Gazetemiz yazarlarından Prof. Dr. Salih Şimşek ile Ferruh Bulut geçen hafta sonu köşelerinde iki konuda çarpıcı öneride bulundu...
Yerel seçimler sonrası göreve getirilen başkanların dikkat etmesi gereken hususları 30 madde halinde ve “Başkanlara Açık Mektup” başlığı altında derleyip sunan Prof. Dr. Salih Şimşek’in dile getirdikleri, dikkate alınması ve üzerinde durulması gereken konular...
Şeyh Edebali’nin Osmanlı Devleti’nin Kurucusu Osman Gazi’ye öğütlerini andırırcasına, koltuğa oturur oturmaz başkanlara uyulması gereken 30 maddelik bir bildiriyi mektuplaştıran Dr. Şimşek ile yerel seçimlerde partileri adına başkanlık mücadelesi veren belediye başkan adaylarının, seçimi kaybetseler de kazanılan meclis üyeliği listesinin başına getirilip tabii meclis üyeliği sıfatıyla meclislerde görev yapması fikri son derece ilginç geldi bana...
Bu konu şu sıralarda talihsiz bir hastalığı pençesinde uyuyan örnek devlet adamlarımızdan Cevat Ayhan’ın da dikkatini çekmiş zamanında...
Teklifi TBMM’ye taşıyacağını dile getiren Cevat Ayhan’ın başına gelmeseydi o talihsiz hastalık, belki de bu seçimlerde gündemin başına oturtulacaktı...
Ferruh Bulut konuyu bir kez daha kaleme alınca, haberim oldu...
Belki yeni başkanlar, milletvekilleri ya da bakanlar da konuyu aynı doğrultuda değerlendirip, çantalarında taşırlar Ankara’ya ve TBMM’ye...
Önemli buldukları her konuda halkımızı aydınlatan değerli yazarlarımıza, bu doğrultudaki çalışmalarında başarılar dileğiyle Bizim Bahçe’den “Sarı güller” gönderelim istedik...
MISIR’DAKİ İDAMLARA TEPKİLER DİNMEK BİLMİYOR
Mısır’ın modern Firavunları’nca verilen 529 idam kararına dünya sessiz kalırken, ilimizden yükselen tepki, giderek yurdumuza ve dünyaya yayılıyor dalga dalga...
İyi niyetten yoksun zalim bir idarenin “Acımasız, insafsız ve yersiz” kararına tepkiler, böyle giderse şiddetini daha da artıracağa benziyor...
AKM önünde toplanan kalabalık adına yapılan açıklama ile olayın vahametini dile getiren bildiri okundu...
Sloganlar atılarak Mısır darbe hükümeti lanetlendi, protesto edildi...
Mısır halkının bu haklı direnişinin yanında olduklarını ve onların şanlı direnişine destek olacaklarının altını çizen açıklama da gösterdi ki, Mısır halkı yalnız değil...
Birkaç dernek tarafından ayrı gün ve saatlerde yapılan zulme lanet protestoları, seslerini duyurmak ve dünyanın dikkatini bu olaya çekmek adına yapılmış bir büyük ve toplumsal reflekstir aslında...
Bu doğrultudaki hassasiyetleri ile meydanları dolduran kadın-erkek, genç-yaşlı herkese ve her kesime dua ve tepkilerinin bir an önce sonuç vermesi adına, Bizim Bahçe’den “Laleler” gönderelim istedik...
SEYAHATA “BOMBA” DÜŞTÜ!
Tanınmış sigortacı Ergün Muzoğlu, eşi Fikriye Hanım, Altınova Hastanesi doktorlarından M. Sırrı Akel, eşi Sibel Hanım ve Doktor Mehmet ile Doktor Aysel Üncü çifti, önceki yıl yaptıkları gemi seyahatinin tadı kalınca damaklarında, bu defa da benzer bir seyahat için açılmışlardı Akdeniz’in çalkantısı bol sularına...
İlk durak Atina olmuş.
Girişte patlayan bir bomba ile sarsılmışlar...
biliniyor ki Yunanistan, sıkıntılı...
Her gün bir ayaklanmanın gerçekleştiği Atina’da patlayan bombanın etkisiyle kendilerini gemilerine atan Sakaryalı ailelerin morali bir hayli bozulmuş...
Bir an önce Atina’dan uzaklaşan geminin hedefinde Dubrovnik ve Venedik varmış...
Bir daha böyle tehlikeli bir olay yaşamamaları dileğiyle Muzoğlu ve doktor dostlarına kazasız belasız ve sakin bir yolculuk dileyelim istedik, Bizim Bahçe’nin “Fesleğenleri” eşliğinde...
HUZURSUZLUĞU TABANA İNDİRMEMEK LAZIM
Hükümet kazanılan yerel seçimlerden sonra hızlı bir şekilde “paralel yapı” dediği oluşumun üzerine gitmeye başladı...
Paralel yapıyı bir cemaat halinde düşünürsek, başlatılan bu operasyonel hareket içinde kurular yanında yaşların da yanacağı varsayımını göz ardı edemeyiz elbette...
Çalışkanlığı, devlete sadakati, tarafsızlığı ve vazifeşinaslığı ile temayüz etmiş değerli bürokratları paralel yapı içerisinde düşünüp; yerinden, şehrinden etmek, hükümet adına atılmış olumlu bir adım olamaz asla...
Devlet kademeleri içerisinde yer almış, yaşam tarzı yönüyle aynı değerlere inanmış, çalışkan, dürüst bürokratları, velev ki cemaatten dahi olsa sırf bundan dolayı yormak, yıpratmak ve görevden etmek hükümeti zor duruma sokacağı gibi, haksız ve dahi yersiz bir uygulama yapmasına yol açabilir...
Bu konuda çok örnek var...
Hiç de hak etmedikleri bir uygulama ile adeta suçluymuşçasına muamele gören kamu görevlilerini kazanacakları yerde kaybetmek, iktidara yakışıyor mu?
Kim dur diyecek bu yanlış uygulamaya...
Biz, iyi niyetli olmayan kafa adamlara dokunulmasın demiyoruz...
Ancak bunu, düne kadar övgülere mazhar olan alt kadrolara kadar indirip, belki de iyi niyetli olmayanlarca iftiralara uğrayan kadrolara yansıtmak, bürokrasiyi sarsmak, telafi edilemeyecek sorunların oluşmasına davetiye çıkarmak anlamına gelmez mi?
O nedenle diyoruz; basılsın frenlere...
Takip yapılsın ancak devlet çarkının dişlileri arasına çomak sokulmasına fırsat verilmesin...
Ortalığı kan gölüne çeviren, kırıp döküp paralayan, yakıp yıkıp geçen kesime karşı, canı kanı pahasına direnen emniyet güçlerinde tabana değil, tavana bakmak ve değişimi, eğer bir kötü niyet varsa tepe noktalarda aramak yeterli olacaktır...
Tehlikeli ve sonu hoş olmayan sonuçlara açılacak yanlışlardan bir an önce dönülmesi için AK Partili Bakan Ayşenur İslam başta olmak üzere, milletvekillerimize ve il, ilçe başkanlarımıza büyük görevler düşüyor...
Zira ilimizde, yer yer bazı pis kokular geliyor burnumuza...
Genel merkezin, halkta oluşmaya başlayan böylesi önemli kaygıları yol yakınken önlemesi gerekir...
Bu doğrultuda işin içindekilere, uyarı çiçeğimiz “Zambaklar” gitsin istedik...