Son yıllarda genel olarak sabah saatlerini kendime ayırırım.
Bu süre içersinde yıllardır sürdürdüğüm sportif etkinlikler yer alır.
Mesaiye öğle vakti başlarım...
Bu nedenle mesleğimizi ilgilendiren sabah programlarına katılmam istisnai hallerde olur ancak...
SATSO’nun kahvaltılı basın toplantısı böyle bir zaman dilimine rastlayınca katıldım...
İyi ki de katılmışım...
Başkan Mahmut Kösemusul’u bir nefeslik mesafede dinledim...
Konuşmalarında, siyasetçileri hedef alan sertlik yoktu...
Milletvekillerini karalama niteliği taşımayan açıklamalarında, sitem vardı sadece...
O konularda sonuna kadar da haklıydı Kösemusul...
İlde milletvekillerine sitem eden sadece Kösemusul değil ki...
Kendi partilileri dahil pek çok kesimden vatandaş var, milletvekillerinin bir kısmına da olsa sitem eden; şehrin önemli sorunlarına karşı kayıtsız kalmaları nedeniyle...
Bu ilin en önemli ve en geniş tabanlı sivil toplum örgütü başkanı olarak Mahmut Kösemusul’un haklı talepleri dile getirişini, bir bardak suda fırtına kopartacak hale getirmek, bizim medyaya yakışır bir yol ve yöntem olsa gerek...
Ne dedi Kösemusul: “Hepsi ile gönül bağımız var ancak üzerinde durduğumuz ve bu il için hatta bölgemiz için hayati önem taşıyan Karasu Limanı ve limanı şehre bağlayacak demiryolu konusunda, milletvekillerimiz gereken aktiviteyi ortaya koymadılar. Bu konuda dillerimiz farklı...”
Bunda ne var!
Daha ağırı yazılıp, çiziliyor ve dillendiriliyor milletvekilleri için...
Kösemusul söyleyince mi sorun oluyor!
SATSO Başkanı bunları söylemekte geç bile kaldı.
Onun sözlerini, iki taraf arasında kan davası haline dönüştürmek kimin işine yarar...
Ortada bir sorun var, onu dile getirdi Kösemusul...
Bu ilin Karadeniz yolu ile dünyaya açılan kapısının faaliyete geçirilmesi için Kösemusul ile birlikte olup milletvekillerini zorlamak yerine, Kösemusul’u hedef tahtası haline getirmek, SATSO’ya ve başkanına olduğu kadar bu şehre yapılmış vefasızlık...