Uzun bir süreden beri, Ordu ilimizin sınırları içindeki sahil yolunda, “elektıronik tırafik denetleme sistemi” mağdurlarının şikayetlerinin ardı arkası kesilmiyor.

                   Ordu’dan geçen hemen herkes bu tuzağa yakalanıyor ve ağır tırafik cezalarının acısıyla, feryadı basıyor.

                   Maalesef şikayetleri herkes duyuyor ama, yetkililer bir türlü duymuyor!

                   Bendeniz de Ramazan Bayramı arefesinde, bir yakınım ile bu yoldan geçtim.

                   Aradan yaklaşık bir ay geçti ve beraber seyahat ettiğimiz o yakınım birkaç gün önce beni aradı.  Karadeniz sahil yolu Ordu’da, hem de bölünmüş yolda, 93 km ile 400. 00 TL ceza tebligatı aldığını, büyük bir öfke ile bana anlattı. Bu kadar orantısız bir ceza olur mu diye feryat etti ve bu kızgınlıkla konuyu Bimer’e de yazdığını söyledi. Şüphesiz ben de yazdım. Akim’e de yazacağım. Herkesin yazmasını da istirham ediyorum. Hem BİMER, hem de AKİM'e.

                 Ordu’da şikayet edilen konu şu:

                 Samsun’dan Ordu ili sınırlarına girince, bütün yerleşim merkezlerine elektıronik denetleme sistemi koymuşlar. Hem de sık aralıklarla ve neredeyse adım başı.

                50 Km hız sınırı tayin edilmiş.  Bölünmüş ve TEM sıtandardına yakın sahil yolunda neredeyse kağnı hızıyla seyretmek zorundasınız.

                Öyle sadece Ordu kent merkezinin, en merkezi yerinde falan değil. Şehrin girişinden çıkışına kadar ve hemen hemen tüm sahil ilçelerde.  Doğuya doğru Giresun sınırına,  Batıya doğru da yanılmıyorsam Fatsa çıkışına kadar. Ünye de olup olmadığından emin değilim.

                Hem de yığınla tırafik ışıklarında da ayrıca durup bekleyerek.

                Karadeniz sahil yolunda, yolculuk sürenizin çoğu Ordu’da geçiyor.

                Araçlar adeta durur gibi yol almaya çalışıyor.

                Sadece il ve ilçe merkezlerinin, çok yoğun yerleri olsa bir şey değil.

                Her tarafta bu uygulama mevcut. Şehir içinden çıkarken,  kenar semtlerde bile aynı denetleme cihazları var.

                İstanbul’dan özlem ve hasretle sılai rahim için yola koyuluyorsunuz. Onca il ve ilçe merkezlerinden geçiyor, bölünmüş yollarda 110 km hızla seyrediyorsunuz. Ordu sınırlarına girince durarak gidiyorsunuz. Hem de gözünüz hep denetleme cihazlarında. Fare tuzağı gibi yol güzergahına boydan boya yerleştirilmiş. Birde Osmancık’ta var.

               Ardarda kesilen  ve bir süre sonra gelen, büyük ceza rakamlarıyla şoke oluyorsunuz.

               Orantısız cezayı yiyen, gittiği şehirde basına koşuyor ve veryansın ediyor.

               Ordu Büyükşehir belediyesinin gelir kapısı olarak nitelendirenler olduğu gibi, işi emniyete ve hükümete yıkanlar da var.

              Konu ile ilgili sosyal basında bir kardeşimizin yorumu şöyle: “Arkadaşlar! 81 vilayetin 79’ unda böyle bir uygulama yok.  Ordu ve çorum’un Osmancık ilçesinde var. Bu uygulama ne can güvenliği ne de yol için yapılmış. Bal gibi rant sağlamak için yapılmış. Sayın yetkililerden bu konuyu incelemelerini, bu gelirlerin nereye gittiğinin araştırılmasını istiyoruz.”

            Bir diğer kardeşimizin de yorumu şöyle: “Bu şirket Samsun Büyük Şehir Belediyesine de gitmiş, bunu reddetmiş ve onlara; ben vatandaşıma bu tuzağı kuramam, demiş... Buradan Samsun Büyük Şehir Belediyesine tebrik ve teşekkürlerimi iletiyorum...”

 

               Ne hikmetse şikayetleri duymayan kalmadı ama, yetkililer bir türlü duymuyor ya da duymazlıktan geliyor.

               Bu ilimizin vekilleri var, siyasileri var. Ceza mağdurlarının da vekilleri ve siyasileri var.

               Belediye başkanı ve ilin idarecileri, valileri, kaymakamları var.

               Yahu hiç mi duymazlar bu sesleri?

               Bir araya gelip, “ haydi bir bakalım, ne oluyor burada” demezler mi?

               Mecliste o kadar vekil var. Ordu vekilleri ile bir araya gelip, sorunu neden masaya yatırmazlar?

               Burada bir sıkıntı var ve herkes şikayetçi. Doğuya doğru gidende, Batıya doğru giden de bu tuzağa, bu kapana düşüyor!

               Gelin bir araya, bir çözüm arayın.

               Tırafik ışıkları varken ve sadece ışıklarda bu denetim yapılması gerekirken, her yerde niye? Birçok yerde zaten yol bölünmüş ve ortası yaya geçişine kapatılmış, hızı bu kadar düşürmeye gerek var mı? Ya da 50 km yerine 70 neden olmaz? Şehrin göbeğinde tamam da, şehri terk ederken, insan yoğunluğunun az olduğu yerlerde bu hız esnetilemez mi? Çok kıritik yerlerde 50, diğerlerinde 70 olamaz mı?  En küçük ilçelerde bile bunu uygulamaya gerek var mı? 400.00 Tl ceza olur mu?  Makul bir düzeye indirilemez mi?

                   Yahu bir bakın Allah aşkına. Bu güne kadar ne kadar ceza kesilmiş, toplamına bakın! Bir çözüm getirin. Kesilen fahiş cezaları da geri ödettirin.

                   Seçilmişler, atanmışlar, idareciler, yetkililer ne işe yarar?

                    Vazifeniz bu millete hizmet, hamallık, hizmetkarlık değil mi?

                    Hem doğru ise, NEDEN SADECE BU İLİMİZDE VAR?  O zaman tüm şehirlerde uygulayın. Neden tüm şehirlerimizde yokta, sadece Ordu’ da var?DEVLET İÇİNDE ÇİFTE SITANDART OLUR MU?Her isteyen farklı bir uygulama koyabilir mi? Sistem her yerde geçerli olmalı değil mi?

                   Ordu’nun adı “Deli Dumrul’a” çıkmamalı. Yapmayın, etmeyin, Ordu’ya da yazık oluyor. Kimsenin geçmek istemediği bir yere döndürmeyin! Adını olumsuza çıkartmayın! Ordu’muz bunu hak etmiyor. Aynı şey Osmancık için de geçerli.

                   Mutlaka bir çözüm, bir orta yol bulunur. Para kazanmak değil, hedef insana hizmetse eğer?

                   Darbe kalkışmalarını, cezaya boğduğunuz bu insanlarla önleyecek, tankların altına bu insanlarla yatacağız!