11 sene sonra
‘Bahçeli’yi geçiyorum. Erdoğan’ın, Kılıçdaroğlu’nun Diyarbakır Emniyet Müdürü Recep Güven’e gösterdikleri tepkiler gerçekten hazindir. Böylesine bir zihniyet dünyasında yaşayan, milliyetçiliğe bu kadar aşırı sarılabilen, ‘memleketin batısındaki oylar uğruna’ bu kadar duyarsızlaşan liderlerle bu ülkede barış yolu açılamaz. Yüreklere kilit vurarak ne muhafazakarlık, ne demokratlık, ne de sosyal demokratlık mümkündür.’ (hasan cemal)
Diyarbakır Emniyet Müdürü Recep Güven’in dediklerine sadece bu üçlü tepki göstermedi. Tepki gösterenler arasında BDP’ de vardı. Demirtaş bir nev-i sahtekârlıkla suçladı emniyet müdürünü. Tepki gösterenler arasında PKK’da vardı. Okul yakarak gösterdi tepkisini.
Recep Güven ne dedi? Aslında bir bakıma yıllar önce meslektaşı Gaffar Okkan’ın yaptıklarını bugün dile getirdi. ‘Dağda ölen teröriste ağlamıyorsanız insan değilsiniz’ değildi dediği. Koca konuşmadan bu cümleyi cımbızlayarak bir yargıya varmak, yıllarını o bölgeye ve o soruna adamış birine saygısızlıktır. Asıl büyük fotoğraf şudur ki ‘ Bu coğrafya, tarihi dokusuyla, insanıyla çok güzel bir coğrafya. O kadar güzel insanlar yetiştirmiş ki… Fakat şimdi canavarlar üretiyoruz. Niye? Denetimsizlikten, kontrolsüzlükten, insana ulaşamadığımızdan, insan odaklı hizmet veremediğimizden.’
Bu büyük fotoğrafı samimi ve içten bulan bir kesim var. Onlar PKK terörü ile bağlantısı olmayan bölgesel STK’lar ve barışı en çok isteyen halk. Ben inanıyorum ki Recep Güven’de, hâlâ saygı ve sevgi ile andıkları Gaffar Okkan’ı görüyorlar. Çünkü Diyarbakır halkı inanıyordu ki bu sorunu sadece Gaffar Okkan çözebilirdi. O da öldü.
Çözüm ne Oslo’da, ne Kandil’i yakıp yıkmakta, ne özerklikte, ne de konjöktürün uygun hale gelmesini beklemekte. Çözüm Recep Güven’in dediği, Gaffar Okkan’ın yaptığı gibi insan merkezli hizmet verebilmekte. Yani sokakta.
Sabahattin Ali
1948 yılında hakkında açılan bir davadan üç ay Paşakapısı cezaevinde yatan Sabahattin Ali, çıktıktan sonra zor günler geçirmeye başladı; işsiz kaldı, yazacak yer bulamadı. Yasal yollardan yurt dışına çıkma olanağı bulamayınca Bulgaristan’ a kaçmaya karar verdi fakat para karşılığı anlaştığı Ali Ertekin adlı kaçakçı tarafından jandarma karakolunda katledildi. Cesedi 2 nisan 1948 tarihinde Bulgaristan sınırında şaibeli bir şekilde bulundu.
Sabahattin Ali cinayetinin kısa tarihi. Ve hâlâ bir muamma.
Ne yazık ki geçmişe sahip çıkan, değerlerini koruyan ve yaşatan bir millet değiliz. Gaffar Okkan’a da, Sabahattin Ali’ye de…
Onlar, Türkiye Cumhuriyeti'nin asıl sahipleri. Bugün en azından sizlere selam olsun.