Bugün içinde bulunulan şartlar gereği, ne yazık ki son yolculuklarında yanlarında olmadığım iki üzücü vefat haberini okuyucularımızla paylaşmak istedim…
Bunların ilki 1950 yılında ilk defa ayak bastığım Adapazarı’nda Ağa Camii’nin hemen yanında, iş yerimizin bitişiğindeki Şekerbank’ın ilk müdürü Fehmi Gençcan…
Onu herkes ismiyle ya da taşıdığı müdürlük sıfatıyla değil; kim, nerede, ne zaman taktı bilemiyorum, “Cincan” gibi ona hayli yakışan bir lakapla tanırdı…
Geniş bir çevreye sahipti…
1950, 60 ve 70’li yıllardaki müdürlük dönemlerinde bu şehirde tanımadığı iş adamı, esnaf, sanayici, spor adamı yoktu desek, yanılmış olmayız…
İşte öyle farklı bir banka müdürlüğü dönemi yaşadı ve emekli oldu…
Onu son kez Çakar Kardeşler Lokantası’nda yemek yerken görmüştüm…
Sanki film orda kopmuştu…
Ondan sonra sadece oğlu Gündüz Gençcan’dan aldığım haberlerde yaşar oldu…
Her karşılaştığımızda müşterek tanıdığımız ve Sakarya’nın en popüler insanlarıyla ilgili sohbetlerimizin tadına doyum olmazdı…
Beşiktaş’ın unutulmaz başkanı Süleyman Seba’dan, Hacıbaba Hurşit ve evlatları Zeki ve Ziya Konuk’a varan, hemen her partiden siyasetçi, belediye başkanı ve milletvekillerine uzanan, oradan tanınmış sanayici, esnaf, bürokrat kesimiyle geniş bir dost çevresi vardı…
Bir süredir rahatsızdı…
Oğlu Gündüz Gençcan, o babanın evladı olarak çok sayıda özelliklerini taşıyan, son nefesine dek yanında olan vefalı bir evlat olarak üzerine düşen görevi yapmış…
Dalyaya yaklaşan koca bir ömür tüketip aramızdan ayrılan Cincan Fehmi ağabeye yüce Mevla’dan rahmet, Gençcan ailesine oğlu Gündüz Gençcan’ın şahsında sabır ve başsağlığı diliyorum…