Şu sıralarda çeşitle yayın kurumlarında ve yazılı basın organlarında izlemekte-okumakta olduğumuz belediye başkan adaylarının eteğindeki taşları döktüğü programlar gündemde…

İşte böyle ilginç bir programda izledim, Ankara Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Mehmet Özhaseki’yi bir pazar sabahında…

AK Parti yerel yönetimlerinden sorumlu genel başkan yardımcılığı ile Çevre ve Şehircilik Bakanlığı görevlerinde de bulunan Mehmet Özhaseki öyle sıradan değil, sıra dışı başkan adayı olmadığını gösterir harika bir performans ortaya koydu, yaklaşık iki saati bulan televizyon programında…

Diyeceksiniz ki; Size böylesine ilin dışına taşan bir konuya kalem oynattıran sebep nedir!

Hemen belirtmek isterim ki; nerede ve nasıl olursa olsun belediye başkan adayı olarak hizmete talip kim varsa, bu programdan ve anlatılan örnekten alacağı dersler olmalı…

İlimizde raylı sistem son zamanlarda gündemden düşmüyor…

Sanırım hizmete girmesi uzun zaman almayacak…

Zira şehrin buna ihtiyacı olduğunu gösterir sıkışıklık mevcut merkezde…  

Özhaseki, Kayseri’de başkanlık süresince iline neleri nasıl kazandırdığını çarpıcı bir dil ve örneklerle ortaya koyarken, hepsinin ötesine taşan bir “cesaretten” söz etti…

Şöyle ki;

Kayseri’ye ilk kez raylı sistem getirdiği dönemde, ihtiyaç olan yolcu vagonları için ihaleye çıkmış…

Teklif verenler arasında ilginç birine rastlamış…

Hem kaliteli hem de bütün tekliflerden çok daha ucuz olacağını belirten iş adamını “Dinleyelim bakalım, bu işin sırrı nedir” deyip davet etmişler…

“Ben Almanya’da bu işi yapan ve çok da sipariş alan bir Türk sanayicisiyim…

Duydum ki Kayseri’ye raylı sistem yapıyormuşsunuz…

Şartnameyi gördüm, yaptığımız örnekler Almanya’da ortada…

Gelin hem fabrikamızı görün hem de işi…

İsterim ki ülkeme de yararlı olayım…

Bütün tekliflerden hem çok ucuz hem de kaliteli vagonlar yapmak için tek isteğim şartnamede mevcut ‘İş bitirme’ maddesinin kaldırılması…

Bunun haricindeki maddelerde sorun olmaz.”

Özhaseki;
“İyi ama bu bizi yasal olarak sıkıntıya sokar” der…

İşadamı;
“Önce Almanya’ya gelin, tesislerimi ve yaptığımız işi görün.

Sonra kararınızı verin.”

Bunun üzerine Özhaseki ve kurmay heyeti Almanya’ya gider ve incelemelerde bulunur…

Dönüşte meclis toplanır, konu gündeme getirilir…

Belediyenin ve ülkenin büyük menfaati ağır basar ve Almanya’daki Türk sanayicinin talebi karşılanır; şartlara uygun 30 adet raylı sistem taşıyıcı vagon Kayseri’ye gelir…

Özhaseki bu konuda, “başkan olarak temsil ettiği siyasi düşüncenin zarar göreceği ve mahkemelerde işin anlatılmasının kolay olmayacağını” söyleyip karşı çıkan görüşlere; “Bu olay nedeniyle sıkıntı yaşasak da yasal olarak ülke ve şehir adına riske girmeye değer.
Nitekim bizi şartnameye neden uymadın diyerek sorgulayacak hakim de bu ülkenin insanı...

Sanırım onun tavrı da bizden farklı olamaz” diyerek, cesur bir başkan profili ortaya koyar…

Neticede kazanan Kayseri Büyükşehir Belediyesi olurken, Almanya’daki Türk firmasının ise bugün Yeni Zelanda’ya 300 vagon yapar hale geldiğinin altını çiziyordu Özhaseki…

Bütün bunları gündeme getirmemdeki sebep; bu anlayışta olan başkan adaylarının da benzer konularda ellerini değil, tüm gövdelerini taşın altına koyması onları; ilçesi, ili ve ülkesi adına tercih edilir kılar…

İşte böyle ülke menfaatlerini her şeyin önünde tutacak başkanlara ihtiyacı var bugün, dünden daha fazla…

Bu duygularla yola koyulacak belediye başkan adaylarına ve Ankara’ya hizmet adına kolları sıvayan Mehmet Özhaseki’ye kolaylık ve başarı dileğiyle “Orkideler” gitsin istedik…