Bizim moral değerlerimiz arasında “Yiyin, için ama israf etmeyin” sözü ayrı ve de farklı bir mesaj içerir hiç kuşkusuz…

Ortadoğu’da bir kuru ekmek ve bir bardak suya hasret insanların oluşturduğu dramatik tablo, bize israfın ne derece yanlış bir şey olduğunu göstermesi yönüyle önemli bir mesaj verirken; çöplerdeki atık ekmek dilimleri ve evlerimizde hesapsız kitapsız su kullanımı sadece keselerimize değil, vicdanlarımıza da yük olmalı…

Doktorların yazdığı kabarık reçeteler ve “parasını nasıl olsa devlet ödüyor” anlayışından kaynaklanan ilaçların çoğunun kullanılmayıp çöpe gitmesi ya da kullanım süresinin sona ermesiyle kaybedilen milli servetin bir yıllık hesabı yapılsa bu büyük yanlışlığın getirdiği korkunç fatura çıkar ortaya...

Oysa israfın önlenmesiyle ülke neler kazanmaz ki…

Fırıncılar Federasyonu Başkanı Halil İbrahim Balcı zaman zaman da olsa ekmek israfına değinirken, son olarak gereksiz sezaryen ve lüzumsuz antibiyotik kullanımını gündeme getiren Doç. Dr. Hasan Sağlam’ın sözleri üzerinde durup düşünmek ve gereğini yerine getirmek her açıdan üzerimize düşen önemli bir vazife olmalıdır…

Gazetemizin Almanya Hannover temsilcisi Zeki Köroğlu’nun Alman Hükümeti’nin sezaryen konusundaki uyarılarını ve yer yer yasaklanmasını konu eden haberlerine yer vermiştik, yıllar önce yine bu sütunlarda…

Bu konuda en büyük sorumluluk hem maddi hem manevi açıdan doktorlarımıza ve ebelere düşüyor…

Üç kuruşluk dünya menfaati uğruna, bir kadın için baştan aşağı yenilenme anlamını taşıyan normal doğum yerine sezaryeni tavsiye eden ve gerçekleştiren doktorlarımızın bu konuda hem sorumluluğu hem de vebali büyüktür...

Şartları dışında böyle bir uygulamaya gidilmesi, dünyaya gelen bebeğin sağlığı üzerine de derin izler bıraktığı bilinir ve söylenir…

Evet…

“İlaç israfı, ekmek israfı ve sezaryen” konusu toplumumuzun sıradan değil, sıra dışı sıkıntıları haline geldi...

Bu hayati konular sadece halkın değil, tıpkı Almanya’da olduğu gibi devletin ve ilgili bakanlıkların el atarak düzelteceği ve üzerine paneller, sempozyumlar toplantılar yapması kaçınılmaz kronikleşmiş hastalıklarımız halini aldı…

Dileğimiz odur ki, ilerde “biz ne yaptık” dememek ve “dizlerimizi dövmemek” için yol yakınken alınsın her türlü önlem ve tez elden düşsün vatandaşın yakasından daha fazla kök salmadan derinlere…