İlimizde ikinci bir üniversite kurulma fikri üzerine yapılan yorumlar, talepler, eleştiriler eskimeye yüz tuttu neredeyse…

Her kafadan bir ses çıkınca, işin hızı kesildi ve açılması zaruret haline gelmesine ve çeşitli kaynaklardan verilen sözlere rağmen, henüz bir arpa boyu yol alınabilmiş değil…

Gerçekleşmesi eğitim yoğunluğu açısından zorunlu hale gelen ikinci üniversiteyi vakıf mı yoksa devlet mi üstlensin tartışmasına farklı argümanlarla ve farklı açıdan bakan bir yorum var bize ulaşan…

İlginç bir değerlendirme ile ikinci üniversitenin yapısı üzerine yapılan yorumun üniversitede saygın bir profesörden geldiği kesin…

Önce okuyalım, sonra düşelim notumuzu…

“Zeki Abi Merhaba;

Sizinde bildiğiniz gibi 2. devlet üniversite tartışmaları en az 8 yıldır devam ediyor.

Bir önceki Cumhurbaşkanı Sn. Abdullah Gül’e birkaç kere ilgili dosya iletilmişti.

Ama bir şekilde herhangi bir sonuç alınamadı.

Ayrıca Eski Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Sn. Ayşenur İslam’a da aynı dosya iletilmişti.

Bunun dışında STO başkanları, belediye başkanı, vali, milletvekilleri gibi tüm siyasi erklere konuyla ilgili bilgilendirme yapılmıştı.

İl Özel İdaresi’nin kurulunda da iki defa ittifak ile üniversitenin kurulması yönünde karar çıkmıştı.

Bu bilgilendirmelere paralel olarak ikinci üniversitenin vakıf üniversite olarak kurulması dillendiriliyor.

Dar bir çevrede dillendiriliyor olmasına rağmen buna kimsenin itirazı olamaz, olmamalıdır da.

Amaç, Sakarya’nın eğitim–öğretim kapasitesini arttırmak değil. Sakarya Üniversitesi yoğun araştırma yüküne rağmen bunu hakkıyla karşılıyor zaten.

Oysa yeni kurulacak devlet üniversitesi lisansüstü ağırlıklı, nano teknik, genetik, yapay zeka, robotik gibi moleküler ölçekte ağırlıklı olarak hayat bilimleri alanında önce bölgenin sonra ülkenin uzun erimli, gelecek 50 yılındaki bu konularda ve teknolojinin diğer konularındaki değişimleri ön görecek, bunlara adapte olarak bilim insanı yetiştirecek, özel bütçeli, özel statülü ve ülkemizin bilim ve teknoloji potansiyeline katkı sağlayacak, hem milli hem evrensel yapıda bir araştırma üniversitesi olacaktır.

Yeni kurulacak devlet üniversitesinde dünyadaki benzer üniversiteler gibi çok az sayıda öğrenci kapasitesi öngörülmektedir.”

Gelişmiş bazı ülkelerde çağın ihtiyacına uygun iletişim konusunda son derece ileri ve farklı bir eğitim verecek hem milli, hem evrensel yapıda ve dünyadaki benzer üniversiteler gibi az sayıda öğrenci kapasitesine sahip bir araştırma üniversitene ihtiyaç var…

Bu haklı talep ve uyarıyı göz ardı etmeden, kurulacak bir yeni üniversite ile sadece ilimiz değil, ülkemiz de sınıf atlar…