Bursa’nın Mustafakemalpaşa ilçesine bağlı Karaoğlan Mahallesi, Uluabat Gölü kıyısındaki konumuyla manda yetiştiriciliğinde adeta bir üs haline geldi. Mahallede yüzyıllardır süren geleneksel yöntemlerle yapılan manda besiciliği, bölgeye hem ekonomik hem de görsel açıdan özgün bir kimlik kazandırıyor. Göl ve çayın serin sularına her gün sürüler halinde giren mandalar, hem parazitlerinden arınıyor, hem serinliyor hem de süt verimini artırıyor.

MANDALAR İÇİN SU VAZGEÇİLMEZ

Karaoğlan Muhtarı Ergün Kısa, mahallelerinde yaklaşık 5 bin büyükbaş hayvan bulunduğunu, bunların 1.800’ünün manda olduğunu belirtti. Kısa, “Etinden, sütünden, kaymağından, tereyağından, peynirinden, yoğurdundan ve sucuğundan faydalandığımız mandalar, her gün mutlaka suya giriyor. Su olmazsa süt verimi düşer” ifadelerini kullandı.

Afrika'yı Andıran Manzaralar

Mandaların Uluabat Gölü ve Kirmasti Çayı’na sürüler halinde ilerleyişi, izleyenlere Afrika savanalarında bufalo göçünü anımsatan görüntüler sunuyor. Gündüz saatlerinde gölde serinleyen mandalar, akşam olunca kendi ahırlarına dönüyor. Sahipleri ise onlara ulaşabilmek için kayıkla dereyi geçmek zorunda kalıyor.

Süt 70 TL, Peynir 400 TL

Mandaların özellikle yoğurdu, bağışıklık sistemini güçlendirdiğine inanılması nedeniyle yoğun ilgi görüyor. Muhtar Kısa, bir mandanın günlük ortalama 5 kilogram süt verdiğini ve bu sütün litresinin 70 TL’ye satıldığını söyledi. “Peyniri 400, yoğurdu 120, sucuğu ise 600 liraya kadar çıkıyor. Süt verimi daha yüksek olsa üretici çok daha iyi kazanır” diyen Kısa, bölge ekonomisinin mandacılıkla canlandığını vurguladı.

Geleneksel Yetiştiricilik Yaşıyor

Doğayla iç içe sürdürülen bu geleneksel üretim modeli, hem verimliliği artırıyor hem de doğaya zarar vermeden sürdürülebilir hayvancılığın mümkün olduğunu gösteriyor. Karaoğlan Mahallesi, sadece üretimiyle değil, ortaya koyduğu eşsiz doğa ve kültür manzaralarıyla da dikkat çekiyor.

Kaynak: İHA