Sakarya futbola âşık illerin başında gelir...
Böyle olduğunu gösterir bir iklim yaşandı Pazar günü ilimizin Atatürk Stadı'nda ve yıllar sonra bir kez daha…
Şeker Fabrikası tarafındaki açık tribünün dışında kalan bölümleri dolduran binlerce seyircinin Erzurum’dan gelen deplasman zaferi sonrası, tribünleri doldurması bunun en geçerli örneği olsa gerek...
Sakaryaspor'un aylar sonra biri dışarıda, diğeri içeride iki maç üst üste galip gelmesi sporseverleri hayli sevindirdi...
Vasat oyunculardan kurulu mütevazı bir ekiple yola koyulan yeşil siyahlılarda ilerleyen yaşına rağmen parlayan yegane yıldız hiç kuşkusuz “bir duran top ustası” olan ve bunu attığı gollerle ispat eden Kaptan Levent oluyordu...
Orta saha birbirinden kopuk ve dağınık olunca gole ulaşmak o derece zor oldu.
Özgür, bilinen oyun şekline hala kaliteli bir katkı sağlamış değil...
90 dakikanın ötesine taşan enerji ve mücadele gücüyle futbol adına kazanacağı ve kazandıracağı çok şey olmalı, oysa...
Bunu sağlayacak olan da hocası Ercümend Coşkundere olacaktır kuşkusuz…
İstiyoruz ki bu enerjiyi boşa harcayıp tüketmesin...
Sürekli top kaybedip yerlerde sürünen ve attığı golle bu negatif görüntüyü silen Abdulkadir'e birinin çıkıp, top-göğüs ilişkisinde doğru olanı göstermesi lazım...
O nasıl bir göğüs istopu...
İki yıldır hiç değişmiyor!
Olacak şey değil...
Rakip takım bizden fazla gol pozisyonu yakaladı...
Neyse ki bunları değerlendirmede başarılı olamadı...
Geri dörtlü, Cüneyt ve Abdulkadir yenilen golde hayli hatalıydı...
9 numaralı oyuncumuz Gökhan Kök'ten Pazar oyunundan daha fazlası beklenir...
Bu fizikte bir oyuncunun ilk hedefi gol atmak olmalıdır…
Yeşil siyahlıların kazanarak yoluna devam etmesi, şimdilik eksik yanlarını da örtüyor...
Bunca emek ve masrafın karşılığı başarı olmaktır...
Sakarya seyircisi galibiyete hasret ve susamış...
Bunu Pazar günü bir kez daha ortaya koydu...
”Siz galip gelin, biz sizin için her fedakârlığı yaparız” dercesine ve örnek bir şekilde takımını destekledi...
Bizim de taraftardan beklediğimiz bu...
Maçın kazanılmasında yıllar sonra tribündeki 12. güç de etkili oldu...
Hep böyle olsun istiyoruz...
Tribün korkusunu yenmiş, seyirciyi yanında hisseden bir takım kötü de oynasa galip gelebiliyor...
Silivri karşısında yenilgiden galibiyete ulaşan yeşil siyahlı gençlerin başarısı bu doğrultudaki en çarpıcı ve en taze örnek olmaktadır...
İki maçın kazanılmasıyla sağlanan moraller istiyoruz ki aynı iklim içerisinde önümüzdeki haftada oynanacak üç maçlık lig periyoduna da yansısın...
Ne kadar özlemişiz böyle haftaları...
İstiyoruz bozulmasın büyümüz...
Futbol şımarıklığı hiç affetmez...
Sakaryaspor'lu gençler bu gerçeği akıllarından hiç çıkarmasın...
Elde edilen moraller sarsılmasın...
Yolları açık olsun, Bizim Bahçe'nin şans çiçeği “papatyalar” daima yanlarında olsun...
KOVACIOĞLU'NA GEÇMİŞ OLSUN
Gazetemiz Teknik Servisi'nin cimcimesi Güler Kovacıoğlu'nun babası Ramis Kovacıoğlu uzun süredir çektiği rahatsızlığın sona ermesi için Beyhekim Hastanesi'nin saygın ve işinin ehli doktorlarından Bayhan Usta’ya teslim etmiş kendini...
Yapılan başarılı bir operasyon sonrası sağlığına kavuşmak adına istirahate çekilen Ramis Kovacıoğlu'na geçmiş olsun deyip “leylaklar”, onun şifa bulmasında oynadığı önemli rol nedeniyle Dr. Bayhan Usta'ya ise Bizim Bahçe'den “laleler” gönderelim istedik...
GENÇ YAŞTA VEFAT
Rahmetli olalı neredeyse yarım asır oldu ilimizin en eski yoğurtçu ve köftecilerinden Cavit Erişir'in...
Sanırım 6 çocuğu vardı...
Nurettin Erişir kaç numara bilmiyorum ancak o da baba mesleğini devam ettirdi uzun zaman...
Duyduk ki geçen hafta uzun süren bir rahatsızlık sonucu vefat etmiş, genç denilebilecek bir yaşta...
Öte yandan ilimizin eski kolonyacılarından rahmetli Doğan Özgül'ün Kıbrıs'ta lokanta işleten oğlu Ömer Özgül de aramızdan ayrılıp yalancı dünyaya konup göçenler kervanına katılmış..
Yavru Vatan'da toprağa verilen Ömer Özgül, tanınmış spor yazarı Oğuz Dizer'in de teyzesinin oğlu idi...
Gerek Nurettin Erişir'e ve gerekse de Ömer Özgül'e Yüce Mevla'dan rahmet, kederli aile efradına acılarını paylaşır sabırlar diliyoruz...