‘’Ey peygamber! Hanımlarına, kızlarına ve mü’minlerin hanımlarına söyle, dışarı çıkarken üstlerine cilbaplarını alsınlar. Bu onların tanınmasını ve bundan dolayı incitilmemelerini sağlar. Allah, Gafurdur, Rahimdir.’’(AHZAB SÜRESİ 33/59)

Feyza, annesi Almanya’ya gittiği için babaannesinde büyümüştü. Annesi Almanya’ da bir konfeksiyon fabrikasında çalışıyordu. Konfeksiyon fabrikasından atılan küçük kumaş parçalarını toplayarak özlediği kızına harika kıyafetler dikerdi. Bavullar dolusu diktiği bu süslü kıyafetleri  Türkiye’ ye getirirdi. Feyza  her zaman arkadaşlarının özendiği o güzel kıyafetleri giyerdi. Annesi Türkiye’ye kesin dönüş yaptıktan sonra da kızını kendi diktiği kıyafetlerle büyütmeye devam etti.

 Artık lise öğrencisi olmuştu. Annesi artık kızının kapanmasını ve namaz kılmasını istiyordu. Kızı küçükken kapanmaya alıştırması gerektiği, aksi taktirde zorlanabileceği  hiç aklına gelmemişti. Feyza ’da namazını bırakmamayı ve tesettüre girmeyi çok istiyordu fakat alışkanlıklarını değiştirmek çok zor geliyordu. ‘’Yaza kapanıcam, kışa kapanıcam’’ derken yıllar geçti.

Annesinin isteği ile, kendisi pek istemese de Marmara Üniversitesi ilahiyat fakültesine kaydını yaptırdı. İlahiyattaki ilk dersine  pardesü giyip eşarp takarak gitti. Yıllarca kapanma konusunda kendini çok zorlamış, hatta annesini bu konularda gücendirdiği için gönlü olsun diye ilahiyatı tercih etmişti. Çok zorlandığı kapanmayı başarmış olmak  onu çok rahatlattı. Yeni çevresinde herkes kapalı olduğu ve artık din öğretmeni olacağı için kapanabildi. Ve evlatları olduğunda aynı sıkıntıyı yaşamalarını istemediği için küçük yaşta dini kurallara alıştırmak gerektiğini düşündü.

Feyza  çocuklarının dindar olmalarını istediği için dindar olmayan taliplerini reddetti ve sonunda dindar bir mühendisle evlendi. Yıllar sonra önce oğlu, sonra da bir kızı oldu. Onların anne karnına abdestli, namazlı ve dua ile düşmelerini sağladı. Sonra da kendi yaşadığı sıkıntıları yaşamamaları için çocuklarını daha anne karnında eğitmeye başladı. Bol bol Kur’an-ı Kerim okudu ve dinledi. Haram lokma yemedi. Doğduklarında abdestsiz emzirmedi. Oğluna diz üstü şortlar, kızına askılı tişörtler veya kısa etekler asla giydirmedi. Her zaman diz ile bel arasının kendi cinsine dahi haram olduğunu söylerdi. Kızına giydirdiği kıyafetlerin kol boyunu ve bacak boyunu her yıl uzattı. Uzun kıyafet bulamadığı zamanlarda kendi dikti. Kızını veya oğlunu kıyafet almaya çarşılara götürmedi. Vitrinlerde gördükleri  kısa ve açık kıyafetlere özenmelerini istemedi. Diktiği veya aldığı kıyafetleri kızı beğenmediğinde hemen tuhafiyeden aldığı yapıştırma taşlardan oluşan süsleri ütü ile yapıştırarak kıyafetlerini albenili hale getirdi ve kızının heyecanla giymesini sağladı.

Kızının yeni okulunda yüzme havuzu vardı.  Feyza’nın kızı bu havuza rengi biraz solmuş diz altı taytı olan eski mayosu ile girmişti.  Arkadaşlarının rengi parlak ve tesettüre uygun olmayan mayolarını görünce annesinden  onlar gibi mayo almasını  istedi. Feyza hemen gidip nar çiçeğinden biraz daha koyu harika bir renkte mayoluk kumaş aldı. Altına diz altı tayt dikti. Üstüne ise taşlarla süslediği bir gece elbisesini andıran tek omuz çok güzel bir tunik dikti. Kızı ve arkadaşları yeni mayoya bayıldı. Amacına ulaşmıştı.

Kızı daha 4. Sınıfta kapanmak istediğinde, kızına şöyle dedi: ’’Kapandın mı diye soranlara sakın kapandım deme. Alıştırma yapıyorum de. Allah sana daha farz kılmadığı için sıkıldığında açabilirsin. İnsanlar sana, açılıp kapanıyorsun diye tepki gösterebilirler ve sen de üzülürsün.  Allah sana bir işaret gönderecek ve o işaret geldiğinde benim gibi pardesü  ve eşarbını takacaksın. İşaret gelene kadar istediğini yap.’’

Feyza’nın kızı 4. Sınıfta okula giderken kapanıyordu. Annesi onu almaya geldiğinde arabaya biner binmez saçını açıyordu. Yaz tatili olduğunda tamamen açıldı. 5. Sınıfa gideceği zaman ilk gün annesine sordu: ‘’ Açık mı gitsem kapalı mı?’’ Annesi ona karışıyor görünmek istemedi. Kapalı tanıyan arkadaşlarının varlığını hatırlattı ve kendisine bıraktı. Kızı 5. Sınıfa da kapalı gitmeye karar verdi. Yaz tatili geldiğinde bu sefer tamamen açılmadı, tülbent takarak arkasına sarkıttı ve boynunu açtı. 6. Sınıfın ilk günü yine kapansam mı kararını sorgulasa da annesi karışmadı. Yine kapanarak gitti okuluna. Yaz tatili geldiğinde artık açılmama kararı almıştı ki beklenen işaret geldi. Feyza kızının haram işlememesi için çarşıya kendisi giderek bir pardesü alıp geldi. Kızının hiç zorlanmadan namaz ve tesettürünü başarmasına çok sevindi.

Bazı arkadaşlarının ‘’küçükken hevesini alsın büyüyünce giyemeyecek’’ diye evlatlarını açık saçık giydirmelerini gözlemliyordu. Bu zavallı çocuklar büyüdüklerinde çok zorlandılar ve kapanamadılar.

Birinci merdivenden başlanarak yavaş yavaş çıkmak varken yirmi merdivene bir adımda çıkmak mümkün mü?...

Evladınızın tesettüre karşı olmasını istiyorsanız, küçük yaşlarda iken ona ‘’özenci kalmasın’’ mantığı ile kısa şortlar ve askılı elbiseler giydirin.