Ülkemizde suç işleyenin yanına kâr kaldığı dönemler geride kaldı... 
Üstü küllenmiş olsa dahi, her suçlunun zamanı geldiğinde cezasını çekeceği bir ortam oluştu…
Bilgi, belge hazır hale gelince, yapışılıyor yakasına suçlunun…
Siyasetçi, bürokrat, asker; kimliği, işi, sıfatı ne olursa olsun, kurtuluş yok...
Yeter ki suçlu olduğunu gösterir deliller, ihbarlar, kaynaklar çıksın gün yüzüne...
Bu konuda, “Tabu” sayılan kaleler bir bir yıkılırken; kurular içerisinde yaşlar da yanıyor elbette…
İşte buna üzülüyor insan…
Böyle geniş bir yelpazede, hatalar yapılabiliyor...
Ancak ülkemizde öyle bir adalet sistemi gelişti ki, temiz toplum, temiz ülke, temiz siyaset ve temiz bürokrasi adına çıkılan yolda, yargı tavizsiz ve korumasız bir yol izliyor.
Son aylarda peş peşe yapılan operasyonlar da gösteriyor ki, “Bu dünya ya da düzen böyle geldi, bölge gider” anlayışının temelleri sarsılıyor...
Artık öyle gitmeyeceğini, düzgün ve doğru olmayanların barınamayacağı bir ülkeye doğru yola çıkılmış bulunuyor.
İster iktidardan, isterse de muhalefetten yana olsun, kimsenin gözünün yaşına bakılmıyor.
Başta, her on yılda bir darbelerle sarsılan ülkede, halkın oylarıyla iktidara gelen siyasi iradeyi hiçe sayanlar olmak üzere, toplumu zarara uğratan ya da bu yola giren herkese ve her kesime karşı başlatılan tutuklamalar, yargılamalar arzulanan bir ülke adına ibretle ve dikkatle izlenmekte… Bu tablo, adaletin herkes için geçerli ve lüzumlu olduğunu ortaya koyuyor...
Bundan böyle ülkede adımlar, buna göre atmalı…
“Hiçbir suç yok ki, günün birinde karşına dikilmesin” anlayışıyla hareket edip düzgün bir yaşam tarzı ve yol izlemekten gayri çıkış yolu yok…
Son olaylar gösterdi ki, suç işlemek bir yana, “Şuuyu vukuundan” beter olayların yanından ve yakınından dahi geçmenin risk olduğu gerçeği gözlerden uzak tutulmamalıdır…
Ülkemiz bağırsaklarını temizliyor.
Dileğimiz, bu temizlik harekâtı sırasında suçsuzların zarar görmemesidir...