Dönerin pişirilmesinde standart olduğunu biliyor muydunuz? Bunu vatandaş bilmez. Bilmediği için de kanserin davetiyesi olan kanserojeni, yediği sözde dönerle vücuduna depolar. Bu standardı, dönerciler bilir ama uygulamaz. Bu standardı, dönercileri denetleyecek kurumlar bilir ama görmezden gelir.
**
Size; dönerlerin açıkta değil, camla korunmuş korunaklar içinde pişirilmesi gerektiğinden hiç söz etmeyeceğim...
**
Size; kırmızı et dönerindeki yağ oranı yüzde 25’ten, beyaz et dönerindeki yağ oranı yüzde 15’ten, tuz oranı yüzde 2’den fazla olmayacağını anlatmayacağım bile...
**
Dönerin, ‘yaprak döner’, ‘kıyma döner’, ‘karışık döner’ olarak üç ayrı şekilde vatandaşa sunulabileceğini de, yaprak döner üretiminde, sadece yaprak haline getirilmiş kırmızı et kullanılabileceğini de, kıyma dönerinin üretimde, en fazla yüzde 90 oranında kırmızı et kıyması ve en az yüzde 10 oranında yaprak haline getirilmiş kırmızı et kullanılacağını da anlatmayacağım size...
**
Karışık döner üretiminde en az yüzde 60 oranında yaprak haline getirilmiş kırmızı et, en fazla yüzde 40 oranında kıyma kullanılacağını da, kırmızı et dönerindeki yağ oranı yüzde 25’ten, tuz oranı yüzde 2’den fazla olmayacağını da söylemeyeceğim. Bunları az buçuk hepimiz biliyoruz. Bunlar gerçekten uygulanıyor mu, işte bunu bilmiyoruz.
**
Benim ‘dönerin pişirilmesindeki standart’ derken işaret edeceğim nokta; yukarıda okuduğunuz dönerde olması gerekenlerin olmamasından çok çok daha tehlikeli.
**
Peki, döner tüketicisini çok fazla ilgilendirmesi gereken, uygulanmaması halinde vücudumuzu ‘kanserojen’ tehlikesiyle saran bu standart nedir?
**
Uzatmadan söylüyorum; yayınlanan tebliğlere göre; döner eti ile ateş-köz arasındaki mesafe 15 santimden az olmamalıdır. Eğer bir döner eti ile o eti pişiren ateş-köz arasındaki mesafe 15 santimin altındaysa, bu döneri yiyenler kanserojen tehlikesi içindedir.
**
Pişirme aparatına takılan döner eti ile ateş- köz arasındaki mesafe ne kadar azalırsa, tehlike o kadar büyük demektir. Döner eti ile ateş-közün arasındaki mesafe 15 ve civarıysa sorun yok. Bu mesafe ne kadar kısalırsa, o etin kanserojen üretmesi de o kadar yüksek.
**
Şimdi yazının tam burasında bir nokta koyup düşünelim… Her gün önünden geçtiğimiz dönercilerin kaç tanesinde döner eti ile ateş-köz arasının bu mesafede olduğunu görüyoruz? Ben bu konuda son derece titizim. Her gün şehir içinde birkaç kez yaptığım yürüyüşlerin bazılarında dönercilerin bu özelliklerini gözlemlerim.
**
20 tane dönerci gözlemlediysem, inanın ya bir tanesi ya da iki tanesinde döner eti ile ateş-köz arası 13-15 santim. Diğerlerinin hepsi, ateş-köze 3-5 santim civarında. Ki, döner etinin ateş-köze neredeyse yapıştırılarak sözde pişirilen birçok dönerci var bu şehirde.
**
Yukarıda söylediğim gibi pişirilen etin içinde neler olduğunu, neler olması gerektiğini belirtmiyorum. O şartlar yerine getirilmezse, döner sağlıksız olur. Ancak, anlattığım pişirme standardı yerine getirilmezse, hele hele o döner eti ateşe-köze neredeyse yapıştırılarak pişiriliyorsa, ondan kaçının çünkü yüzde yüz kanserojendir.
**
Bu standarda uymayan dönerciler bu gerçeği çok iyi biliyor. Ancak, yoğun talep karşısında döner etini ateş-köze yapıştırarak pişirmeyi hızlandırıyorlar ki, bu durumda zaten o et pişmiyor. Sadece, haşlanıyor ve ateş veya közden almaması gereken kanserojen maddelerini bünyesine çekiyor.
**
Zaten ‘döner’ dediğimiz yiyecek, uzak ateşte ve yavaş yavaş pişirilmesi gereken bir üründür. Ancak böyle pişirilirse sağlıklı bir besin olur. Aksi takdirde, belki karnınız doyuyor olabilir ama vücudumuza kalıcı olarak soktuğumuz ve ileride başımıza bela olacak kanserojen tehdidini gönüllü olarak alıyoruz demektir.
**
Bu yazıyı okuyan, dönerini bu standartlarda pişirmeyen hiçbir dönerci alınmasın, gücenmesin. Zira yaptıkları iş doğru değil. Hatta doğruluğunu bırakın son derece tehlikeli. Bu tehlikeli işi sürdürecek olanlardan gelecek tepkiyi de hiç umursamadığımın altını çizmek isterim.
**
Peki, hal böyleyken, bu tür sağlıksız döner üreten işyerleri hiç denetleniyor mu? Ben hiç görmedim. Denetleniyor olsa, şehirdeki dönercilerin bugün bile yüzde 70’inden fazlası hala bu yanlışta, bu tehlikeli üretimde ısrar etmezdi.
**
Madem bu işyerlerini bu konuda denetlemesi gerekenler denetlemiyor, o zaman biz denetleyelim. Nasıl mı? Bu standarda uymayan dönercilerden uzak durarak…