Zaman su gibi akıp geçiyor…

Asla unutulmayacak acı hatıralarla dolu asrın afeti üzerinden 20 yıl geçti…

İlimiz ortalama 20-30 yıllık aralıklarla deprem denilen büyük yıkımlarla karşılaşıyor, ne yazık ki…

1943-1967 ve nihayet 1999 seneleri, böyle “acılı deprem yılları” olarak kaldı geride…

Her afet sonrası edilen beylik sözlere ve alınan önlemlere rağmen bir sonraki deprem, bir öncekinin iki hatta üç katına varan hasar ve can kayıplarına yol açtı…

İşte yine öyle yılların havasını solur gibiyiz…

Gazetemizin sahibi, rahmetli Hasan Uyar anlatmıştı…

Ne zaman bu konu gelip takılsa parmaklarımın ucuna, ilimizde 1960 darbesinden sonra vali ve belediye başkanlığı görevini birlikte icra eden Sedat Kirtetepe paşanın görev dönemi sonunda ayrılırken gazetecilere vasiyeti gelir daima aklıma…

“Ben görevimi yaptım…

Şehrinizden ayrılıyorum, siz ise burada yaşayacaksınız…

Bu ilin altını üstüne getirdik, zemin sağlığı açısından yaklaşık 800 metre aşağı inilse de sağlam zemine rastlanmadı…

O nedenle toprağın sırtına taşıyamayacağı çok katlı binalar yüklemek yerine, iki bilemedin üç katın dışında yapılaşmaya izin vermeyin.”

Kirtetepe paşanın sözleri üzerinde durup düşünmek ve yapılaşmada şehrin mimarisini bu anlayış üzerine bina etmek kaçınılmaz olmalı…

Bu barajı aşmak isteyenlerle, önceki dönem belediye başkanı Zeki Toçoğlu müthiş bir mücadele sergiledi…

Yaklaşılırken olası bir afete hızlı bir şekilde…

Şehrimizden yıllarca uzak kalmasına rağmen bu ilin makus talihi haline gelen deprem riskini göze alarak geleceği planlamada Sakarya Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem Yüce’ye tarihi bir sorumluluk düşüyor…

O da Sedat Kirtetepe’nin gazeteciler aracılığıyla ili yönetenlere verdiği mesajı bir “vasiyet” olarak kabul edip gereğini yerine getirmek olmalıdır…

Bugün AKM’de yeni çalışma arkadaşlarını basına tanıtacak olan Ekrem Başkana hatırlatmak, iletmek istedim yıllar öncesinden çıkagelen gerçeği…

Bu konulara duyarlılığını bildiğimiz Yüce başkana, ilin en hayati sorununa yönelik önlem almada kolaylıklar dileğiyle Bizim Bahçe’den “Orkideler” gitsin istedik…