Sevgili okurlar,

Dünyadaki gelişmeler, baş döndürücü bir hızla, yaşamımızı allak-bullak etmeye devam ediyor.

Hani eskilerin deyimi ile ‘ gelen-gideni arattırır’ misali, Amerika Birleşik Devletleri’nde(ABD) başkanlık koltuğuna oturan

Donald Trump’un, birbirinden ilginç ve skandal kararları, dünyayı sarsarken, biraz daha gelecek kaygısına düşenlerin de sayısı artmıyor değil!

Başta bir önceki Başkan Brack Obama döneminde, dünyayı kasıp kavuran, özellikle İslam ülkelerini kan gölüne döndüren ve bir nevi ‘haçlı’ zihniyetini aratmayan kararları, unutulacak gibi değil..

Başta Afganistan olmak üzere, Pakistan, Irak, Suriye, Mısır, Libya, Tunus, Cezayir, Lübnan, Ürdün, Filistin, Somali, Yemen ve diğer ülkelerdeki terör olayları ve savaşlar ne ile izah edilebilinir?

Özellikle Müslüman ülkelerde düzeni allak-bullak eden, terör estiren, insanları göçe zorlayan, yaşamı haram eden kararların duracağı yok!

Yani, ABD bildik tavrından dönecek değil!

Bu nedenle, Başkan Donald Trump’a bağlanan umutlar, daha başlamadan söndü!..

Özellikle, ABD Başkanı Donald Trump’un, 7 İslam ülkesi vatandaşlarına vize uygulaması kabul edilir bir durum değildir!

Ayrıca ABD’nin İran’ı, hatta Küba’yı yeniden karşısına alması ürkütücüdür..

Şu, 20 Ocak 2017 tarihinden bu yana gelişmeleri üst, üste koyduğunuzda, gelecek açısından endişelenmemek ne mümkün!

ABD Başkanı Donald Trump’un kararlarından şu ana kadar, 100 Bin kişinin etkilendiği belirtilerek, Donald Trump’un yeni bir stratejik savaş başlattığını söyleyenlerin de tepkileri basına yansımaya başladı..

Kısacası endişe giderek büyüyor!

Daha da önemlisi, ‘gelen, gideni arattırır’ sözü, bir kez daha kafalara tank etti!

Dünyada, yönetenler sınıfında yer alanlar, yani seçilmişlerin kötü yönetimleri, canımızı yakmaya devam ediyor!..

Allah korusun, bu beceriksizlerden birisinin ‘atom silahını’ patlatması dünyanın sonu olabilir!

Kimse kusura bakmasın, bu saatten sonra, siyaset kurumuna hiç, ama hiç güvenim kalmadı!

Bunu elbette, dünyadaki gerginliklere, çatışmalara, sorunlara bakarak söylüyorum..

Dünyada ‘barış rüzgarları’ estirmeleri gerekenler, yani seçilmişler yüzünden, dünya yaşanılır olmaktan çıktı!..

Üzülerek söylüyorum, bu sadece ABD’de değil, Avrupa’da, Türkiye’de ve diğer ülkelerde aynı!

Maalesef, seçtiklerimiz, yani oylarımızı alanlar, o zırha, o güce, o kudrete ulaştıklarında, o gücü, kudreti halkın lehine değil, kendi avenesinin çıkarlarına kullanmaktan çekinmiyor!..

Ah şu seçilmişler!?

Demek ki,işin kaynağında biz varız!

İyiyi, bilgiliyi, ahlaklıyı, dürüstü işin ehlini seçmesini becerdiğimizde, gelecek kaygılarımız daha da azalacaktır..

Durumun özeti bu!

Tarihten ders alan yok!

Dünü ve bugünü sorgulayan yok!

Demokrasinin gereğini yerine getiren yok!

Kanunları delen, kulak arkası eden bir zihniyetin, birbiri ile yarışı sürüyor!

Birçok ülkede manzara aynı!

Liberalleşme adına, birçok ülkede, devlet malları özelleştirildi..

Devletin, yani halkın mallarından elde edilen gelirler, hiçbir ülkede adil bir şekilde halka yansıtılmadı!..

Bu yılların birikimleri, kazanımları eritildi, savuruldu gitti!..

Üstüne üstlük, birçok ülkede, halk faiz girdabına itildi..

Milyonlar, borç batağında tutsak edilip, seçilmişlerin eline bakar hale getirildi..

Bu iklimde bazı yandaşlar, şakşakçılar korundu, hala da korunuyor..

Milletin desteğini alanların lüks,ihtişam içinde yaşadığı, ballı börek maaşlarla, durumlarını daha da sağlamlaştırmak için, halka nasıl yalanlar sıktıkları, halkı nasıl kandırdıklarını bilmeyen yok!

Ama kısır kahvehane, çarşı-pazar köşelerinde ‘vatan kurtarma’ tartışmaları hız kesmiyor..

Televizyonlarda ‘abidik- kubidik’ adamlar, yarınlarımıza reçete yazarken, gözlerimizin içine bakarak, bizleri kandırmanın derin hazzını yaşıyor ve mükafatlarını bekliyorlar..

‘Seçilmiş’ lafzının arkasına sığınanlar, görevlerini halkın yararına değil, kendi bildikleri ve kendi çıkarları doğrultusunda kullanmakta bir beis görmüyorlar!

‘Adalet, hukuk, hak, emek, sevgi ve saygı, barış, özgürlük..’ lügatlerden çıkarılmış durumdadır!..

İstanbul’da AVM’ye giden engelli bir kadına tecavüz edenler ile Paris Eyfel kulesi karşısında insanların cüzdanlarını boşaltanlar, bozuk düzeni özetlemiyor mu?

Siyasetçi doğru söylüyor; eskiden ilaç bulamazdık ama, insanlık onuru, sevgi ve saygı vardı!..

Birlik ve beraberlik vardı..

Bir ekmeği bölüşmek,paylaşmak vardı..

O nedenle, Dimyat’a pirince giderken, evdeki bulgurdan olmak ta var!

Yine atalarımızın bir sözü ile yazımı tamamlamak istiyorum; ’ kendi düşen ağlamaz!’

Gününüz, yarınlarınız güzelliklere, umutlara vesile olsun!