Çarşamba günü Borsada mesai bitti. Ben çalışmaya devam ediyorum. Aklımda gazeteye yazacağım yazı var ne yazsam diye düşünüyorum. Ekonomi mi yazsam ama daha yeni cari açığı ele aldık. O zaman siyaset yapalım ama daha geçen Fransa’ya ve iç politikaya biraz dokundurmuştuk. Aslında elimizde iyi bir kaynak var futboldaki darbe evet yanlış okumadınız futboldaki darbeden bahsediyorum. Şike olaylarından zaten artık futbolun içinde olan olmayan herkes bunaldı. Benim darbem bununla ilgili değil bugünkü konumuz Sakaryasporumuz hani depremden sonra bu şehri ayakta tutan en önemli değer var ya ondan bahsediyorum.
Yiğit Bey sen şimdi de futbolda mı yazacaksın yani demeyin. Futbol oynamadım ama bu sektörün içinde 4 sene boyunca değerli abim Erdinç Şehit ve Av. Mustafa Cumhur ATEŞ ile birlikte uluslar arası futbol camiasında çok önemli işlere imza attık. Hatta konunun içinde olanlar da bilirler Milli futbolcumuz Tuncay Şanlı’nın Middlesbrough’a transferinde ve sonra oradaki yaşantısında çok önemli yerimiz vardır. Yani işin özü bu sektörü ve bu sektörün içinde olan olayları az buçuk bizde biliriz demek istiyorum.
Yazımın başında da belirttim bugün biraz Sakaryaspor’dan bahsetmek isterim ama birde Sakaryalı olmaktan ya da Sakaryalı olabilmekten de bahsetmekte fayda vardır diye düşünüyorum. Hani memleket neresi diye sorduklarında verilen cevap var ya işte ben bu soruyu şöyle değiştiriyorum bundan sonra ben bu soruyu memleketin için ne yaptın diye sormak istiyorum. Çünkü memleketi için bir şey üretmemiş, katkı sağlamamış, o ilin gelişimi için elinde bulunan imkanları kullanmamış birisi için memleketi ne ifade edebilir ki? Ben Kamu yöneticisiysem o zaman imkanlarımla ilime yatırım yapmalıyım ki bu ilin gelişimine katkı sağlayayım. Ama ben memleketin neresi diye sorulduğunda Sakarya diyorsam ve yatırımlarımı Ankara’ya yapıyorsam o zaman memleket meselesi karmaşık bir hale dönüşüyor gibi geliyor bana.
Tam da Ankara’dan bahsetmişken son günlerde ülkemizin önemli kulüplerinden Ankaragücü’nün içinde bulunduğu sıkıntı kamuoyunun gündeminde ve ciddi bir çözüm arayışı var özellikle Meclis bu konu ile yakından ilgilenmekte tarih tekerrürden ibaret midir bilinmez ama darbe sonrası Milli Güvenlik Kurulu tarafındaN Beden ve Spor Terbiyesi Genel Müdürlüğü’ne Albay Yücel Seçkiner atanmıştır. Yücel Seçkiner’in Turgut Özal döneminde de Türk sporuna önemli hizmetler sunduğunu spor arşivlerinden yaptığım araştırmada da gördüm. O dönemde bu kişiyi de şaşırtan önemli gelişmeler olmuştur. Aslında 1980 darbesinden en az etkilenen sektörlerden bir tanesi de spordu ama bir olay vardı ki herkesi şaşkına çevirmişti. Ankaragücü 1. Lige çıkarılmıştı. Hatta o dönemde Boluspor ile Türkiye Kupası final maçı var. Kenan Evren Albay Seçkiner’i çağırır Ankaragücü’nün 1. Lige yükselmesi için bir formül bulmasını ister çünkü bunun talimatla yapılma şansı yoktur. Denir ki o zaman Türkiye Kupasını kazanan 1. Lige yükselme şansına sahip olsun. Şunu da hatırlatayım Boluspor o dönem zaten 1. Lig de yani çalışma tamamen Ankaragücü’nü 1. Lig’e çıkartmak adına yapılmıştır.
Kenan Evren işi o kadar abartmıştır ki o sezon Ankaragücü’nde forma giyen kaleciyi bile güldüren şu olay yaşanmıştır. Kenan Evren Türkiye Kupasını kaptan kaleci Adil Eriç’e verirken artık Avrupa Kupalarında da başarı bekliyoruz demiştir. Avrupa’ya da darbe yapmayı Evren sanırım kafaya koymuştu
Neyse gelelim bugüne yine Ankaragücü, bu sefer bu kulübü kurtarma operasyonu demokratik platformda yapılıyor da diyebiliriz nerede diye sorarsanız? TBMM’DE. Şimdi size Gençlik ve Spor Bakanımız Sayın Suat KILIÇ’ın yaptığı açıklamayı harfi harfine yazıyorum.
"Kanunen Ankaragücü için yapılacak bir şey olmamasına rağmen şartlar ve imkanları zorlayarak güzide kulübümüzün sene sonuna kadar malzeme dahil tüm ihtiyaçlarına sponsor olma veya bulma düşüncesini ortaya koyduk. 10 gün önce kulüp yöneticileriyle bakanlık yetkilileri temas sağladı. Şu ana kadar malzeme ihtiyaçlarını içeren bir listeyi bakanlığa intikal ettirmediler. Bu liste geldikten sonra gereğini manevi bir vazife olarak yerine getireceğiz."
AKP’li Şükür’ün açıkladığı desteğin sivil bir insiyatif olduğunu ve halkın, sanayicinin o şehrin markası haline gelen kulüplere hemşehrilikten gelen doğal bir vazife ile destek olması gerektiğini anlatan Bakan Kılıç, "Taşıma suyuyla değirmen dönmez" diyerek kurumsal olarak Ankaragücü’nün yeni bir mali yönetim vizyonunu ortaya koymasının zaruret haline geldiğini söyledi.
AK Parti İstanbul Milletvekili hemşehrimiz Sayın Hakan Şükür Ankaragücü’ne 200.000 TL ayarlıyor ve basına şöyle bir açıklama yapıyor:
Forma ve malzeme sıkıntıları yaşanıyor o yüzden kulübün yardıma ihtiyacı var. İstanbul Milletvekili olarak herkesi Ankaragücü’ne duyarlı olmaya davet ediyorum.
Tabiki Ankaragücü Türk futbolunda bir değerdir. Bu lig de var olmalıdır. Hakan Şükür benim çok değer verdiğim ailelerimizin uzun yıllara dayanan dostluğunun olduğu Türk Futbolunun iftihar ettiği bir futbolcudur. Ama herşeyden önce Sakarya’lıdır.
Ankaragücü’ne devlet kademesinde verilen bu değer bir Sakaryalı olarak beni gerçekten kıskandırdı. 1980 yılından beri Ankaragücü adına çok fazla bir şey değişmemiş gibi geliyor bana bu kulübün sıkıntıları hep ülkenin zirvesinde adeta bir ülke sorunu gibi ele alınmış oysa bu ülke futboluna çok önemli katkılar veren Göztepe gibi, severiz sevmeyiz Kocaelispor gibi SAKARYASPOR gibi kulüpler çok büyük maddi sıkıntılar yaşadılar hatta hala yaşamaktalar. Bakın geçen Sakaryasporlu futbolcu İlkay Demir aslında yaşananlara ve Sakarya’nın yetiştirdiği futbol değerlerine tokat gibi bir cevap verdi. “Bizde uzun kollu formamız olmadan sahada top oynuyoruz. Ankaragücü’nün yaşadığı maddi sıkıntının aynısını bizde yaşıyoruz.”
Yukarıda koyu yazıyla yazdığım Bakanın sözlerini bu ilde yetişmiş Türk futbolunda çok önemli yerlere gelmiş isimlerin özellikle okumasını istiyorum. Maalesef Sakaryaspor transfer yasağına mahkum oldu. Yine iş bu toprakların yetiştirdiği evlatlara düştü.
Umarım Sakaryaspor bu sıkıntılı dönemi de atlatacaktır. Her türlü sıkıntıya rağmen onurlarıyla mücadele eden futbolcularımızı tebrik ediyorum. Çünkü nüfus kağıdında Sakarya yazmakla Sakaryalı olunmuyormuş. Mühim olan Sakaryalı olabilmekte bu yüzden Teknik Direktör Şaban Yıldırım’ı ve futbolcuları teker teker kutluyorum.
Onur mücadelelerinde bu halk onların yanında olacaktır.