Sakaryaspor sevgisi, ruhumuza işlemiş bir kere…

Kurucu futbolcusu olmanın getirdiği köklü sevgiyle, ilimizin marka değeri yeşil siyahlı Sakaryaspor’u son yıllarda izlemek, bana inanın acı veriyor, ne yazık ki…

Yeni sezon hazırlıklarını gazetelerin spor sayfalarından takip ettiğim takımımızı, ilk lig maçında her zaman iddialı takımlar çıkaran Karadeniz’in dişli ekibi Yomraspor karşısında izledim, hem de merakla…

Doğrusunu söylemek gerekirse, gelecek adına ümit değil, ümitsizlik doğdu içimde…

İlk maçı hele de kendi sahanda olursa yenilgisiz kapamak, moral açısından son derece önemlidir, hiç kuşkusuz…

Karşılaşmayı bu yönüyle değerlendirirsek, üç puana sevinmemiz dışında, bizi mutlu sona ulaştıracak artı bir değere rastladım diyemem…

Yeni alınanlardan oyunu domine edecek, takımı sürükleyecek klasta ve fizikte tek bir futbolcu olmadığı gibi, takımdan ayrı tutulan Sakaryalı futbolcuları dahi aramak zorunda kaldığımız anlar olduğunu, belirtmeden geçemem…

Maç boyu bir-iki istisnai pozisyon dışında rakip kalede tehlike oluşturamayan Sakaryaspor, üç puanı, dünkü “maçın kahramanı” olarak gördüğümüz Kaleci Kaptan Yavuz’un, son dakikalara doğru sol üst köşeden e filelere gitmekte olan topa uzanan sihirli parmaklarına borçludur…

Genel olarak denk kuvvetlerin orta saha mücadelesi halinde ve zevk vermekten uzak bir kör dövüşü izledik, maç yerine…

Sağanak yağışla bırakın top oynamayı, yürünmeyecek hale gelen sahadaki maçtan, ikinci yarıda bundan fazlasını beklemek de sanırım haksızlık olurdu…

Deniz Hoca, maçtan sonra kazanılan 3 puanın sevinci, heyecanı ve coşkusu içerisinde tıpkı geçen yılın başlarında Ercüment Hoca’nın dediği gibi “Siz bizi beş maç sonrasında görün” demiş...

“Perşembenin gelişi çarşambadan belli” sözüyle yaklaşırsak, sözün pek değeri olmaz…

Bakarsınız biz yanılırız; Denizler haklı çıkar, tuzlu bir şekilde…

Öyle olmasını da isteriz, yeter ki yeşil siyahlı dünyada çiçekler açsın…

Futbol tutkunu olan şehrimizde yüzler gülsün, bu lig, bu futbol ve bu anlayış değişsin, zorlasın Sakaryaspor, Süper Ligi yeniden…

O günlerin özlemiyle ve futbolun içinden gelen bir kişi olarak derim ki, üç puan kimseyi aldatmasın…

Herkes net bir şekilde gördü ki bu takım, bu kadro Deniz Hoca ne kadar süre verse de, bize şampiyonluk adına ümit vermiş değil…