Çocuk eğitimi eş seçimi ile başlar, deyip dururuz. Eşimizi seçerken çoğunlukla aile yapısına dikkat ettiğimiz de bir gerçektir. Evet, genlerden gelen etkiler muhakkak ki mevcuttur. Genlerin dışında evladımızın etkilendiği durum aile ilişkilerimizdir. İyi, imanlı bir aileden eş seçtikten sonra ailede olması gereken huzurlu ortamı da sağladık diyelim. Evimizin içerisinde çocuğumuzun görebileceği ve anlayabileceği şekilde dini yaşantımıza da dikkat ediyoruz, elhamdülillah da diyebiliriz…

Bir düşünelim bakalım. Çocuklarımız bunların dışında başka nelerle karşılaşıyor. Çok değil birkaç gün elimize bir kağıt bir kalem alalım ve evladımız nasıl bir ortamda,  nelerle büyüyor bir bir yazalım. Bakalım listemize neler girecek? Artılar hanesi ve eksiler hanesi  listesi yapabiliriz. Canımız, ciğerimiz, kuzumuz gerçekten iyi  yetişiyor mu?..

Biz rahat ve huzurlu şekilde evladımızı düşünmeden sosyal hayatımızı yaşarken onu bıraktığımız ortam nasıl? Çocuğumuz neler görüyor. Neler hissediyor ve neleri bant kaydı misali, kayıt ediyor acaba?...

Bir çocuğun  yaşadığı ortam nasıl ise onun dışında hayalleri olamaz. Rabbim onu islam üzere yaratmış ve bize emanet etmiş. Bizler evladımızın gördüklerinin, duyduklarının, hissettiklerinin hesabını Rabbimiz’e vericez mutlaka. Oturduğumuz sokak nasıl bir ortam? Gezdiğimiz, vakit geçirdiğimiz ortam nasıl? Hatta evimizde seyrettiğimiz veya çocuğumuzun seyretmesine izin verdiğimiz neler var?...Bu soruları uzatmak mümkün...

Birbirinden farklı ortamda yetişen çocukları inceliyorum. Çocuk ailede güzel şeyler öğrenmiş olabiliyor fakat aile dışındaki etkiyi unutuyoruz ve yeterince takip etmiyoruz. Dışarıya çıktığı ortam nasıl ise çocuk o ortamda olan kişilerden son derece etkileniyor. Mesela bir kız çocuğu annesinde tesettürü görüyor ve bu ona normal geliyor. Sokağa çıktığında makyaj yapmış, saçını yaptırmış süslü birini gördüğünde bu ona cazip geliyor. Çünkü fıtratında süslenmek ve güzel görünme içgüdüsü  var. Ortamında  bunu gördüğünde iç çatışmaları başlıyor. Eğer çok küçük yaşlarda biz bu iç çatışmaların sebeplerini azaltabilir veya uygun düzeye getirmeyi başarabilirsek sorunsuz olarak nesil yetiştirmeyi başarabilme ihtimalimiz yükselir.

Çocuğumuz aile içinde islami bir yapıyı görerek büyümeli. Aile dışına çıktığında eğer bulunduğu ortam islamın kurallarına uygun yaşamaya gayret gösteren bir ortamsa, imana uygun yaşamak,  çocuğumuzun nefsine ağır gelmeyecektir. Bu sebeple çocuğumuzu götürdüğümüz ortamlara veya görmek zorunda kaldığı ortamlara dikkat etmeliyiz. Bir çocuğu sık sık camiye götürürsek çocuk camiye alışır ve sever. Güzel Kur’an okuyan birini duyarsa, hayali onun gibi güzel Kuran okumak olur. Eğlence merkezlerine götürürsek oraya alışır ve orayı sever. Hayatta evladımıza neyi tanıştırırsak onun hayallerini kuracaktır. Şarkı söyleyen insanlara ‘’ne zaman şarkı söylemeye karar verdiniz’’ sorusu yöneltildiğinde ‘’çocukken elime tarağı alıp mikrofon yapardım, hayal kurardım’’ diye cevap veriyor.. Bu kişi, çocukken hiç şarkı söyleyen birini görmeseydi yine böyle bir hayal kurabilecek miydi?...

 Dış ortamdan etkilenme çağını atlatana kadar islami bir ortam sağlayabilirsek,  sonrasında  zaten alışmış olduğu için zorlanmayacak ve tehlikeli dönemleri daha kolay aşmış olacaktır. Alıştırdığımız ortamlar bizim vebalimizdir. Alışmak alışmak alışmak…

’HAFIZ OLUCAM’’ hayali kuran evlatlar yerine, ‘’ARTİST OLUCAM’’ hayali kuran evlatlara sahip olmak istiyorsanız, evladınızı, dizilerdeki islama aykırı görüntülerle, çarşı- Pazar, vitrinlerde, şatafatlı -açık kıyafetlerle ve  Kur’an-ı Kerim dinleme meclisleri yerine konserlerle büyümesini sağlayın!..