Meme kanserinin kadınlarda en sık görülen kanser türü olduğunu belirten Op. Dr. Taşpınar, Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) verilerine göre her 8 kadından birinin hayatı boyunca en az bir kez bu hastalıkla karşılaştığını ifade etti. Türkiye’de her yıl yaklaşık 25 bin yeni meme kanseri vakası tespit edildiğini dile getiren Taşpınar,

“Meme kanseri sadece bireysel bir sağlık sorunu değil, toplum sağlığını ilgilendiren ciddi bir konudur. En önemli silahımız hâlâ erken teşhistir. Çünkü erken evrede teşhis alan hastalarda 5 yıllık sağkalım oranı yüzde 90’ın üzerindedir.” dedi.

Genetik Yatkınlık Kadar Yaşam Tarzı da Etkili

Meme kanseri vakalarının yalnızca yüzde 5–10’unun kalıtsal gen mutasyonları (BRCA1, BRCA2) ile ilişkili olduğunu belirten Taşpınar, geri kalan büyük bölümün yaşam tarzı, hormonal ve çevresel faktörlerle bağlantılı olduğuna dikkat çekti.

“50 yaş üstü olmak, aile öyküsü, erken adet görme, geç menopoz, obezite, hareketsizlik ve alkol kullanımı riski artırıyor. Düzenli egzersiz, sağlıklı beslenme ve sigaradan uzak durmak ise riski azaltan en etkili önlemlerdir.” diye konuştu.

Mamografi Hayat Kurtarır

Erken teşhiste en önemli yöntemlerden birinin mamografi olduğunu hatırlatan Op. Dr. Ersoy Taşpınar,

“40 yaşından itibaren her kadının yılda bir kez mamografi yaptırması büyük önem taşıyor. Yüksek risk grubundaki kadınlarda bu taramalar 35 yaşından itibaren başlamalı. Ayrıca kendi kendine meme muayenesi ve düzenli doktor kontrolleri de ihmal edilmemelidir.” uyarısında bulundu.

Yeni nesil görüntüleme yöntemleri ve genetik testlerin de teşhis sürecini kolaylaştırdığını belirten Taşpınar, kişiselleştirilmiş risk analizleriyle daha doğru tedavi planlarının yapılabildiğini söyledi.

Kişiye Özel Tedaviyle Yüz Güldüren Sonuçlar

Meme kanseri tedavisinde son yıllarda kişiye özel yaklaşımların öne çıktığını ifade eden Taşpınar,

“Cerrahi, kemoterapi, radyoterapi, hormonoterapi ve biyolojik tedavi seçenekleri hastanın genel durumu ve tümör özellikleri dikkate alınarak planlanıyor. Erken evrede teşhis alan hastalarda artık meme koruyucu cerrahi ön plana çıkıyor. Onkoplastik cerrahi sayesinde hem kanseri güvenli biçimde temizliyor hem de estetik olarak başarılı sonuçlar elde ediyoruz.” dedi.

“Korku Değil, Bilgiyle Hareket Edelim”

Toplumda meme kanserine yönelik korku ve önyargıların hâlâ güçlü olduğunu vurgulayan Op. Dr. Taşpınar, farkındalığın hayat kurtardığını belirtti:

“Erken teşhis alan hastalarımın yüzündeki güven, geç kalmış hastalardaki korkudan çok daha güçlü. Kanserle mücadelede en etkili ilaç, farkındalıktır.”

“Fark Et, Geç Kalma”

Medicana Bursa Hastanesi, her yıl ekim ayında düzenlediği farkındalık kampanyalarıyla erken teşhisin önemini hatırlatıyor.

“Bir mamografi sadece birkaç dakikanızı alır ama o birkaç dakika hayatınızı kurtarabilir. Her kadın kendi bedenini tanımalı, düzenli kontrollerini aksatmamalıdır. Fark et, geç kalma. Çünkü erken teşhis hayat kurtarır.” ifadelerini kullandı.

Kaynak: İHA