65 yaş ve üstü vatandaşlara verilen serbest ulaşım kartları, bu insanları nasıl mutlu etti ve nasıl mutlu ediyor yakinen bilenlerdenim. Oturduğum Camili’de her gün onlarca örnek görüyorum. Daha önce haftada bir kez çarşıya gelebilen bu insanlar, havalar da güzelleşince her gün çarşıya gelip gitmeye başladılar büyük bir mutluluk içinde.
**
Bir kere bu uygulama kimin fikriyse, kim tarafından organize edildiyse, bu insanlardan büyük dua aldığını da belirtmek isterim. Bu kartlar, bu insanlar için bir serbest karttan da öte. Kendilerinin mühimsendiğini, insan yerine konulduğunu anlatıyor bu kartlar onlara. Otobüse binip, kartlarını kart okuyucuya okuturken çıkan, ‘serbest kart’ sesi bile onların yüzüne bir mutluluk dalgası veriyor ki, bu bile ömre bedel.
**
Otobüse bindiğimde hep bu insanları gözlemlerim. Sistematik bir biçimde ceplerinden veya çantalarından çıkardıkları kartlarını, büyük bir özgüven içinde kart okuyucuya okuturken, bu kartın kendilerine bir ödül olarak verildiğini düşündürecek bir haz içine giriyorlar.
**
Çarşıya gidip gelmek dört lira. Her gün çarşıya gelen 65 yaş ve üzeri bir vatandaşın aylık yol masrafı yüz yirmi lira. Bu kartlar bir anlamda her 65 yaş ve üzeri vatandaşların bütçesine ayda yüz yirmi lira katkı yapmak anlamına geliyor ki; bu bile onlar için ayrı bir sevinç..
**
Belediye otobüslerine her binişlerinde metalik de olsa çıkan, ‘serbest kart’ sesi bu insanlara ne kadar mutluluk veriyorsa, aynı insanlar özel halk otobüslerine bindiklerinde aynı ses onlara aynı mutluluğu vermiyor. Zira özel halk otobüsleri sürücüleri veya sahipleri, 65 yaş ve üzeri vatandaşlara sıcak bakmıyor.
**
Bu sürekli konuşulur. Önceki gün izin günümdü. Yaklaşık beş-altı hatta özel halk otobüsleriyle yolculuk yaptım. Ki, 65 yaş ve üzeri insanların serbest kartlarına bu araçların sürücülerinin gerçekten soğuk bakıp bakmadığını gözlemlemek için.
**
Ne zaman kart okutucuya bir 65 yaş veya üzeri bir vatandaş serbest ulaşım kartını okutsa, aracın sürücüsünün yüzü düşüyor. Kimi yüksek sesle bir şeyler söyleniyor. Kimi vatandaşa, ‘Sen 65 yaşında göstermiyorsun’ gibi tacizane tavır sergiliyor.
** 
65 yaş ve üstü vatandaşlar Büyükşehir Belediyesi’nin ulaşım otobüslerinde ne kadar mutlu ve özgüvenliyse, özel halk otobüslerinde tam tersi bir mutsuzluk içindeler. Bu otobüslere binen 65 yaş ve üzeri vatandaşlar, kartlarını kart okuyucuya çekine çekine okutuyor, çekine çekine koltuklara oturuyor.
**
Bu konuda özel halk otobüsü sahipleri de mağdur oluyor olabilir. Ancak bu mağduriyet, bu yaşlı insanları taciz eder gibi konuşmakla, aşağılamakla giderilmez. O insanlara bu hak verildiyse verilmiştir ve haklarını elbette kullanacaklar. Ancak, otobüs sahipleri de ücret konusunda mağdur oluyorlarsa, bunu da Büyükşehir Belediyesi ile oturup çözmeleri lazım.
**
Yanlış anlaşılmasın, bu söylediklerime tüm özel halk otobüsü şoförleri dahil değil elbette. Ama içlerinde böyle davrananlar var. Demek ki ortada bir sorun var ve bu sorunu, bu yaşlı insanları üzmeden, onlara hissettirmeden bir türlü çözmekte yarar var diye düşünüyorum. Sistemin sorunları ve mağdurları, yine o sistem içinde çözülmelidir.

DAVUT BAYRAM’IN
DOSTLARI NEREDE?
Davut Bayram… Bilenler bilir. Bilmeyenlere de özetle ben anlatayım. Gölkentli bir ailenin çocuğu. Gençliği, çıraklık, işçilikle geçti. Sonra erkek kardeşleriyle bir araya gelerek büyük bir hedef çevresinde birleştiler. Bayramix adında bir firma kurdular.
**
İtalya’dan ithal ettikleri mineral sıvayı öylesine zirveye taşıdılar ki, bırakın Avrupa ve Asya ülkelerini, ithal ettikleri İtalya’ya bile sattılar. 300 kişinin çalıştığı fabrikadan her gün 6 TIR çeşitli şehir ve ülkelere hareket ediyordu. Sakarya’nın en çok ihracat yapan firması ödülünü aldılar. Vergi sıralamasında sürekli ilk beş içinde gezdiler.
**
Ne zaman ki firma ikinci kuşağın eline geçti, batma-iflas belirtileri ortaya çıktı. Birkaç yıl içinde de dev firma yerle bir oldu. İkinci kuşağın getirdiği bu yük firmayı bitirdiği gibi bütün kardeşlerin mal varlığını da sıfırladı.
**
Tüm malları hacizlerle satıldı. yine de yetmedi. Milyonlarca lira borçlandılar. Davut Bayram ve kardeşleri yine eski durumlarına geri döndü. Davut Bayram, SATSO Meclis Üyeliği, Erenler Belediye Meclis Üyeliği gibi siyasi ve sosyal aktivite içinde bulunmuş bir isim.
**
Bugün, hacizli emekli maaşıyla geçinmeye çalışıyor. Üstüne üstlük, birkaç gün önce de evi yandı. Çamaşır makinesinde meydana gelen bir elektrik kontağından tüm eşyaları kül oldu. Tesellisi, cana bir şey gelmemiş olması. Bu geliriyle evinin eşyalarını ne zaman nasıl düzer bilmiyorum.
**
Ancak buradan sormadan da edemiyorum; Davut Bayram’ın bir zamanlar çevresini dolduran dostları nerede? Mesela SATSO nerede? Galiba bu dünya böyle bir dünya! Davut Bayram dostuma bir kez daha geçmiş olsun dileklerimi iletiyorum. Belki bir el veya eller uzanır diye de umuyorum...