Bir devrin gerçek müzisyenlerinden önce size ‘Müzisyenler Odası’ desem ne dersiniz? En azından, ‘Böyle bir oda var mı?’ diye sorabilirsiniz. Bu sorunun cevabını, bu yazının içinde bulacaksınız.
**
Son 20 yıldır, bugün dahil bu şehirdeki her düğün salonunda düğün, orgla yapılmaktadır. Bir köşede bir org, yanında ayakta veya sandalyede oturan kişi, tek sazla düğünü bitiriyor. Halbuki, 60’lı, 70’li yıllarda Adapazarı’ndaki her düğün salonunda ayrı bir canlı orkestra vardı. Solisti, basgitarı, gitarları, baterisiyle on numara orkestralar.
**
Adapazarı’ndaki bu orkestraların müzisyenleri, dediğim tarihlerde yani en az 35 yıl önce Müzisyenler Derneği adı altında toplanmıştı. Bu dernek aynı zamanda Sakarya Esnaf ve Sanatkarlar Dernekleri Birliği’ne bağlı bir resmi dernekti. O zamanlarda esnaf odalarının adı da oda değil, dernek olarak geçiyordu.
**
Eğer o müzisyenler derneklerini bugünlere kadar getirebilselerdi, bugün derneklerinin adı Müzisyenler Esnaf Odası olacaktı. O dönemde adı Sakarya Esnaf ve Sanatkarlar Birliği Derneği olan bugünkü Sakarya Esnaf ve Sanatkarlar Odaları Birliği’nin üyesi olacaktı.
**
Bu kadar da değil. Bu derneğe bağlı her müzisyen aynı zamanda vergi mükellefiydi. Her birinin vergi levhası vardı. Dernek Başkanı olarak uzun süre Ethem Koçdemir görev yaptı.
**
O günleri bilen bilir. Cep telefonu yok. Bilgisayar olmadığı gibi sosyal medyanın ‘s’ si yok. Günün sadece belli saatlerinde TRT’nin siyah beyaz kanalı tek eğlence kaynağı. Sakarya’da müzik aletleri satan dükkan yok. Bir gitar teli için, bir gitar teli, bir bateri bageti veya patlayan bir davul derisi için İstanbul’a gidilen yıllar.
**
Sakarya’nın her salonunda birbirinden iddialı canlı müzik grupları, o günlerde düğün ve konserlerle Sakaryalı gençlerin tek eğlencesi. Sakarya zaman zaman yetiştirdiği futbolcularıyla gündeme gelir. ‘Toprağından futbolcu fışkırıyor’ denildiğini çok duymuş, okumuşsunuzdur.
**
Sakarya’nın müzik insanları, eğer tam bir araştırma yapılacak olsa, ün ve nam açısından inanın futbolcuları geçer. Mesela, Devlet Sanatçısı unvanı almış sanatçılarımız bile var ki bunları daha sonraki yazılarımda yazmaya çalışacağım.. Bende yeni öğrendim; o yılların ülkede çok ünlü bir Ritim 68 Orkestrası vardı. Piyanisti ve solisti Rıza Silahlıpoda idi. Silahlıpoda haricinde bu orkestranın 9 üyesinin 9’u Sakaryalı imiş.
**
Sakarya’nın o dönemdeki orkestraları o kadar meşhur, orkestra üyeleri o kadar yetenekliydi ki; Her yaz üç ay boyunca kurulan İzmit Fuarı’na gelen her üst düzey sanatçı, aylar evvelinden gelip Sakaryalı orkestralarla anlaşırdı. Çevre illere gelen sanatçılar, günler öncesinden Adapazarı’na gelip, bu orkestraların biriyle anlaşırdı.   
**
Yine eskiler bilir. Şu anda Çark Mesire Yeri dediğimiz yerde Çark Gazinosu vardı. 60’lı, 70’li yıllarda Türkiye’de en meşhur hangi şarkıcı varsa hepsi gelmiştir. Zeki Müren’inden Barış Manço’suna, Berkant’ından Müzeyyen Senar’ına.. Hafif müzik sanatçıları geldiği zaman, arkasındaki orkestranın hemen tamamı bizim çocuklar olurdu.
**
Mesela Çark Caddesi girişindeki Cevat Bey Pasajı’nın ikinci ve üçüncü katında en az 15 dükkan, bu orkestralar tarafından tutulmuştu. Akşam oldu mu, bu küçük dükkanlardan bu orkestraların çalışma sesleri şehre tatlı bir müzik kokusu olarak yayılırdı. Her dükkanda farklı bir Türkçe veya yabancı şarkının üzerinden geçilişi vardı coşku içinde.
**
Yeni bir yabancı veya yerli şarkı çıktıysa, her orkestra bir elemanını İstanbul’a gönderir ve bu şarkının taş plağı alınırdı. O dönemde, satılan taş plakların karton kutusunun içinde, o şarkının notaları da olurdu ve orkestralar, hem taş plağı defalarca çalıp dinleyerek, hem de notasıyla ezberleyip, o orkestranın şarkı derinliğindeki yerini alırdı. Yeni çıkan bir şarkı için orkestralar arasında öyle deli bir yarış olurdu ki anlatamam. Her orkestra o şarkıyı ilk okumak için çılgın bir yarışın içine girerdi.
**
Bugün artık salonlarda o tatta yok, öyle kaliteli sanatçılarda. Şimdiki düğünler, takı takma merasimiyle başlıyor, takı takma merasimiyle bitiyor. Arada bi üç ayak kasap bitti. Düğünler eskidendi. Salonlardaki de bir başkaydı, mahalle-sokak aralarında olanda.


 

VE BİR ANI..
Bu fotoğrafı yayınlamam lazımdı. O yıllarda yani tahminen 1976 veya 77 yılı Funda Düğün Salonu’nda bir araya gelen Sakarya Müzisyenler Derneği Üyeleri’nden bir grup. Dün ne çalıyorlardı? Bugün ne yapıyorlar?


AYAKTAKİLER SOLDAN SAĞA:
1-Erdal KOÇDEMİR: Org-Mimar, dekorasyon işleri yapıyor.
2-Erol ÇİLEK: Basgitar-Uniroyal’dan emekli.
3-Önder KIZMAZ: Gitar-Makine Mühendisi.
4-Feridun ÖZDEMİR: Gitar-İş güvenliği malzemeleri ticareti yapıyor.
5-Zülfü KARAKAŞ: Gitar-Emekli, halen esnaflık yapıyor. Müzik hayatına devam ediyor ve hiç ummadığınız bir yerde gitarıyla karşınıza çıkabilir.
6-Fuat SANDUKALI: Org-Gitar-Müzik dersleri veriyor.
7-Sefer BEYENAL: Gitar-Yüksek Elektrik Mühendisi. Yerel toplum ve kültür hareketlerinde hep en önde.
8-Sacit DURUTÜRK: Bateri-Avusturya’da yaşıyor.
9-Şahin ERSOY: Solist-Ersoy Video, filim yapım işletmecisi.
10-Cemil UYANIK: Bateri-İnşaat Teknikeri, CHP Sakarya Merkez İlçe eski başkanı. İnşaat işleri yapıyor.
11-Ahmet ÇUBUKÇU: Bateri-Düğün salonu işletmecisi.
12-Şükrü NALBANT: Basgitar-Oto alım satım işi yapıyor.
13-Erol GÜDÜLOĞLU: Solist-Eski milli voleybolcu, voleybol antrenörü.
OTURANLAR SOLDAN SAĞA:
14-Atilla CUMHURCU: Baterist-Amerika’da müzik okudu. Dünya çapında bir baterist oldu.
15-Tansel DEMİRKAN: Baterist-Türkiye’nin en iyi bateristi. Şu an müzik dersleri veriyor.
16-Bilal ATAMAN: Bateri-Antalya’da yaşıyor, müzik aletleri pazarlıyor.
17-Ethem KOÇDEMİR: Gitar-Koçdemir Video işletmecisi, TRT Sakarya Temsilcisi.
18-Mesut DALYANGİBİ: Baterist-Devlet Hastanesi eski Personel Müdürü, emekli.
19-Rıza KAHYA: Gitar-TIR Şoförü.
20-Namık DURUCAN: Gitar-İşadamı.
21-Tamer YAVUZ: Gitar-Emekli.
18 Mayıs 2014