Dünyada olan bitenden haberimiz olmadığı takdirde ülkemizdeki olayların gelişimini bazı dünya örgütlerinin hareketlerini bilmeden doğru analiz edilemeyeceği muhakkaktır. 15 Temmuz hadisesini yalnız bir teşkilata bağlamanın ne kadar yanlış olduğunu anlamamız için geçmişi ve dünyada bundan önce kurulmuş bazı tarikatların iç yüzlerinin anlaşılması gerekmektedir. Dünyamızda hareket alanlarının ve maddi güçlerinin büyüklüğü açısından üç büyük tarikat mevcuttur .Bunların çalışmaları ve biri birilerine benzerliklerinin ne kadar çok olduğu SASGEM in yaptığı karşılaştırma tablosunda görülebilir. Aktarmak istedim. Umarım ufkumuzun açılması açısından faydalı olur. Öyle bir ülkemiz var ki dünyada eşi benzeri olmadığından bütün devletlerin gözü üzerimizde .Bir anlık zaafa düşmemizi bekliyorlar.Akıllı olmamız gerekmektedir.

SASGEM – Stratejik Araştırma ve Strateji Geliştirme merkezi ve diğer alan uzmanları dünya Siyonizm’i ve CIA hizmetinde üç tarikatı incelemeleri.

Derlenen bilgiler ve yaşanan gelişmeler:

“Opus Dei Tarikatı, Moon Tarikatı ve Gülen Cemaati arasındaki şaşırtıcı benzerlikler ve ilişkiler yumağının özeti.

OPUS DEI TARİKATI: Yeni Opus Dei’nin kurucusu Kurucusu Madrid’li bir Katolik papazı Josemaia Escriya de Balagar. Papaz Ecsriya’nın aslı Hristiyan değildir. İspanya’da Yahudi engizisyonu yapıldığı dönemde Hristiyanlığa geçmiş aslen gizli Yahudi olan bir aile kökeninden gelir. Opus Dei kelime anlamı “Tanrı’nın İşleri.” Diğer bu tür örgütlenmeler Opus Dei örneği ve üzerinden yönlendirilir. 1990’larda Vatikan, Papa 2. John Paul tarafından onaylanan teolojik belgeyle; insanlığın kurtuluşu için tek yolun Katolik Mezhebi olduğunu ve diğer dinlerin Katoliklikle eşit olmadığını ilan etti. Dinler Arası Diyalog, bütün inançları kiliseye döndürme amacı taşımaktadır.

MOON TARİKATI: Kurucusu önceleri Budist, sonradan papaz olan Sun Myung Moon. Moon, 1954 yılında K. Kore’den kaçarak, G. Kore’ye yerleşti ve tarikatını da burada kurdu. Moon Tarikatı’nın resmi adı “Birleştirme Kilisesi”dir (Unity of the Church akımı ve Unification Church kurumu). 1951 ABD müdahalesinin hemen ardından kurulmuş bir Hıristiyan tarikatıdır. Kurucusu Sun Myung ve oğlu Heung Jin göğe çekilmek ve gökten geri dönmek gibi Hz. İsa niteliklerine sahiptirler. Dinlerin birleşmesi yanında ırkların birleşmesinin mümkün olması bu dine geçerek olur. Bugün G.Kore nüfusunun yaklaşık %40’ını Budistlikten Hristiyanlığa devşirmiş ve toplum bölünmüştür.

GÜLEN TARİKATI: 1966 yılında İzmir Kestanepazarı’nda kuruldu. Bu bölgenin bir diğer özelliğiSebatayistlerin merkezi olmasıdır.

Her üç Siyonist tarikatın ortak Masonik özellikleri ilginçtir. Bu üç tarikatın ortak özellikleri:

Opus Dei 20. yüzyılda Franko ile su yüzüne çıkmış, 35 yıl onunla çalışmıştır. 2. Dünya Savaşı sırasında ABD Siyonistleri ve yeni kurulan CIA bunu devşirmiştir. Amerika’ya geçip tarikatı kurmuş, 2. Dünya Savaşı’ndan sonra öncelikle Almanya’yı hedef almıştır. Çalışma bölgesi Hıristiyan âlemidir.

Moon Tarikatı kurucusu Sun Myung Moon’un da aslı Budisttir. Buradan Yahudi, Protestan, Katolik karışımı Unity Church’e devşirilmiştir. Fakir bir köylü çocuğu olan Sun Myung Moon’un bugün müthiş bir servete sahip olduğu dikkat çeker. Çalışma alanı Budist inancın yaygın olduğu Asya ve Pasifik bölgesinde örtük Hıristiyanlığı yaymaktır.

Gülen’in de ana tarafının İspanya’dan gelen Safarad Yahudilerine dayandığı söylenir. Bir yanında da ihtida eden bir Ermeni bulunduğu bilinir. Türkçe olduğu için Risale-i Nûr tefsirlerini alarak çalışmaya başlamış, sonra Risale’nin para kullanımına karşı, devlete bağlılık, bölücülüğe karşı olma gibi ilkeleri ile bağdaşamayıp, 1978’de, “Ben kendi tefsirlerimle irşad yapacağım,” diyerek Risale-i Nûr’u terk edip, laiklik karşıtı dolaylı söylemlerle çevre toplamıştır. 1970’lerden itibaren yabancılardan destek almıştır. İslam’ın dönüştürülmesi, “Ilımlı İslam” işiyle görevlidir. Çalışma alanı İslam coğrafyasıdır. Fakir bir vaiz olduğunu söyleyerek 1992’de Amerika’ya gittiğinde 25 milyar Dolar, bugün hareketin 150 milyar Dolar (gösterilmeyenlerle 250 milyar Dolar) serveti vardır. Vergisi ödenmemiş himmet, bağış, haraç ve işe yerleştirilen üyelerinin maaş ve ücretlerinin % 40’ı ile bu gelir Türkiye’den sıyrılıp alınmaktadır.

Benzer bir dördüncü tarikat Çin’de yükseltilmektedir: Falun-Gong. Hızla yayılan ve büyük mali olanaklara sahip CIA bağlantılı bu tarikat, Scientology (Bilimcilik) adını da taşıyor. Scientology’nin, gerek ABD’de gerek Avrupa’da en sıkı ilişki içinde olduğu güç, Fethullah Gülen örgütü. Scientology, aynı zamanda Moon tarikatı ile çok sıkı ilişki içinde. CIA’nin denetimindeki bir diğer tarikat da Çin’de faaliyet yürütüyor: Falun-Gong.

Her dört tarikatın da teorisi, dini yorumlayışları, çalışma tarzları ve hedefleri arasında olağanüstü uyum var. Kuşkusuz bunun nedeni, komuta merkezinin aynı olması. Hepsi, CIA’nin örtülü faaliyetleri için kullanılıyor ve yönlendiriliyor.

Hindistan Hinduizm’i ise Moon gibi bir şekillendirmeye direnmek için kendi paralel okullar sistemini devreye sokmuştur.

Her üç tarikatın koordine edildiği yer Amerika, hizmet ettikleri merkez de dünya Siyonizm’idir. Koordine eden kuruluş CIA’dır. CIA bu üç tarikat vasıtasıyla hem Budist âlemi, hem Katolik Hıristiyan âlemi, hem de İslam âlemi üzerinde hegemonya kurmayı amaçlamaktadır. Çin boyutu Konfüçyüs felsefesini dünyevileştirip, vaftizler ve kiliseleştirme ve İngiliz dili akımı ile buraya yeni dâhil edilmektedir. Hepsinde amaç, hakikî dinî yaşayıştan uzaklaşıp kapitalizmin her alanda küreselleşmesi için “ılımlı paralel dinler” oluşması, sonunda WASP zihniyetine uygun Hıristiyanlık ve Tanrı İsa altında birleşilmesidir. New Age (Yeni Çağ) akımı bu amaçla yönlendirilmektedir.

Bir başka benzerlik de üçünün de ABD’de ikamet etmeye başlamalarıdır. Moon, 1959 yılında ABD’ye yerleştirilmiştir. Gülen, 1999 yılında ABD’ye alınmış ve göz altında tutulurken, Opus Dei kurucusu Papaz Escriya ise 1940’lardan itibaren sürekli ABD’de bulunmuştur.

İspanya’da Papaz Escriva, Franco diktatörlüğünün sağ koluydu ve Opus Dei Tarikatı’nın lideri Franco’nun 35 yıllık diktatörlüğü ile işbirliği içinde olmuştur. Opus Dei gizli bir Yahudi örgütüdür ve gizemli Kabala geleneğine bağlıdır. Hıristiyan görünmeleri sadece taktiktir. KAYIP KARDİNAL Escriva’nın Yahudilik ve İslam’la ilgili olumsuz bir yaklaşımının olmadığı bilinmektedir. 1974’te Buenos Aires’te Hıristiyanlığı tercih ettiği için bir Müslüman ailenin vaftiz töreninde bu hususu açıkça belirtmiştir. Papaz Josemaria Escriva’nın Opus Dei (Opus Dey) örgütünün temelini oluşturan “rehber” kitabı “Yol” adını taşıyor. 1934 yılında yazılmış, 43 dile çevrilerek tüm dünyada 4,5 milyon satmıştır. Bu kitabın İngilizcesi, THE WAY. Raslantıya bakın ki, Fethullah Gülen’in İngilizceye çevrilen ilk kitabı da, dört ciltlik “Criteria, or LIGHTS OF THE WAY” (İzmir, 1990). Kimilerine göre Escriva, dengesiz, sinirli, paranoyak özelikleri olan biriydi. (Nurettin Veren’in açıklamaları da Gülen’in aynı karakterde olduğunu gösteriyor.) Çok yakınında bulunan, örgütten ayrılan bazı eski üyeler bu tür ithamlarda bulunmuştur.

Moon tarikatının ortağı ise CIA’nın kurduğu Kore’deki CIA’nın Washington temsilcisi Albay Bo Hi Pak’da dır. Bo Hi Pak’da, Moon Tarikatı’nın en güçlü üyesidir. O’nun desteği ile Güney Kore hem askerî, hem de dinî vesayet altına alınmıştır. Kuzey Kore dininden çıkan Güney Kore kadroları, bölünmüş bir Kore milleti ve devletini pekiştirmekte ve Rus destekli Kuzey Kore ordusu karşısında ABD payandası olarak kullanılmaktadır. Bu askerin bir faydası, Kore’nin imalât yapması, meslek eğitimi ve ihracat yapmasındaki ısrarı olmuştur. Yine Güney Kore’den, soyadı da değiştirilerek Hıristiyan Moon tarikatına devşirilen Bak Ki-Moon, Bush döneminde Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri yapılarak propaganda amaçlı kullanılmaktadır.

Gülen ise ABD’nin dünyada 1950’ler politikası olan Komünizme Karşı Mücadele Derneklerinin Erzurum ile İzmir şubelerini ilk kuran zattır. 12 Mart’ı desteklemesiyle göze girmiş, 12 Eylül ve 28 Şubat askeri darbelerinin baş destekçisi olmuştur. 35 yıldır CIA bağlantısı vardır. Açıktan Hıristiyanlık veya “Ilımlı İslâm” propagandası yapamasa bile “takiyeciliği” ve “samimiyetsizliği” Müslüman bir toplumun içine sokmuştur. Kenan Evren için “Kenan Evren Cennetliktir. Kucaklayan ve kutsal kurtarıcı bir melektir,” demiştir. 12 Eylül faşizmini şu sözleriyle meşrulaştırmaya çalışır. “Asker tam zamanında yetişmese bütün millet olarak inkisar içinde ağlamak-tan başka çaremiz kalmayacaktı.” “Ümidimizin tükendiği yerde, Hızır gibi imdadı-mıza yetişen Mehmetçiğe bir kere daha selam duruyoruz” (Sızıntı, Ekim 1980, sayı: 21). Darbelerden sonra kadrolarını devlet içinde yerleştirme, gerçek dindarları ise tasfiye etme imkânını böyle bulmuştur. YAŞ kararları ile grup grup tasfiye edilen cemaatçileri ise 2003’te çıkarılan bir Kanun ile askeriyeye bağlı işyerlerine almıştır.

Üç tarikatın ortak işleri 1980’lerde SSCB etrafındaki Yeşil Kuşak Projesine hizmet etmiş olmalarıdır. 1990’larda Küreselleşme içinde ayrı görevler verilmiştir. 1990’lardan sonra Batı dünyasının amacı İslâm’a bünye değiştirtip geriletmektir.

Üç Tarikatın Faaliyet Yöntemleri Hemen Hemen Aynıdır

Koyu Katolik olan Hıristiyanların bünyesinde yer aldığı bir yapılanma Opus Dei.Opus Dei Tarikatı’nın beş kıtada 475 üniversite ve Yüksek Okulu ve 200 lisesi var. 604 gazete ve dergiye sahip. 52 radyo ve televizyonu yayın yapıyor. Bugün Opus Dei’in Almanya’da 2.8 milyar dolar serveti, 15 üniversitesi, 97 teknik okulu, 36 ilköğretim okulu vardır. Opus Dei Tarikat’ının Hristiyanların yaşadığı her ülkede sorumlu bir Kardinali bulunur.

Moon Tarikatı da benzer alanlarda yükseköğretim, meslek eğitimi, lise eğitimi, yayınlar, kilise okulları ve vaftizler yoluyla devşirme faaliyeti yürütüyor. Moon Tarikatının dünyanın birçok yerinde vakıfları, işletmeleri, okulları, medya kuruluşları mevcuttur. Moon Tarikatında tam tamamına Opus Dei gibi üyelik düzeni vardır. Uzak Doğu, Orta Asya, Türkiye ve Kuzey Amerika göçmenleri arasında kademelendirilmiş ülke papazları aracılığıyla din yayma işi yapmaktadır.

Gülen cemaatinin ise sadece Orta Asya’da dil merkezi, ilkokul, lise düzeyinde 250, dünya genelinde 141 ülkede 600 arasında okulu var. 40 küsur üniversitesi var. Yüzlerce gazete ve dergi, radyo ile televizyon yayını ve yayınevine sahip. Mali ve ticari alanlara girmiştir. Siyasi, askeri, polis içinde teşkilatlanmıştır. Yürütme, yasama, yargı, ordu, polis, eğitim, sağlık, ticaret, maliye vb. cemaatin hizmetindedir.

Gülen Cemaatinin de Opus Dei Tarikatındaki gibi her ülkede bir sorumlusu vardır. Değişen sadece ülke kardinali yerini ülke imamının almasıdır.

Opus Dei Tarikatı ve Gülen Cemaati’nin üye katmanlarının nitelikleri de aynıdır. Her iki Siyonist örgütte de üç tip üye vardır.

1. Opus Dei’de birinci grup olarak adlandırılan “Numerarid” denilen üyeler hiç evlenmiyorlar. Opus Dei evlerinde yaşıyorlar. İhtiyaçları dışındaki tüm kazançlarını tarikata veriyorlar.

Gülen Cemaati’nde “İmam” ve “İmame” olarak adlandırılan abi ve abla denilen üyeler de hiç evlenmiyorlar. Tarikat evlerinde yaşayıp, tarikatın hizmetindedirler. Tüm otorite onlardır. Yedi kişilik İstişare grubu, kıta, ülke, bölge sorumluların bunları içinden seçiliyor.

2. Opus Dei de ikinci üyeler “Sopranumerari” olarak adlandırıyorlar. Tam üyedirler. Fakat evleniyorlar. Tarikat evleri dışında yaşıyorlar. Aylık ödüyorlar.

Gülen Cemaati’nde ise bu tip grup, Şagırd ve Şagırde diye adlandırılan cemaat içinde yetişip evlenenlerden oluşuyor. Cemaate tam üyedirler. Fakat maaşlarından belli yüzdeyi aylık olarak cemaate ödüyorlar.

3. Opus Dei de üçüncü tip üyelere “cooperatori” deniliyor. Tarikatın gönüllü yardım ve eğitim kuruluşlarında yer alıyorlar.

Gülen Cemaati’nde de bunlara ek olarak “himmet” adı altında yardımda bulunan ağırlıktaki üyeler ve destekçilerden oluşuyor.

Bu üçlü Siyonist tarikatların propaganda ve örgütlenme çalışmalarını yürütürken kullandıkları kilit kavramlar da aynıdır. “Diyalog”, “Hoşgörü,” “Dini Araştırmalar” ve “Sevgi”.

Üçünün ortak özelliği misyonerlik faaliyetleridir. Her üç tarikatın ABD’deki NED, CSIS ve CIA gibi istihbarat örgütlerince desteklendiği belirtiliyor.

Bugün üçünün birlikte yürüttükleri bir faaliyet daha var. “Dinler arası Diyalog ve Hoşgörü” adı altında Siyonizm’in hegemonyasını pekiştirmek ve yaymak için önce ABD, sonrasında 1991 ile 1994 yılında İstanbul sonrasında Riha’da birlikte toplantı düzenlediler.

DEVAMI YARIN...