BİRKAÇ gün önce Geyve’nin bir köyünden pardon (!) mahallesinden bir dostla sohbet ediyoruz. Dedi ki, ‘..Seçimlerden önce bize, ‘Yeni Büyükşehir Yasası ile seçim sonrası köyünüz mahalle statüsüne geçecek’ dediler..’ Birkaç saniye durakladıktan sonra son noktayı yine kendisi koydu, ‘..O gündür, bu gündür bizim köyün mahalle olduğu yok. Hala bildiğimiz köy!..’
**
30 Mart Yerel Seçimleri sonrasında Büyükşehir statüsündeki iller tek parça Büyükşehir oldu. Bunlardan biri de Sakarya. Artık bu şehrin sınırları, içi boydan boya, enden ene Sakarya Büyükşehir Belediyesi’nin dolayısıyla Başkan Zeki Toçoğlu’nun hizmet sınırları oldu diyebiliriz..
**
Büyükşehir Belediyesi dolayısıyla Başkan Zeki Toçoğlu, bu şehrin kalbi Atatürk Bulvarı’ndan ne kadar sorumluysa; Taraklı’nın Dışdeleler Mahallesi’nden de o kadar sorumlu. Artık Başkan Toçoğlu Gümrükönü’nden, başta Adapazarı olmak üzere diğer ilçelerin su, kanalizasyon vs.. gibi sorunlarından ne kadar sorumluysa; Kocaali’nin Kestanepınarı’ndan, Karasu’nun Kuyumculu’sundan, Kaynarca’nın Büyükyanık’ından, Geyve’nin Bozören’inden, Pamukova’nın Oruçlu’sundan, Karapürçek’in Kanlıçay’ından, Akyazı’nın Eskibedil’inden, Hendek’in Yeniyaylası’ndan da o kadar sorumlu.
**
En ücra mahallelere Büyükşehir belki hizmetlerini direkt aktarmayacak ama o mahallenin bağlı olduğu ilçe belediyesi aracılığıyla bu hizmetler bundan sonra, merkez mahallelerle ayırım gözetmeden aktarılmak zorunda.
**
Aslında bu yasa, Büyükşehir Belediye Başkanı Zeki Toçoğlu’nun omuzlarındaki yükü fazlasıyla artırdı. Bunun yanı sıra Başkan Toçoğlu bundan sonra, ‘hizmette adalet’ olgusuyla terazide tartılacak. Zira bu kadar parça köye, aynı adaletle, aynı oranla hizmet götürmek bir büyük denge ustası olmayı gerektiriyor ki, Başkan Toçoğlu’nda var olduğuna inandığım bu özelliği bu dönemde ortaya çıkacak. Benim zannımla değil, gerçekte var olup olmadığını göreceğiz..
**
Eski başbakan ve cumhurbaşkanı Süleyman Demirel’in arşivlerde toz tutmuş bir sözünü hatırlatarak devam etmek istiyorum. Demirel iktidara geldiğinde şöyle demişti; ‘Fırat’ın ötesinde kaybolan her koyundan ben sorumlu olacağım’ İşte, Başkan Zeki Toçoğlu’nun durumu da bu özettedir..
**
Adaletin terazisini hep dengede tutarak, ona-buna aynı oranda hizmet vererek, kimseyi küstürmeden, kimseyi üzmeden, kimseyi birbirinden farklı süre bekletmeden akıtılacak hizmetler; dün köy, bugün mahalle statüsünde olan en ücra mahallelerdeki insanlar için umut ışığıdır..
**
Bugün; Taraklı’nın, Geyve’nin, Kocaali’nin, Kaynarca’nın, Hendek’in, Karapürçek’in, Akyazı’nın merkeze uzak bazı köylerinde insanların önemli bölümü kanalizasyon şebekesinin ne olduğunu bile bilmiyor.
**
Dededen, babadan gördükleri; bahçeye üstü kapalı bir çukurla bu sorunu çözmüşler, çözmeye devam ediyorlar. Eğer, ‘Mahalle’ statüsüne girildiyse, Adapazarı’nın merkez mahallelerindeki asfalt ve kilitli parkeden çok, bu insanların bu ihtiyaçlarının öne geçeceğine inanıyorum. Artık o köylerin, gerçekten mahalle statüsüne ulaşması için, buralarda yaşayan insanların, insani şartlarının yerine getirilmesi için bu adımlar sanırım en kısa sürede atılacaktır.
**
Bu nedenle tekrar ediyorum; Büyükşehir Belediye Başkanı Zeki Toçoğlu’nun omuzlarındaki sorumluluk, belki on misli büyüdü. Büyüyen bu hizmet sorumluluğuna eşit olarak adalet sorumluluğu da aynı oranda büyürse hiç sorun kalmaz. Ben hizmet-adalet sorununun yaşanacağını sanmıyorum. Zira bu dönem, bu yasayla Büyükşehir’in ve Başkan Toçoğlu önemli bir sınavdan geçecek. Yine de ‘Hizmet-adalet’ ilişkisinin sağlıklı yürüyüp yürümediği önümüzdeki zaman diliminde belli olacak.
6 Mayıs 2014
DURAN’I UNUT(MA)MAK!..
Bugün Aziz Duran’ı hatırlatmak istedim; yazının ikinci konusu olarak olsa da.. Bu şehirde üç dönem üst üste belediye başkanlığı yapmış tek insan olmasından ziyade; yaptığı hizmetlerinde kabaca bir üzerinden geçeyim istedim, O’nu unutmamak adına..
**
Seversiniz sevmezsiniz, sayarsanız saymazsınız, oy vermişsiniz, vermemişsiniz hiç önemli değil. Önemli olan, böyle insanların en azından bu şehre verdiği hizmetler nedeniyle en azından arada bir hatırlanmasıdır asıl olan..
**
1994-2009 arası tam 15 yıl Şehrül-Emin’i idi bu şehrin. O döneme dönüp bakıyoruz; Bugün Büyükşehir’in gurur duyduğu, gerçekten gurur duyulacak önemli proje olan Sakarya Nehri üzerindeki Hidroelektrik Santrali. Sayın Duran; bu ihtiyacı yıllar evvelinden gördü, temellerini attı; inşaatına başlattı bitime çeyrek kala bugünkü yönetime devretti..
**
İşte orada abide gibi duran Şehirlerarası Otobüs Terminali. Bu ihtiyacı da yıllar öncesinden gördü, projelerini çizdirdi, kaynağını buldu, inşaatına başlattı, bitti bitecek durumda bugünkü yönetime devretti..
**
Sapanca Gölü’nün sos verdiği yıllarda alternatif içme suyu arayışlarından yola çıkarak bugün inşaatı bitme noktasına doğru hızla ilerleyen Ballıkaya Barajı’nın temellerini atan, Akçay Barajı’nın yerini gösteren de o idi..
**
Diğerlerini sayayım mı bilmiyorum. Ama bildiğim bir şey var ki o da; mevcut yönetimin ‘Aziz Duran’ adını nedense anmadığıdır. Hiç mi teşekkürü hak etmiyor diye de merak ediyorum..