Harameyn kelimesiyle Mekke ve Medine şehirleri kastedilmektedir. Mekke-i Mükerreme ve Medine-i Münevvere İslam’ın iki payitahtıdır. Diğer bir ifadeyle bir insanın iki gözü gibidir. Veya kalp ve akıl gibidir.
Mekke tevhidin LAİLAHE İLLELLAH cümlesi, Medine ise MUHAMMEDUN RASULULLAH cümlesidir. Mekke mihrabı, Medine ise Minberidir. Mekke ümmetin mazlumiyeti, Medine ise mansuriyetidir. Mekke tebliğin ilk adımı, Medine fethin adımları demektir.
Mekke muhacir, Medine ensarın beşiğidir. Mekke hicretin eşiği, Medine hicretin beşiğidir. Mekke Hz. Hatice’yi tanımak, Medine ise Hz Aişe’yi bilmektir. Mekke yetim ve öksüz Muhammed’in yurdu, Medine ise ehli beytin yurdudur.
Mekke namazın vatanı, Medine ise savmın, zekatın, haccın yürürlüğe girdiği vatandır. Mekke taşların ve ticaretin yurdu, Medine ise ziraatın ve hurmanın toprağıdır.
Mekke Allahın haremi, Medine ise Rasulun haremidir. Mekke Tevhidin Ehadi, Medine ise Ekberidir. Mekke Mescidi aksaya dönmek, Medine ise Kabe-i Muazzama’ya yönelmektir.
Mekke sayıların yüz bini demek, Medine ise bin demektir. Mekke halis iman demektir, Medine ise nifaktan kaçınmaktır. Mekke okumaktır, Medine yaşamaktır. Mekke üzülmemek, Medine müjdelenmektir.
Mekke zemzemin ana yurdu. Medine ise zemzemin yolculuğudur. Mekke vatana vedadır, Medine ise vatandan vedadır. Mekke dünyayı terkle imtihan, Medine ise dünyayla imtihandır.
Medine kızgın çöllerde iman mücadelesi, Medine ise şüheda bahçesidir. Mekke tatlıdır, Medine ise kaymağı. Mekke Resul’un ilk adımı, Medine ise Nebinin son adımıdır.
Mekke hamdin adı, Medine ise istiğfar ve tövbenin esmasıdır. Mekke duanın adresi, Medine ise kabulün müjdesidir.
Mekke’yi Allah övmüş bizim ne haddimize son sözü söylemek, Medine’yi ise Resul yaşamış biz ancak iz sürebilirsek ne mutlu bizlere.
Arz Allah’ındır. Sema Allah’ındır. Mekke ise manevi başkenttir. Medine ise maddi başkenttir. Mekke dağlar ve taşlar asrında HACERÜL ESVED’in farkına varmaktır. Medine sise Resulün ses ve soluğuna saygı göstermektir.
Mekke de muhacir şuuru, Medine de ensar sorumluluğu hissetmelidir. Ya biz ne ile gittik ve ne ile döndük.
İMAMI ŞİBLİNİN HAC YORUMU
“Bir adam Şibli’ye gitti. Şiblî (k.s) ona dedi ki:
-Nereye gidiyorsun?
-Hacca
-Öyle ise iki çuval götür, onlara orada rahmet doldur ve onları giy, bize getir ki, hacdan nasibimiz olsun; gelene onu verelim, ziyaret edeni onunla ağırlayalım.
Adam diyor ki: ‘Huzurundan vedalaşıp çıktım. Döndüğüm zaman Şibli bana sordu:
-Haccettin mi?
-Evet.
-Haccetmek için ne amel yaptın?”
-Guslettim, ihrama girdim, iki rek’at namaz kıldım ve telbiye ettim
-Bununla haccı akdettin mi(ahdettin mi, söz verdin mi Allaha)?
-Evet.
-Peki, yaratıldığından beri bu akdine muhalif bütün akitleri bozdun mu?
-Hayır.
- Sen akdetmemişsin.
-Sonra elbiseni çıkardın mı?
-Evet.
-Yaptığın her işten de soyundun mu?
-Hayır.
-Sen elbiseni çıkarmamışsın.
-Sonra temizlendin mi?
-Evet.
-Bu temizlenmenle sende bulunan her illeti giderdin mi?
-Hayır.
-Sen temizlenmemişsin.
-Sonra telbiye ettin mi?(Lebbeyk Allahümme lebbeyk…- Buyur Allahım emret…anlamında dua)
-Evet.
-Aynen telbiyenin cevabını aldın mı?
-Hayır.
-Sen telbiye etmemişsin.
-Sonra Harem’e girdin mi?
-Evet.
-Harem’e girmenle her haramı terk etmeye ahdettin mi?
-Hayır.
-Sen Harem’e girmemişsin.
-Sonra Mekke’yi gördün mü?
-Evet.
-Mekke’yi görmenle Allah’tan sana hal geldi mi?
-Hayır.
-Sen Mekke’yi görmemişsin.
-Mescid-i Haram’a girdin mi?
-Evet.
-Allah’a yaklaşmaya erdin mi?
-Hayır.
-Sen Ka’be’yi görmemişsin.
-Üç defa remledip, dört defa yürüdün mü?
-Evet.
-Seninle beraber olduğun bildiğin her şeyden kaçıp kesildin mi? Dört defa yürümekle güvene erip bundan dolayı Allah’a şükrettin mi?
-Hayır.
-O’ndan başka şeylerden kesilmemişsin.
-Hacer’i musafaha ettin mi?
-Evet.
-Yazık sana, hani denilir ki, Hacer’i musafaha eden Hakk’ı musafaha eder; Hakk’ı musafaha eden de güven mahallindedir. Binaenaleyh sende güven alameti göründü mü?
-Hayır.
-Sen Hacer’i musafaha etmemişsin.
-İki rekat namaz kıldın mı?
-Evet.
-Allah azze ve Cele’nin önünde durur gibi, oldğun yerde durup niyetini O’na gösterdin mi?
-Hayır.
-Sen namaz kılmamışsın.
-Safa’ya çıkıp orada durdun mu?
-Evet.
-Ne amel ettin?
-Orada tekbir ettim.
-Safa’ya çıkmakla sırrın saflaştı mı? Rabbını tekbir etmekle ekvan gözünde küçüldü mü?
-Hayır.
-Sen Safa’ya çıkmamışsın ve tekbir de etmemişsin.
-Sa’yinde hervele ettin mi?
-Evet.
-O’ndan O’na kaçtın mı?
-Hayır.
-Sen Hervele ve sa’y etmemişsin.
-Merve’de durdun mu?
-Evet.
-Merve’de iken üzerine sekine’nin (huzurun) indiğini gördün mü?
-Hayır.
-Sen Merve’de durmamışsın.
-Oradan Mina’ya gittin mi?
-Evet.
-Temenni ettiğin sana verildi mi?
-Hayır.
-Sen Mina’ya gitmemişsin.
-Hayf Mescidi’ne girdin mi?
-Hayır.
-Sen Hayf Mescidi’ne girmemişsin.
-Arafat’ a çıktın mı?
-Evet.
-Halkedildiğin (Yaratıldığın) ve varacağın hali bildin mi? Bildin mi ki Rabbin kimdir ve inkar etmekte olduğun o Zat-ı Kibriya kimdir? Ve hak sana, havassı aşina kıldığı bir hal gösterdi mi?
-Hayır.
-Sen Arafat’a çıkmamışsın.
-Meş’ar’e koştun mu?
-Evet.
-Orada Allah’ı, masivayı hatırlamayı unutturan bir zikirle zikrettin mi? Ve ne ile cevap verildiğini ve ne ile hitabedildiğini anladın mı?
-Hayır.
-Sen Meş’ar’e gelmemişsin.
-Kurban kestin mi?
-Evet.
-Şehvetlerini ve iradeni Hakk’ın rızasında ifna ettin mi?
-Hayır.
-Sen kurban kesmemişsin.
-Şeytana taş attın mı?
-Attım.
-Sendeki cehaleti attın mı ve bu suretle sende ilim zuhur etti mi?
-Hayır.
-Sen taş atmamışsın.
-Ziyaret ettin mi?
-Evet.
-Sana hakaikten bir şey keşfedildi mi? Yahud ziyaret sebebiyle ikramların arttığını gördün mü? Çünkü Peygamber (S.A.V.) şöyle buyurmuştur:
“Hacılar ve umre yapanlar, Allah’ın ziyaretçileridir. Ziyaret edilenin kendisini ziyaret edene ikram etmesi haktır”
-Hayır.
-Sen ziyaret etmemişsin.
-İhlal ettin mi?
-Evet.
-Helal yemeye azmettin mi?
-Hayır.
-Sen ihlal etmemişsin.
-Veda ettin mi?
-Evet.
-Nefsinden ve ruhundan bi’l-külliye çıktın mı?
-Hayır.
-Sen veda etmemişsin ve Hac da etmemişsin. Eğer istersen tekrar dönüp haccetmen gerekir. Ve eğer haccedersen bu söylediğim şekilde haccetmeğe çalış.