Sevgili okurlar,
Yeni yıla, şurada kaç gün kaldı?
Hani, şairin dediği gibi, zaman bir üflemelik ve akıp gidiyor!
Şöyle geriye baktığımız da, 2016 Yılının hatırlanacak neyi ola ki?
Gerçekten, 2016 yılı sevdiklerimizi kaybettiğimiz ve bizi acılara sokan bir yıl olarak öne çıktı..
Son olarak İstanbul Beşiktaş, Kayseri hain saldırıları ile üzülmedik desem yalan olur..
Üzülmek ne kelime kahrolduk, kahrolduk!
Kimse alınmasın ama, siyasetçilerimizin pişkinliği ise devam ediyor!
Cenazeden, cenazeye koşmaktan başka işe yaramayan bu siyasetçileri bizler seçmedik mi?
Peki öyleyse, içinizde ‘ elim kırılsaydı da, bu oyu vermeseydim’ diyenininiz var mı?
Kimin umurunda?
Yok tabii!
Hemen şunu söyleyeyim ki, ülkenin bu kaos, belirsizlik ve kan gölüne ve terör ortamına dönmesinde işte hepimizin rolü ve günahı var!
Öyle inkar ederek, kenara çekilenlerin varlığını görür gibiyim!
Bu gerçekler karşısında inkar neye yarar ki?
İşte tüm bunların üstüne, Rusya Federasyonu Ankara Büyükelçisi Andery Karlov’un hain bir suikasta kurban gitmesi ne ile izah edilebilinir?
Ölen öldü, kalan sağlar bizim öyle mi?
***
Sevgili okurlar;
ASALA denilen Ermeni terör örgütünün, şehit ettiği büyükelçilerimizi, konsoloslarımızı hatırladınız mı?
Bunlardan birisi de Brüksel’de pusuya düşürüldü ve şehit edildi.
Galip Balkar size bir şey hatırlatıyor mu?
Ruhu şad olsun!
Onların acısı hala yüreğimizdedir!..
Kanı hala yerdedir, kuru ve ıslaktır!
Siyasetçilerin gündelik lafları arasında unutuldu gitti!
ASALA kurbanı,38 Dışişleri mensubu unutuldu gitti!
Birin adını bana söyleyebilir misiniz?
Birinin adını?
Onlar, sırf ‘Türk’ oldukları, Türkiye Cumhuriyeti’ni temsil ettikleri, Osmanlı torunu oldukları için hedefe kondu ve şehit edildiler!..
Hatırladınız değil mi, maçlara gittiğimiz, el verdiğimiz ve elimizin havada kaldığı ‘Sözde Ermeni Soykırım’ iddialarını, paylaşamadığımız türküleri?
Nasıl da uyutulmuşuz bre!
Sözde Ermeni Soykırım iddiaları!
Adamlar, durdukları yerde duruyor ve hedefte hep Türkler!..
Ve anayasalarında, Ağrı dağı…
Ve biz yıllardır haykırırız, ‘Aras’ın o tayı vatan, bu tayı vatan’ diye!
Aras’ın o tayı da unutuldu gitti!
***
Sevgili okurlar,
Acılarımıza tam tuz basmıştık ki, bir başka şok haber ile yıkıldık..
Evet, Rusya Federasyonu Ankara Büyükelçisi, Türk dostu, korumasız Büyükelçi AnderyKarlov’u, üstelik polis olan bir militan şehit etti!
Bize o kadar güveniyordu ki, o kadar güveniyordu ki?
Arkadan vuruldu!
Vuran, naralar attı ama arkadan vurmakla tıynetini belli etti!
Analar bu günler için mi yetiştirdi bu katili?
Allah sabır versin!
Kolay değil!?
Türkiye, Türk halkı gereken hassasiyeti gösterdi. Ama o Rusya’daki tören içimize, yüreğimize oturdu.
Allah’ım, o Rusya Federasyonu Başkana Putin’in Karlov’a bakışını unutmak olabilir mi?
Bir Azerbaycan türküsünde ki gibi:
‘Sol sinem üstünde yattım bu gece,
 Men bu acıyı yaşadım bu gece…’
Vay ki, ne vay!
Vah ki, ne vah!
İnsanlık bu kahpelikleri de yazacak!
***
Sevgili okurlar,
Sonra Suriye’den acı haberler üst üste geldi.. 16 Vatan evladını daha  bir başka teröre kurban verdik!
Hem de, 2016 Yılının son günlerinde, gelen bu haberler işin ne tadını, ne tuzunu bıraktı!
Analarımızın kıyamadığı, babaların üzerine titrediği evlatlarımızı kaybetmenin üzüntüsü yaktı, kül etti bizi..
Efkarlıyız ya baba, efkarlıyız...
Kaf dağının ardında kaldı feryatlarımız, Kaf dağının ardında umutlarımız...
Hani gelecek, yaş gününü kutlayacaktık oğul..
Sana türküler yakacak, kınalı başını göğsüme yaslayacaktın ya!...
Bir, bir gider, yiğitlerimiz kör bir hesaplaşmaya!..
Ah yiğidim, gel sen nazlana, nazlana..
Sen gel nazlana, dur gel nazlana, nazlana!
Kor ateşler içindeyim,
Ağrı dağı kadar öfkem var!..
Sakın çatma kardaş!
Sakarya gibi delişmenim bugün...
Yıkar geçerim bentlerini...
Yeşermez bağların,
Buz keser dağların,
Bırakın beni burada…
Şehit düşen evlatlarım var...
Vatan için, bayrak için, millet için…
Yumruğunu sıkan yiğit civanlarım var...
Ruhları şar olsun!
Allah, Türk Milleti’ni, bayrak altında birleşmekten alıkoymasın!
Zira daha yapacaklarımız var!
2016 Yılı, seni hiç ama hiç hatırlamak istemiyorum!
Tez elden çek git…