AK Parti Milletvekili Recep Uncuoğlu, belki de hakkında en az haber yapılan milletvekilidir…

Uzun zamandan beri kendisini medyada çok fazla göremiyoruz…

Hatta onun için ilk kez parlamenter seçildiği 2015 yılından bu yana şehirde en az boy gösteren milletvekili diyebiliriz…

Son birkaç ayda koronaya yakalanması hasebiyle, bir de deprem komisyonu başkanı olması nedeniyle haber oldu…

Kendisini en son Genel Başkan Yardımcısı Ali İhsan Yavuz’un Sen Otel’de yaptığı toplantıda gördük…

Şehre ne zaman geliyor, ne zaman dönüyor; pek bilmiyoruz…

Partideki toplantılara da zorda kalmadıkça katılmıyor…

Kendisini arayıp ulaşan insan sayısı da bir elin parmaklarını geçmez…

Kiminle konuşsam, “Ulaşamıyoruz” diyor…

Ben de geçmişte programa davet etmek ve haber yapmak için birkaç sefer telefonla aradım, bir iki kez de mesaj çektim kendisine ama ne mesajlarıma geri döndü, ne de çağrılarıma…

Daha sonra ben de aramayı kestim…

Kendisindeki bu boş vermişlik hali, insanlardan adeta kaçan tavrı ve şehirde fazla görünmemesi haliyle Recep Uncuoğlu’nu eleştirilerin odağı yapıyor…

Tüm bu hal, hareket ve tavırlardan da Uncuoğlu’nun bir daha milletvekili adayı olmayacağı, hatta olmaması gerektiği sonucu çıkarılıyor…

Peki, kendisi yeniden milletvekili olmalı mı, olmamalı mı?

Hemen bakalım…

***

Bir milletvekilinin görevi nedir?

Kanun koymak, değiştirmek ve kaldırmak…

Milletvekilinin kanunda yazan asli görevi bu…

Peki, bu görevi yerine getiriyor mu Milletvekili Uncuoğlu; evet getiriyor…

Meclis’teki oylamalara katılıyor, komisyonlardaki görevini icra ediyor, bunun haricinde partisinin kendisine verdiği vazifeleri de yerine getiriyor…

Buraya kadar sorun var mı; yok!

Peki, milletvekilinin toplumda genel kabul görmüş, yazılı olmayan görevleri nelerdir?

Şehrinin sorunlarıyla ilgilenmek ve bunların Ankara’da takibini yapmak…

Peki yapıyor mu; evet yapıyor…

Milletvekillerinin ilgililerle yaptığı toplantılarda ve bakan ziyaretlerinde Uncuoğlu da hazır bulunuyor…

Şehre getirilen tüm yatırımlarda ve çözüm bulunan konularda onun da payı var…

Başka ne işi var peki milletvekilinin?

İnsanların derdine derman olmak, onların işlerini halletmek…

Peki, nasıl işler bunlar?

Onlara çalışacakları bir iş bulmak, devlet daireleri ve bakanlıklardaki işlerini halletmek, tayin ve atama taleplerini yerine getirmek, ihale kovalayanlara yardımcı olmak, düğünlere, sünnetlere, cenazelere katılmak, gibi gibi gibi…

Baktığınızda bu saydığım işlerin herhangi birini yerine getirmek gibi bir yükümlülüğü kâğıt üstünde yok milletvekilinin…

Milletvekili nasıl iş bulsun; İş ve İşçi Bulma Kurumu mu?

Niye tayin ve atama yapsın; Ankara’da dayısı olmayan insanların hakkı hukuku yok mu?

Düğünün, sünnetin, cenazenin hangi birine yetişsin?

Her gün yüzlerce telefonun hangisini açsın, binlerce talebin hangi birini yerine getirsin milletvekili!

Sırf bunları yapmıyor diye bir milletvekili başarısız veya işe yaramaz ilan edilebilir mi!

***

Yanlış anlaşılmasın; bütün eleştiriler haksızdır demiyorum…

Tabi ki en azından arayanlara geri dönüş yapabilir, insanların haklı ve meşru taleplerinde onlara yardımcı olabilir…

Vatandaşın içinde daha fazla vakit geçirebilir, çarşı pazarı daha çok gezebilir, partililer ve vatandaşlarla daha sıcak ilişkiler kurabilir…

Ama bunları yapmıyor diye de direkt olarak suçlu ilan edilemez diye düşünüyorum…

Evet, Recep Uncuoğlu benim telefonlarıma da bakmıyor…

Mesaj atıyorum cevap vermiyor…

İnsan üzülüyor tabi ki…

Acaba bir yanlış mı yaptım ya da bilmeden bir kusur mu işledim diye hayıflanıyor insan…

Ama Milletvekili Uncuoğlu’nun ne yaşadığını da bilmiyoruz…

“Ne yapsam ne etsem de basına medyaya yaranamıyorum. Öyle de yapsam aleyhte yazıyorlar, böyle de yapsam aleyhte yazıyorlar” diye düşünüyor olabilir…

İnsanların yağmur gibi gelen taleplerinden, yerli yersiz isteklerinden artık ikrah etmiş de olabilir…

“Benim asli görevlerim bana yetiyor. Bundan gayrısına ayıracak zamanım yok” diye de düşünebilir…

Vardır her şeyin bir sebeb-i hikmeti…

Kimse durup dururken bu denli bir tavır takınmaz diye düşünüyorum…

***

İşte tüm bu veri ve analizler ışığında son bir değerlendirme yapacak olursak “Recep Uncuoğlu neden istenmeyen adam ilan ediliyor” sorusunu bir kez daha sormamız lazım…

Siyaseti bir servet biriktirme aracı olarak görmediği için mi?

İhale kovalamadığı, iş takibi yapmadığı, başta belediyeler olmak üzere çeşitli kurumlara iş paslamadığı için mi?

İnsanları zengin edip kendisine bundan bir pay ve komisyon almadığı, kendisine herhangi bir rant sağlamadığı için mi?

Eşini, dostunu, arkadaşını sağda solda işe yerleştirmediği, devlet kurumları ve özel sektörde kadrolaşmadığı için mi?

Eşinin, dostunun, akrabasının işlerini görüp, onların bozulan ekonomilerini düzeltmediği için mi?

Parti içinde kendine has bir klik yaratıp sabahtan akşama kadar kendisini göklere çıkartmadığı için mi?

Gazetelere demeç ve röportaj vermediği, bayramlarda ve özel günlerde ilan ve reklam desteği sağlamadığı için mi?

Kendisine yakın gazetecilere ve kendisine yakın medyaya sevmediği insanlar hakkında olumsuz, kendisi hakkında da övgü dolu haberler yaptırmadığı için mi?

Polemiklere girmediği, kavgalara karışmadığı, yukarılara şirin gözükmek için ağzını ve terbiyesini bozmadığı için mi?

İşini yapmayan bürokratlara tavır koymadığı, onları başka illere sürdürtmediği veya görevden aldırtmadığı için mi?

Her önüne gelene gülücükler saçarak, herkese mavi boncuk dağıtarak, yapamayacağı işlerin sözünü vererek şov ve gösteriş yapmadığı için mi?

Tüm bunları yapmadığı için mi başarısız ilan ediyoruz Recep Uncuoğlu’nu?!

***

Kimse kusura bakmasın ama bu ülkenin Recep Uncuoğlu gibi temiz, dürüst ve ahlaklı siyasetçilere ihtiyacı var…

Kendisine verilen görevleri bihakkın yerine getiren, partide geçmişten bu yana çeşitli kademelerde emeği olan, Cumhurbaşkanı Erdoğan’a sadakatinden şüphe duyulmayan, en ama en önemlisi akçeli ve şaibeli işlerle hiçbir surette ismi anılmayan insanlar milletvekili olmayacak da kim olacak!

Temiz ve ilkeli siyasetin bir hatırı yok mu Allah aşkına!

Liyakat sahibi olan, bu şehre hizmet edip çivi çakmış bir aileden gelen, sinirlenmeyen ve de kimseyi incitmeyen, giyimi kuşamı oturması kalkması ile tepeden ayağa nezaket sahibi olduğunu her haliyle belli eden, geçmişi ve mazisi tertemiz bir insanın en ufak bir değeri yok mu bu şehirde!

İşte bütün bu saydığım nedenlerden ötürü şayet kalem benim elimde olsaydı AK Parti Milletvekili listesinin en tepesine Recep Uncuoğlu’nun adını yazardım…

Herkes milletvekili olabilir…

Ama belli bir güç elde edip de bunu kendi menfaatine kullanmayan, insani ve ahlaki değerlerini yitirmeyen, siyaseti bir servet biriktirme aracı olarak görmeyen insanlar her zaman her yerde bulunmaz…

Pamuklara sarıp korumamız lazım böyle siyasetçileri…