmesi ve de en önemlisi insanların sağlığına yönelik kazanımları dolayısıyla bisiklet kullanımı, günümüzün kaçınılmaz yatırımları arasında yer alıyor.

Yeter ki güvenli yollar oluşturulabilsin…

Batılı ülkeler bu konuda akıllı bisiklet istasyonları kuralı yıllar olmuş…

Baktık ki Başkan Toçoğlu da bisiklet almaya gücü yetmeyenlere bisiklet kullanma imkanı sunacak akıllı bisiklet istasyonlarını devreye sokacağını belirtmiş.

Dilerim bu konuda geri adım atmaz ve yatırımları sürer gider…

Zira buna bu şehrin coğrafi yapısı son derece uygun…

Bu doğrultuda ona Bizim Bahçe’den başarı dileğiyle “Leylaklar” gitsin istedik şimdiden…

Middle>İlimiz, ülkemizin en önemli kesişme ve stratejik noktası üzerine konuşlandırılmıştır…

 

Bu haliyle sürekli göç alması da şehre olan ilgiyi artırmaktadır…

Bir Adapazarlı olarak, şehrimize sahip çıkmak onunla yaşamak, onunla var olmak kaçınılmaz olduğuna göre, üzerimize düşen sorumlulukların da hakkını vermek ve bu bilinçle şehri sahiplenmek zorundayız…

Başka bir seçeneğimiz yok zira…

Bilinir ki taş yerinde ağırdır…

Derya içinde olup da deryadan habersiz nasipsizlerin türlü ve siyasi karalamaları dahi, yaşadığımız şehre olan sevgimizi azaltmaz…

Çok olmasa da kısa süreli ayrılıklar böyle duygular uyanır bende, yer yer ve zaman zaman…

Bayram dönüşü işte böyle duygular var içimde…

Adapazarı son çeyrek asırda aldığı göçlerle giderek yabancılaşsa da kendine, hayatı ve yaşamayı kolaylaştıracak her imkanı sunmasıyla, cazip bir şehir olarak çekiyor ülke insanımızın dikkatini…