Koronavirüs denilen bulaşıcı hastalığın, kaybedilen tanıdık tanımadık insan sayısındaki hızlı artışa rağmen, küresel bir oyun olduğunu söyleyenlerin, bu doğrultudaki inancı ve inadı azalacağı yerde, ne yazık ki artarak devam ediyor…

Başa gelmedikçe de bu durum sürüp gidecek anlaşılan…

Böyle gel gitlerle devam eden süreçte işin aslı da bir türlü net bir sonuca bağlanamıyor…

Yakaladığı insana zor günler geçirten hastalığı net bir şekilde sonlandıracak ilaç da yok şimdilik, ne yazık ki…

Verilen ve şifa diye sunulan ilaçların yan tesirleri konusu hala tartışılırken, çaresiz kalıp kullanan kesimde kurtulanlar yanında hayata veda edip gidenlerin de azımsanmayacak rakamlara varışı, insanı içinden çıkamayacağı bir kaosa sürüklüyor adeta…

Son günlerde bu meretle mücadelede elde edilen rahatlıktan kaynaklanan serbestlik, virüsün yeniden hortlamasına ve yayılmasına yol açmış olmalı ki hastaneler dolup taşar hale gelmiş…

Sakaryamız’da sağlık teşkilatının fedakar ordusu gece-gündüz demeden, Koronavirüse yakalanıp hastane aşamasına gelen mağdurların iyileşmesi adına var güçleri ve imkanlarıyla adeta savaş yaparcasına ter döküyor…

Onların bu bulaşıcı ortamdaki inanılmaz mücadelelerini takdir etmeden geçmek olur mu hiç!

Buna rağmen, zaman zaman yapılan çirkin saldırıları insan tabiatıyla bağdaştırmak zor olsa gerek…

Hastalığa yakalanmamak adına tek yol olarak gösterilen maske, mesafe ve temizlik şartlarına uygunluk gerekir ki bu doğrultudaki mücadelenin ilk basamağı atlatılmış olsun…

Aksine en ufacık bir ihmal, virüsün gelip sizin yakanıza yapışmasına yol açar…

Zira öyle olduğunu gördüğüm çok örnek çıkıyor karşıma şu sıralarda…
Sormak istiyorum “Bu rahatlık neden” bunca vakaya rağmen!

Bu doğrultuda en etkili ilaçlardan biri de benim ihmal etmeden uyguladığım yürüme alışkanlığıdır…

İnsanın kendisine zaman ayıracağı günler yaşıyoruz…

Bulaşıcı hastalıktan kaynaklanan süreci sağlıklı şekilde atlatmanın en etkili ilacı da bu olsa gerek…

Bir de bu sütunların yazarı olarak beni ayakta tutan, kendime özel formüllerim var…

Organik elma sirkesi gibi bir şifa kaynağını sabah akşam içmek, tabii ki tok karnına, bununla beraber üç beş damla kekik yağını bir bardak suya damlatıp yudumlamak, alınacak ön tedbirler olarak asla ihmal edilmemeli…

Ancak bunları tıbbi önlemler yanında kullanmak gerektiğinin altını da önemle çizmek isterim…

Zira bağışıklığın dostudur bunlar…

Sağlıklı günler için ve dahi bu berbat virüsten kurtulmak adına öncelikle alınacak böylesi kolay ve basit tedbirleri göz ardı etmemeliyiz…

Bu doğrultuda bizi takip eden okuyucularımıza, sağlıklı günler dileğiyle “Hatmi çiçeği” gönderelim istedik bu defa…