esûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:
“Sizin en hayırlılarınız, Kur’an’ı öğrenen ve öğretenlerinizdir.”
Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:
“Kur’an okuyan mü’min portakal gibidir: Kokusu hoş, tadı güzeldir. Kur’an okumayan mü’min hurma gibidir: Kokusu yoktur, tadı ise güzeldir. Kur’an okuyan münâfık fesleğen gibidir: Kokusu hoş fakat tadı acıdır. Kur’an okumayan münâfık Ebû Cehil karpuzu gibidir: Kokusu yoktur ve tadı da acıdır.”
“Kalbinde Kur’an’dan bir miktar bulunmayan kimse harap ev gibidir.”
“Her zaman Kur’an okuyan kimseye şöyle denecektir: Oku ve yüksel, dünyada tertîl ile okuduğun gibi burada da tertîl ile oku. Şüphesiz senin merteben, okuduğun âyetin son noktasındadır.” “Kur’an’ı gereği gibi güzel okuyan kimse, vahiy getiren şerefli ve itaatkâr meleklerle beraberdir. Kur’an’ı kekeleyerek zorlukla okuyan kimseye de iki kat sevap vardır.”
OKULLARDA KUR’AN DERSİ İÇİN DÜŞÜNCELER
TBMM. Kanun No. 6287 Kabul Tarihi: 30/3/2012 MADDE, 9 …“Ortaokul ve liselerde, Kur’an-ı Kerim ve Hz. Peygamberimizin hayatı, isteğe bağlı seçmeli ders olarak okutulur.”
Bir Müslüman ve imam olarak Kur’an ve peygamberi konu alan derslerin uygulanmasından memnun olacağımız çok açıktır. Olayın bizim açımızdan particilikle bir alakası yoktur. Zira üniversitelerimizde başörtüsü yasağının kalklmasına vesile olanda başka bir partiniz sözler değil midir; Zira başörtüsü de bir Kuran ve peygamber uygulamasından başka bir şey değildir. Birini kabul diğerini ret kendinle çelişkili olmaktır. Umarım Kur’an ve Peygamber konusu yüksek mahkemenin kapısına taşınmaz. Zira aksi bir sonuç ülkemizi derinden yaralar.
Kur’an ve peygamberimiz kelimeleri islamın bütününü içine alan iki özel kelimedir. Kur’an Allahın vahyi, Peygamberse vahyin sözlü ve fiili muallimidir. Elverir ki bu dersler uygulamada “kuşa” döndürülmesin. Adına, varlığına ve okutulduğuna değsin. Bunun içinde bu konuda ilk çırpıda aklıma gelenleri sizinle paylaşmak isterim ve tekliflerinizi de beklerim.
Öncelikle emeği geçenlere teşekkür ederiz. Eğer yanlış anlamadıysam il dört yıllık eğitim sürecinde Kur’an ve peygamberimiz konusu ders olarak konulmamıştır. Keşke olsaydı. Bunun yerine hiç değilse Din derslerinin ilkokul birinci sınıftan itibaren uygulamaya konulması gerekir. Bu Kur’an ve Peygamberimizle ilgili dersin alt yapısı olarak önem taşımaktadır.
Ülkemizin imam hatip ve Kur’an kursu ve camiler dışında ilk olacak bu uygulamada bazı sıkıntılar yaşanabilir. Bu sebeple bu konuda idare, veli ve öğrenciler öncelikle hazırlanmalıdırlar. Konunun alt yapısı üzerinde ciddiyetle durulmalıdır. Gerekirse kanun uygulanmadan önce toplantı ve seminerler yapılmalı fikir ve görüşler alınmalıdır. Çıkması muhtemel eksiklikler asgariye indirilmelidir.
KUR’AN EĞİTİMİ VE İDARECİLER
Kuran eğitimi sadece din dersi muallimlerinin görevi değildir. Her müslümanım diyen öğretmenimiz öğrencilerini bu ders için teşvik ve takdir etmelidir. Çocukların zihnini bulandıracak söylemlerden kaçınılmalıdır. Bilmeli ki “hayra rehberlik eden onu yapan gibidir” hadisi gereği öğrencinin sevabından hisse almayı hedef edinmelidir. Bu sebepledir ki başta okul müdürleri olmak üzere, tüm muallimler derse saygılı ve Müslüman olmaları sebebiyle taraftar olmaları gerekir.
Bu ders konusunda veliler bilgilendirilirken azami hassasiyet ve önem verilmelidir. Tartışmaya girilmemelidir. Velilerin guruplaşmasının önüne geçilmelidir.
Bu derse ait hiçbir konuda zorlaştırıcı olmamalıdırlar. Derse girmek istemeyenleri de, belki gelecek yıl derse girebilir düşüncesiyle zora sokmamalıdırlar. Zira eğitim bir yılla sınırlı değildir. Arapça zordur, derslerinize mani olur, üniversitede sorulmayacak gibi cümle ve zihniyete fırsat verilmemelidir.
Abdest almak ve örtünerek okumak isteyenlere zorluk çıkarılmamalıdır. Kınanmamalı ve kolaylaştırıcı tedbirler alınmalıdır. Okul idarecileri başta din dersi öğretmenleri olmak üzere eğitim öncesi strateji birliği için toplantı yapılıp usuller tespit edilmelidir.
Okullarda yeteri kadar mealli Kur’an bulundurulmalıdır. Gerektiğinde öğrencinin mütalaa edeceği tefsirlerinde okul kütüphanesine temini sağlanmalıdır.
Kur’anı ilk öğrenenler için temin edilecek elif ba ve usul kolay ve çabuk öğrenilir bir plan dâhilinde olmalıdır. Gerekirse teknolojiden de yararlanmalıdır.
KUR’AN EĞİTİMİ VE VELİLER
“İsteğe bağlı ders” uygulaması veli ve öğrencinin talebi anlamına geldiğine göre, dersin karar mercii velilerdir. Öncelikle veliler bu derslerin önemini bir kez daha düşünmelidirler. İleride ki pişmanlıklar fayda vermez. Bu sebeple “ardından hayır dua edecek evlat” bırakıp kabir kapısından sevab bekleyenler bu eğitime önem vermelidirler.
Bu sebepledir ki öncelikle anne ve baba hatta dede ve neneler bu sevinci ev sohbetlerinde ifade etmelidirler. Daha sonra bu sevince çocuklarını ortak edecek girişimlerde bulunmalıdırlar. Her kez çocuğunu ikna edecek yöntemi bulması gerekir.
Bir diğer husus ise veliler birbirlerini de bu derse ikna ve teşvik çalışmalarına girmelidirler. Çocuğu olan olmayan herkesle bu dersin önemini anlatan sohbetleri yapmaları elzemdir. Şimdiden bu konunun sohbetlerine ve katılımına teşvik edici programlar düzenlenmelidir. Gerekirse Milli Eğitim yetkililerine düşünce ve dileklerini yazmaları gerekir. Ders saatlerinin yasak savma kabilinden değil, ciddi ve sonuç alıcı olmasının temini gerekir.
Kur’an öğrenimini teşvik edici ayet ve hadislerin kartelası temin edilerek öğrencilere dağıtımı sağlanmalıdır. Öğrencilere Kur’an öğrenimi konusunda cami görevlileri müracaatları vaki olduğunda hizmette kusur göstermemelidirler. Hatta gerekirse dershanelerde diğer derslerin yanı sıra Kur’an dersi de yeteri ders miktarınca konulmasının teminine gidilmelidir.
KUR’AN EĞİTİMİ VE ÖĞRENCİLER
Öğrencilerin gözü aydım. Bir asra yaklaşan tarihimizde, dönüm noktası olan bu dersler asla ihmale ve gevşekliğe gelmeyeceğini bilmeleri gerekir. Hiçbir bahane onları bu derslerden alıkoymamalıdır. Derslerin zorluğu vs gibi sebeplerden dersleri tercih etmemek durumuna düşülmemelidir. Zira Kur’an dersi aynı zamanda zihin açıcı bir ders ve Arapça lisanını öğrenmenin ilk adımıdır.
Kur’an dersine girenlerin kınanma endişesi taşımamaları olduğu gibi, girmeyenleri de kınamamalı ve gelecek yıllarda derse girmelerini sağlayacak sonuç almak için gayret ve dualarda bulunmalıdırlar.
Öğrenciler bu iki dersin hem dünya ve hem de ahret ödüllerine vesile olacağını unutmamalıdırlar. Unutmamalıdır ki Kur’an ve peygamber bu dinin iki ana temel esasıdır. Güzel sesli ve güzel düşünceli ve kalpli gençlik için bu derslerin şükrü olarak daima gayret içinde olmalıdır. Bunlar kolay elde edilen haklar değildir.