Cumhurbaşkanı Gül, “Anayasa değişikliğinin herhangi bir içeriği olmadığını, sadece tarihle ilgili bir değişiklik yapıldığını” belirtti ve ekledi: “Kış gününde sadece bundan dolayı bütün milleti, herkesi sandık başına taşımanın bir anlamının olmadığını zaten herkes görüyor. Dolayısıyla herhalde halkın da herkesin de beklediği şey buydu. Onun için Meclis'e tekrar gönderdim.”
Peki ne olacak? Sayın Gül, diyor ki: “Artık TBMM'nin, siyasi partilerin bileceği bir şey, yeni bir tarih veyahut üstünde ısrar ederler mi, onların bileceği bir şey.”
Başbakan Erdoğan, genişletilmiş il başkanları toplantısında, "Türkiye'de siyaset doğrular üzerinden yükselmiyor" dedi. (Bence de öyle ama ben daha genel bir ifade olarak kullanıyorum bu açıklamayı. Seçim yasası dahil, parti içi demokrasi, siyasetin finanse edilme biçimi vs…) Erdoğan, bence tehlikeli şeyler de söyledi. "MHP'li arkadaşları suçlayacak değilim. Görünen o ki, her iki siyasi parti de attıkları imzalara sahip çıkmamışlardır. Herkes imzasına sahip çıksaydı, netice böyle olmayacaktı. Bu, üzücü tablo. İmza attıysak mezara kadar imzanın arkasında durmalıyız, pazara kadar değil. Meclis'e iade edilmesinden sonra atılacak adımları arkadaşlarımızla değerlendirmiştik.”
(Bence, Ankara meydan muharebesine hazır olun. Türk siyasi hayatı bundan önce hiç görmediği bir süreci yaşayacak. Herkesin ezberi boşa çıkacak. Aaa’lar, vah vah’lar ortalığı kaplayacak. Hazırlıksız yakalanan politika bezirganları yazılıyı geçse sözlüde çakacak. Sorular da acayip kazık çıkacak.)
Başbakanımız diyor ki: “Cumhurbaşkanı'nın (“nın” diyor, “mızın” demiyor!) kararından sonra oluşan yeni duruma yönelik istişareleri tamamladık. Bugün itibariyle muhalefetle görüşmeleri yapıp adım atacağız. Referandumu düşünmüyoruz.”
Futbol ve siyaset başlığı sizi yanıltmasın. Bu ikisini Türkiye’de herkes bilir de demeyeceğim. Çünkü ikisinden de anlamayan bir milletiz. Macarlardan 3 yemişiz. Seyretmedim. İlgilenmiyorum. Fenerbahçe’nin Denizli’de şampiyonluğu vermesini sineye çektik ama anons skandalından sonra Engin’le ( Ardıç değil, Gündoğar, Eczacı) Fenerbahçe seyretmeme kararı aldık. Şike mike sonraki rezalet. Erken uyarı sistemi var bizde. Seyretmiyorum çünkü heyecanı yok. Siyaset de böyledir. Heyecan bitti mi iş biter. Sizde de aynı duygu yok mu? Daha doğrusu duygusuzluk. Hissizlik?
Heyecan yok bence. Efsane, siz yaşarken sürekli geçmişi hatırlatarak ne kadar süreyle devam ettirilebilir? Yorulursunuz. Seçmeni bırakın siz yorulursunuz. Son kongrede okunan Sezai Karakoç şiirine neden ağladı delegeler? Allah’ını seven bana açıklasın. Kılıçdaroğlu’na vurmak bir manifesto gerektirmiyor. “Modernlik lafla olmuyor ey Kılıçdaroğlu, sen bu işten anlamazsın. Çarığı giyeceksin arazide çalışacaksın, biz bu araziden geliyoruz. Biz Bağcılar'ın, Güngören'in sokak aralarında çamurlarda çizmeleri giydik, oralarda seçim kazandık. O Bağcılar'ı bugünkü hale getirdik. Güngören, Esenler'le kimse uğraşmazdı. Bakırköy de eskiden köydü ama orası da modern hale getirildi. Kadıköy de öyledir. Kadıköy'de Ataşehir inşa edildi. Seçimi kim kazandı, CHP kazandı. Biz istiyoruz ki, Türkiye genelinde bu büyükşehir anlayışıyla her taraf modern olsun." dersiniz rakibiniz ipten düşer.
Futbol ve siyaset yıldızsız olmaz. Bir de seyircisiz. Seyirci gol ister. Ama değişik olacak. Kaleci de ister ama, santrafor istediği kadar. Penaltı kurtarsın ki heyecan olsun. Sizce kim değişik gol atabilir bu sahalarda? Kim topu doksandan çıkarabilir? Numan Kurtulmuş mu?
Sıkılmış insan tribünde fazla durmaz. Asıl tehlike burada. Ak Parti’de futboldan anladığı kadar siyasetten de anlayan insanlar neden milletin tamamına ulaşamıyor. Neden bu kadar kendi içlerinde yapıyorlar politikayı? Ak Parti’ye oy vermeyenler de Ak Partililer için mi “bidon kafalı”, “göbeğini kaşıyan adam”? Bu işte bir bit yeniği var. Sıkıntı var. Bir boşluk var. Yanılıyor muyum?
Yok, her şey yolunda, ben anlamıyorum futboldan ve siyasetten. Peki. Macaristan maçını çok mu merak ettiniz yani? 3 gol yiyince çok mu şaşırdınız? Çok mu üzüldünüz? Ne oldu önceki referandum? Yeni Anayasa referandumu? Sıfır sıfır berabere mi? Seyirci futboldan, seçmen siyasetten böyle böyle kopar. Dikkat! Seçilme yaşını 18’e indirmekten önce seçmenin siyasete ilgisini +18’e, siyasetçinin de tevazuunu 18 üstüne çıkarmak gerek. Televizyonlarda seyirci işaretleri var ya hani, onun yetişkinlere ait olanından lazım bir de. Mutlaka. Heyecan diyorum!