AK Parti'nin ezici üstünlüğü ile sona eren 12 Haziran 2011 genel seçimleri de göstermiştir ki; halkımızın değerlerine sahip çıkan, özgürlüğü, demokrasiyi özümseyen ve önceleyen, partiye olan güveni ve yaklaşımı sarsılmıyor ve dahi değişmiyor...
Buna en somut örnek; 2002 yılında başlayan iktidarlarını üç dönemdir yıpranmak bir yana, artan oylarla günümüze taşıyan AK Parti'nin yükseliş trendi oluyor...
Hal böyle olunca başarı adına örnek alınacak model parti haline geliyor AK Parti, ister istemez...
Modası geçmiş suçlamalar ve tedavülden kalkmış sloganlarla bir yerlere varmanın mümkün olamayacağı son seçimde ortaya çıktı bir kez daha, ayan beyan...
Onun için diyoruz ki, iktidara talip olan ve gelecekte ülkenin kaderine yön vermede iddialı muhalif partilerin AK Parti tırmanışından çıkaracağı dersler vardır...
Ya bu yola girip kendilerine çekidüzen verirler ya da birtakım yanlış ve eksiklerine rağmen AK Parti'nin ardından nal toplamaya devam eder giderler, senelerce...
"Son seçimin mutlak galibi AK Parti olduğuna göre, mağlup olanlar hangisi" sorusuna cevap olarak; milletvekili sayısını ve dahi oy'unu önceki seçime oranla artırmış olsa da CHP ile yerel seçimlerde aldığı oy'un önemli bir kısmını kaybeden MHP ve diğer partileri saymak doğru olur...
Bu arada bağımsız adaylarla 36 milletvekilini Meclise sokmayı başaran BDP'nin tırmanışına da parantez açmadan geçemeyiz, elbette...
Ülkede kronik hale gelmiş sorunların giderilmesi adına onlara büyük görev düştüğünün altını çizmek isteriz, önemle...
Aksi halde bozgun onlar için de kaçınılmaz hale gelebilir...
Bu arada CHP, son seçimde ilimizde, elde ettiği oyu ikiye katlamanın hesabını titiz bir şekilde yapmak zorundadır...
Elde edilen sonucu ve ortaya çıkan rakamları iyi okuyabilmelidir, aksi halde gelecekte MHP'nin durumuna düşebilir...
Onun için diyoruz, siyasetçiler seçim sonuçlarını iyi okumalıdır...
MHP, 2009 yerel seçimlerinde, AK Parti'li aday kazanmasın da, kim kazanırsa kazansın anlayışıyla gelen misafir oylarla zorlamıştı iktidar partisini...
Bu hava içerisinde yürütülen genel seçim politikasıyla MHP, konjonktüre göre değişen oyların kurbanı oldu...
Bu nedenle yerel seçimlerde Büyükşehir'de yakaladığı 100 binin üzerindeki oya güvenerek yola koyulmanın faturasını ödemede zorlanıp, CHP'nin gerisine düştü...
Hal böyle olunca, bir değil iki, hatta üç milletvekili çıkaracağız düşüncesi ütopya olmaktan öte gidemedi...
Bu sonuç diğer partilere, özellikle CHP'ye ders olmalıdır...
İster yerel, isterse de genel olsun iktidara karşı birleşen oylara güvenmek, istisnalar dışında çoğu zaman yanıltıcı olmuştur...
Muhtemel değişimi gözönüne almadan geleceğini bu temel üzerine bina eden partiler, sadece seçim kaybetmekle kalmıyor, toparlanmaları hayli zaman alıyor...
Dirilişleri de kolay olmuyor...
Bakalım MHP bu krizi nasıl ve ne zaman atlatabilecek?
Partileri ümitli kılan ve hangi partiye gideceği günün siyasi koşullarına göre değişen oylarla bir yere varılmayacağı 12 Haziran seçimleriyle bir kez daha ortaya çıkmış oldu, böylece...
AK Parti üç seçim döneminde kalıcı oyların üzerine eklediği yenileriyle istikrarlı bir yürüyüş sergiliyor...
Onun için hesabı şaşmıyor...
Buna karşın tedbirsizlik ve geleceği okuyamamak seçim dönemlerinde diğer partilerin hesaplarını altüst ediyor...
Kime ait olduğu netleşmemiş yüzer gezer oylar bir partiyi sevindirirken geçici olarak, diğerinin dünyasını karartıyor...
Siyasette hamleyi sağlam zemine oturtmak esastır...
Bunun yolu da "seçim sonuçlarını doğru okumaktan" geçer, hiç kuşkusuz...