‘Bir ilkbahar günü doğdun sen
Baharın ta kendisi oldun sen’
Sezai Karakoç
Bahâr geliyor…
Kalbindeki karıncalanmayı hisset.
Yağmurun bir anlamı olduğunu bil.
Yaprağın, çiçeğin sesini duy, kulaklarına inanama.
Eşrefoğlu’ndan şiirler oku.
Gönlünü aç, ruhunu rüzgârla dalgalandır.
Eski giysilerini giy, bedenini zengin kıl.
Kuyudan su çek, ormandan odun topla.
Avuçlarının içini, alnını, gözlerini seyret.
Suya ver gülzârı, yele ver gözyaşlarını.
Dilini dünyanın kirinden arındır.
İkindileri melisa çayı iç, akşamları tarçın.
Sardunyalara su ver ve kaktüse.
Filbahrilerin açmasını, kokularını ruhuna salmalarını bekle.
Karınca yuvalarını seyret.
Akşamın kitabını oku.
Hırkanın söküklerini dik.
Bir kiraz ağacının dibine otur.
Yere yüzükoyun uzan.
Sabah namazını dinle ve sonra kuşları.
Bir kedinin alnını okşa.
Tebessüm et bütün mevcûdâta.
Gövdeni bir tüy gibi hisset.
Kelimelerin kalbine gir.
Ağaçlıklı yollarda, göl ve deniz kıyılarında yürü.
Hülyâlara dal, dal budak sal.
Gülün tesbih sesini duy.
İlk kez bakıyormuş gibi bak her şeye.
Peygamberçiçeklerinin aydınlığında kaybol.
Itırlara tutun, buhurlara gark ol, aşka revân.
Hüznünü süsle.
Göğe bak.
Ağaca dokun.
Merhamet et.
İyilik yap.
Güzel söyle.
Kusurları ört.
Kalbini cilâla.
Dilinden duayı eksik etme.
Uyanıkken rüyâ gör.
Hayırla yâd et.
Hediye ver.
Yüzünü güneşe çevir.
Sırtları sıvazla.
Bir yetimi doyur.
Bir çocuğu sevindir.
Işık ol.
Ara bul.
Fidan dik.
El öp.
Mahcup ol.
Tefekkür et.
İncitme.
İncinme.
Bahâr geldi.
Mevlâ’ya şükret.