Sevgili okurlar,
Cumhuriyet’in 93. Yılını idrak ettiğimiz şu günlerde, Türkiye’nin durumunu biraz irdelemeye ne dersiniz?
Bugün bir iğne yapamazken, Cumhuriyet ile silkinerek, her alanda milyonlarca genç yaratmanın gururu ve sevinci içinde marşlar söylediğimiz, türküler çağırdığımız, şarkılarda birlikte olduğumuz, yerli malı, yurdun malı diyerek, kendi ürettiğimiz ürünlerin kıymetini anladığımız o günleri ne çabuk unuttuk!
Eğer dünü iyi analiz etmezsek, iyi anlamazsak, Cumhuriyet ve Atatürk’ün şifrelerini iyi kavrayamazsak, gelecek Türkiye için olduğu kadar, sizin, bizim, hepimiz için karanlık demektir!.
Hani o Karadeniz yöresinde söylenen ve merhum Erkan Ocaklı’nın bize armağan ettiği o mısırın türküsünü hatırlatmak isterim:
‘Mısırı kuruttun mu?
Ambarda duruttun mu?
Nenen çarık giyerdi
Bunları unuttun mu?’

Bizim yaş kuşağı çarık giymedi ama, çarığı tanıdık. Yani çarık devri, insanların iskarpin ayakkabı, hatta cızlavıt lastik bulup giyemediği günlerdi!
Dahası, ah be kardeşim, şimdilerde moda ya, bizim nesil, yamalı pantolonu bile gördü.
Ne özverili, hoşgörülü günler idi!..
Yamalı pantolon! Çoğu da bu yamalı pantolonu bulamıyordu. Şimdi moda olsun diye dizleri yırtılan ve arkasına yama yapıştırılan pantolonlarla karşılaştırmayınız sakın?!
Hey gidi günler hey!
Çocukluk günlerimizde, okul harçlıklarını çıkarmak için, ellerimizi tuğla ocaklarında ve taş ocaklarında nasıl da kanatırcasına kullanırdık!
Ama emin olun ki, o dönemin insanı mutlu, kanaatkâr ve hoşgörülüydü..
Sevgi ve saygı timsaliydiler..
Kimse kusura bakmasın, bugün sokaklarda dolaşanlar yaptığı gibi,’ bana baktın, bana omuz attın’ diye insan öldürmüyor, bıçak çekmiyor, mini etek giydi diye tekme atmıyorlardı!
Hey aslanım, hey!
O dönemin insanlarını, Atatürk Bulvarı’nda bir aşağı, bir yukarı yürürken görecektiniz!
Onlar Atatürk Türkiye’sinin, Cumhuriyet’in vatandaşlarıydılar..
Kendileri ile çevresi ile barışık!
O dönemin okullarında,’ Yaslı gittim, şen geldim, aç koynunu ben geldim..Bana bir yudum su ver.Çok uzak yerden geldim..’ diye şarkılar söylenirdi.
Ya da,’ İzmir’in dağlarında çiçekler açar!’
***
Sevgili okurlar
Ne oldu bize?
Üç yanımız değil, dört yanımız düşman ile doldu!
Eskiden bir tek ‘eşkıyadan’ söz edilirdi.. Şimdilerde PKK’ denilen bir şer terör örgütümüz oldu! Sonra buna başka örgütler eklendi.
Bugünlerde sınır ötesi terör örgütleri ile boğuşur hale nasıl geldik?
Neyi, nerede yanlış yaptık?
Ne oldu bize?
Atatürk ile Cumhuriyet ile kavga eder hale niye ve neden geldik?
Cumhuriyet’in temellerini atanlar, neyi eksik etmişlerdi ki?
Biri çıkıp anlatabilir mi?
Şu memlekette kardeşçe yaşamak, fitne ve fesattan uzak sevgi ve saygı denizinde, milli geliri bölüşmek, paylaşmak, gelecek için kullanmak, aydınlık yarınlara yatırım yapmak, dostlukları geliştirmek, uzay derinliklerinde farklı gelecekler aramak, milli, dini, kültürel değerlerde hoşgörü bağlamında buluşmak, dar mı geldi bize?
O dünün ak, pak anlayışlarını nasıl da öteledik?
Komşusu açken,tok yatmayanlar?..
‘Komşu, komşunun külüne muhtaçtır’ idealinde buluşanlar?..
Kara lamba ışığında çocuğunu okutmak için sefer-ber olanlar?
Nasıl da ders almadık?
Cumhuriyet’in imkanlarını nasılda nankörce inkar ettik, harcadık, görmezden gelmeye başladık?
Kadın-erkek eşitliğini çöpe atmaya kalkan, milli kahramanları önemsemeyen, aşağılayan, karalayan zihniyetleri nasıl da yetiştirdik?
Nasıl oldu da, beceriksiz siyasetçileri baş tacı eder hale geldik?
Nasıl oldu da; yalancıları, riyakarları, ‘devletin malı deniz, yemene domuz’ diyenleri korur hale geldik?
İnanın akıl erdiremiyor insan?
Nasıl oldu da, biatizm emrinde, başkalarına köle hale getirildik?
Nasıl oldu da, ’millet’ ülküsünden uzaklaşır hale geldik?
Biri çıkıp, bunu size, bize, ona, buna izah edebilir mi?
Nasıl oldu da, Cumhuriyet ile kazandığımız, ‘seçme ve seçilme’ hakkını, kişisel menfaatler bazında bize kullanmayı dayattılar?
Ne oldu bize?
Bir kilo şekere, bir çuval kömüre, bir paket makarnaya muhtaç hale getirildik?
Ne oldu bize?
Her gün, vatan müdafaasında patır, patır şehit olan, gazi olan evlatlarımızın acısını sinemize çeker hale getirildik!?
Sahi ne oldu bize?

***
Sevgili okurlar,
Türkiye içte, çağın görülmemiş bir ihaneti ile karşı karşıya!,,
Güneydoğu’da olup biteni anlayan var mı?
Şu Suriye ve Irak cephesinde olup bitenleri kavrayan var mı?
Şu içinde bulunduğumuz NATO politikasını, şu üyelik için kapısında bekletildiğimiz Avrupa Birliği projelerini nereye koyacağız?
Şu ‘15 Temmuz Darbe Kalkışması’ ihanetini çocuklarımıza nasıl anlatacağız,bu işin üstesinden nasıl geleceğiz?
Uzatmak istemiyorum ama, gidiş, hayra gidiş değil!
Lütfen dudak bükmeyiniz!?
Bakınız yanı başımızdaki o koca Sovyet Sosyalistler Birliği(Rusya), Yugoslavya yerle bir edildi..
Yine kardeş ülkeler, Bosna Hersek, Mısır, Libya, Tunus, Cezayir, Suriye, Irak ve Afganistan’da olup bitenleri nereye koyacağız?
Bunları anlamak için Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk ve arkadaşlarının açtığı çağdaşlaşma, aydınlanma yolunu iyi bellememiz gerekir..
Yoksa, yarın çok geç kalmış olacağız!..
Yarın çok geç olmadan, geliniz, birliktelik hırkasına bürünelim?..
Bu vesile ile 93 Yıl önce bize Cumhuriyeti armağan edenleri, saygı ve minnetle anıyoruz. Cumhuriyet Bayramınız kutlu olsun!