Karataş, Türkiye’nin yakın tarihinde ilk defa bu denli net bir eşik aşıldığını vurgulayarak, PKK’nın silah bırakmasının sadece bir örgütün geri çekilmesi değil, aynı zamanda yıllardır bu çatışmalı ortamdan siyasi pozisyon devşiren yapıların da oksijensiz kalması anlamına geldiğini ifade etti.

Yazısında sahte solcular ve sahte milliyetçileri eleştiren Karataş, bu iki figürün barış ortamından rahatsız olduğunu şu sözlerle dile getirdi:

“Biri barış ve özgürlük kavramlarının arkasına saklanarak örgütün politik aparatı gibi çalıştı, öteki milliyetçilik adı altında her barış adımına ‘ihanet’ yaftası yapıştırmayı alışkanlık haline getirdi.”

Üniversitelerde imzalanan barış bildirilerine, devlete yöneltilen tek taraflı eleştirilere ve barış sürecini baltalayan dile de değinen Karataş, gerçek solcular ve gerçek milliyetçilerin sessiz ama sağlam duruşlarını övdü.

“Silahların gömüldüğü bir Türkiye tablosu ortaya çıkınca, sahte kimlikler bir bir dökülüyor. Çünkü mesele artık ideolojik şov değil, toplumsal huzur meselesi.”

Karataş, halkın bu süreçte daha bilinçli hareket ettiğini belirterek yazısını şu güçlü cümlelerle tamamladı:

“Silahlar susuyor. Gerçekler ortaya çıkıyor. Maskeler düşüyor. Ve Türkiye, ağır aksak da olsa kendi yaralarını kendisi sarmayı başarıyor.
Selam ve Dua ile…
Ne zaman insan oluruz?
Kandan beslenenleri reddettiğimizde.”

Köşe yazısının tamamını okumak için tıklayın!

Fotoğraf: AA Arşiv

Kaynak: Haber Merkezi