GENÇLİK
KÖPRÜ ALTINDA DEĞİL, KUBBE ALTINDA GENÇLİK
HÜZNÜNÜ, ŞİKÂYETİNİ ALLAH’A SUNAN BİR GENÇLİK.
FIRTINADAN KAÇIP, MÂBEDE SIĞINAN BİR GENÇLİK.
MADDE İLE MANAYI FARKEDEN BİR
GENÇLİK.
GURBETİ VUSLATA DÖNÜŞTÜREN BİR GENÇLİK.
HEVÂSINA DEĞİL; HAYÂSINA DÜŞKÜN BİR GENÇLİK.
KANATLARI; MABED VE MEKTEP OLAN BİR GENÇLİK.
SADECE YAŞLANAN DEĞİL; İHTİYARLAYAN BİR GENÇLİK.
KÜTÜĞÜMÜZE KAYITLI AİLEMİZ VE GÖNLÜMÜZE KAYITLI GENÇLERİMİZ
OKULDAN MEZUN OLANLAR VE HAYATINDAN MES’UL OLANLAR…
HOCAM BENİM DERSİM VE İŞİM VARDI; ŞİMDİ BİR DE DERDİM VAR DİYEN BİR GENÇLİK
DERDİ LEYLA OLANDA BİZİM, MEVLA OLANDA BİZİM
SORUSU SANA GELMEYEN GENÇ, TOPLUM İÇİN SORUNDUR
DİN GÖREVLİSİ MERKEZLİ
Din görevlisinin memuriyet ve mesuliyet anlayışının sıkıntılı olması.
İmam-Hatiplik eğitim formasyonunda öncelikle diriler merkezli hizmet anlayışının değil, sadece namaz ve ölüler merkezli hizmet anlayışının hâkim olması.
Özellikle taşra kültüründen gelen teşkilat mensuplarının özgüven eksikliği ve kişisel eziklik kompleksleri.
Din görevlisinin sosyal derneklerde üye ve faaliyette bulunmaması (HILFÜL FUDUL MİSALİ)
İmamlık, mihrab, cami, hatip, hitabet, insan kavramları üzerindeki tasavvur ve tasarruf eksikliği.
Çağın aklına, kalbine ve kalıbına hitab edecek bilgi-birikim ve entelektüel dilin eksikliği.
Din görevlilerinin birbirini eleştirmesi ve örnek din görevlisi prototipin kaybolması.
Ayağa vurulan falaka terk edilirken, kulak ve gönüllerin vaaz dilinde falakaya yatırılması
Birçok din görevlisi arkadaşımızın mesleki anlamda sülük ettiği bir ocaktan gelmeyişi ve kültürlenme sürecinin eksikliği.
Gençlerin göz, söz ve öz hizalarına inecek ya da çıkacak esnekliği gösterememek.
Gençlerin gündem ve güncelini takip edememek.
Müjde ve kolaylık prensibi yerine, zorluk ve nefretin öncelenmesi. Azarlanma ve kınanma korkusu.
Gençlere karşı oluşturulacak çehrenin, çevrenin ve lehçenin tutturulamaması.
Oluşturulan ve dayatılan Din görevlisi algısının değişimi noktasında, değişmeme inadı.
Yüze gülen ve yüz güldüren bir görevli idrakinin eksikliği
Daima gencin yaşında ve yanında kalabilmek hissiyatının kaybolması
Camisinde gençlerle Ramazan da bir kere olsun itikâfa kalmayan bir görev anlayışı
Soru ve sorunları ikna ve duayla açan bir davet üslubu eksikliği
Davette mensubiyeti, mahkûmiyete dönüştürmeyen bir metot karmaşası
Evinin kapısını ve ikramını ihmal eden bir tebliğ metodu eksikliği
Gençlere Nebevi değil, nefsi davranılması
Teşkilat vaizlerimizin daimi hizmet (en az haftada bir genç ve cemaatiyle buluşacağı) adresli camilerinin olmayışı
Müftülüklerimizin alile irşat kurumları benzeri, gençlik kollarının olmayışı. Her camiden birer kişinin katılabileceği programların eksikliği.
Teşkilatımızın Din görevlisiyle yapacağı hizmet (gençlik) konusunda anket ve istişare eksikliği sebebiyle hizmetlerin verimsizliği
Muhatabı, özellikle gençleri dinlememek, sözün sultanı biz, kölesi gençler olarak onların söz söyleme haklarının ihlal edilmesi.
Şahit olduğumuz yanlış, günah vb. davranışlara karşı kürsü dili değil, gönül diline hâkim olamayışımız.
Görev yaptığımız semtin gençlerinin sayı, potansiyel ve ilgi alanlarının tespiti eksikliği.
Din görevlisi eşi nezaretinde bayanlar ile ilgili hizmet planlaması ve uygulamasının eksikliği.
Çevremizde ki okul, spor kulüpleri ve gençlerin uğrak yerlerine ziyaret ve tanışmaların yapılmaması.
MEKÂN MERKEZLİ
Mekân makam ve statü farkı/üstünlüğü sebebi değil, İslam’a adanmış Darul Erkam olmalıdır.
Davet edilen mekânlar, korkudan ve hüzünden emin adresler olmalıdır. (cami, imamın evi vs)
Akabesi olmayanın, Medine’si olmaz.
Ders, spor, piknik, seher ve sefer buluşmalarına önem verilmelidir.
Mekân, imkândır. İnsanın yaşamına elverişli olduğu düşünülen her mekân, aynı zamanda bir imkândır düşüncesinden yoksunluk.
Camilerin sadece ibadethane/namaz/ olarak inşa edilmesi. Diğer sosyal mekânların ihya edilmemesi.
Cami naşidlerinin aynı zamanda raşid olamamaları. Bu yüzden de gençlerin mimari de hesaba katılmamaları.
İnsanın her durduğu mekânın, tebliğ sorumluluğu şuurunun zayi edilmesi.
Yeryüzü mescittir, sorumluluğun terk edilmesi
Camilerin kenti oluşturan mekânlar değil; kentin oluşumundan sonra araya sıkıştırılan mekânlar haline getirilmesi.
Cami ve müştemilatının sosyal manada sıfır mekân ve imkan noktasında olması.
Bazı camilerde yatay gelenlere sunulan imkânın dikey gelenlere gösterilmemesi.
Ashabı Kehf, Yusuf’un atıldığı kuyu, Hira dağı, Sevr mağarası ve Mihrabın mekân olgusu şuuru
GENÇLE İLGİLİ
Din görevlisinin kendi etrafına ördüğü saygı ve kaygı duvarlarını gençlerin aşamaması veya aşmak istememesi.
Sinema ve medya sektöründen beslendiği gıdalarla imama ve teşkilata güven duyamaması.
İmamın, kendisini anlayamayacağı düşüncesi.
İmam değince aklına babaannesi, dedesi, yaşlılar veya geçmişlerinin gelmesi.
Meşru eğlence imkânlarına sahip olmamaları.
Kılık kıyafet konusunda imamla kendisi arasında uzak mesafeler olduğu kanaati.
Kınanma, dışlanma, borçlanma vb. kaygıların yoğunluğu.
Çevresinden gelebilecek menfi mahalle (sosyal) baskısı.
İmamın genel kültür ve okumalarının gence yetmeyeceği düşüncesi.
Cami dernek yönetimlerin de gençlere yer verilmemesi
Hak arama ve konuşma özgürlüğünün temin edilmemesi
Genç din görevlilerine “rehberlik” eksikliği, diğer gençleri ihmal sebebidir.
Gençler arasında ki cinsiyet farkı, ahlak ve sorumluluğun taklidi ve baskı metoduyla inşa edilmesi.
Gençlerin asla takdir edilmemesi ve daima tenkide uğraması.
Gençlerin cami ve dinden beklentilerinin doğru tespit edilmemesi.
Gencin hayat problemlerinde din görevlisinin çözüm için öne ve yola düşmeme endişesi.
TOPLUMSAL, KÜLTÜREL, SİYASAL, EKONOMİK VB
· İslam’ın toplumsal, kültürel, siyasal ve ekonomik manada “tevhidi” bakış açısının ele alınmaması ve öğretilmemesi
İslam’ın sadece şahıs dini değil, toplum dini olduğunun unutulması ve hatırlatılmaması.
Kültürlerin etkisinde ki Din değil, dinin etkilediği kültür algısının kaybolması
İslam’ın siyasal ve idari hayata ait söylemlerinin ihmal, inkâr edilmesi ve öğretilmemesi.
Kazanç, emek ve ücret dağılımın da İslam öğreti ve esaslarından uzak durulması ve önem verilmemesi. Hak arayışının İslam da olmadığı zehabına kapılma duygusu.
Uluslar arası ve sınırlar ötesi ilişkilerde, İslam’ı duyarlılığın ihmal edilişi.
Ülkemizin ırk, terör, ayırımcılık, ahlak, spor, çevre ve medya gibi toplumu ilgilendiren konularda din hizmetlerinin sus pus olması.
Yaşadığımız toplum katmanlarının akıl, idrak, anlayış ve öncelikli hizmet ihtiyaç durumlarının tespitinde ki eksiklik.