Bu gün değişik bir konudan söz edelim. Mısır ölüler kitabını tanıtalım istedim. İlginç bulacağınızdan eminim.

Karanlıklar ve ışık…

Çok eski çağlardan beri izah edilmeye çalışılmış ve bir çok teoriler bunun üzerine oturtulmuştur. Muhteşem kitabımız bu tip izahatlara en doğru ve ilmi cevapları vererek açıklamıştır.

Ne mutlu, okuyup anlayanlara…

Mısır medeniyetini kuranların dünyayı ve ahireti, sevabı ve günahı nasıl anlamışlar bir bakalım.

Mısır Ölüler Kitabı, Antik Mısır cenazelerinde okunan metinleri içeren ve asıl adı Günden Dışarı Gidenler anlamına gelen Ra nu pert em hru olan kitabın, Alman bilim insanı Richard Lepsius tarafından 1842'de bu metinlerin bazı kısımlarının bir araya getirilerek oluşturulduğu kitaptır. Kitabın orijinali Geç Dönem hanedanları döneminde yazılmıştır.[1] Ölüm-ötesi yaşamında kendisine yardımcı olması için ölmekte olan kişinin huzurunda okunan metinlerin ve gömülme yöntemleriyle ilgili metinlerin derlenmesinden oluşmuş bir kitaptır. veKitabın; Heliopolis uyarlaması, Teb uyarlaması ve Sais uyarlaması olmak üzere üç ayrı kaynaktan uyarlanmış biçimleri bulunmaktadır. Mısır Ölüler Kitabı, Işığa Çıkarma Kitabı olarak da bilinir.

Mısır Ölüler Kitabı'nın Ani Papirüsü'nde İsis ve kızkardeşi Neftis'in sembolize edildiği sahife.

Yer yer sembolik ifadelere yer verilen kitapta özetle, ölüm olayından sonra fiziksel bedenini terk eden ruhun ka’sıyla öte-aleme (amenti, amentet) göçtüğü, burada kendisini bir hesaplaşma, bir yargılanma (psikostazi) beklediği, bu yargılanmada vicdanın rolünün çok önemli olduğu, yargılanma işleminden sonra bazı ruhların tekrar yeryüzünde doğduğu, bazı yükselmiş ruhların ise İsis ve Osiris’in hükümranlığındaki organizasyonlarda görevler aldığı anlatılır.

Bilim insanlarına göre, Antik Mısır halkı tarafından kullanılan Mısır Ölüler Kitabı, ölümden sonraki yaşamda gerekli olacak bazı talimat ve yönlendirmeleri içermekteydi. Tüm tılsım ve dualar her cenaze için her seferinde okunmaz, sosyal statü ve zenginliğe göre farklılık gösterirdi. Bazı tılsım ve dualar Tanrılara hediye sunmak amacı ile kullanılırken, bazılarıysa diğer tarafta yürüyebilmeyi veya ölümden sonraki hayatta tekrar ölmemeyi sağlayan düzenleyici yönlendirmeleri içerirdi.

Sanılanın aksine, Mısır Ölüler Kitabı ölen insanları diriltmek için değil, ölümden sonraki yaşamda ölen kişiye yol göstermek ve hayatını düzenlemek amacı ile oluşturulmuş metinlerden oluşmaktaydı. Antik Mısır'da ölümden sonraki yaşamın cenneti olarak düşünülebilecek sazlık tarlalarına ulaşmayı isteyen her Mısırlı için, bu kitap onlara yol gösteren bir kaynak olarak 18. hanedanlıktan başlayarak kullanılmaya başlanmıştır.

Tılsım 125 ya da 125. Tılsım, Mısır Ölüler Kitabı'nın en çok tanınmış tılsımlarından biri olup, özet olarak ölen kişinin Osiris ve 42 yargıcı tarafından hayatında yaptıkları ile ilgili yargılanmasını içermektedir.

Ölen kişinin kalbi ile iyilik oranı Osiris, İsis, Neftis ve Anubis karşısında tartılır. Tanrı Osiris kararı verir ve tanrıça Ma'at taşıdığı doğruluk tüyü ile karşılaştırılır. Tüy hafif gelir ise bu kişinin kötülüklerinin daha ağır geldiğine delalettir ve o kişi Ammut adı verilen canlı tarafından yenilir. Eğer ölen kişinin yüreği hafif gelir ise bu da kişinin kötülüklerinin daha hafif (iyiliklerinin daha fazla) geldiğine delalettir ve kişi İsis ile birlikte cennete gider

Bazı bilimadamlarınca Tılsım 125'te bahsedilen 42 günah ve bu günahlara ait suçsuzluk açıklamalarının (Hırsızlık yapmadım, cinayet işlemedim vs.), Musevilikteki On Emir için temel oluşturduğu öne sürülmektedir.

Amenti

Amenti, Antik Mısır tradisyonlarında ölüm olayı ile bedenlerini terk eden ruhların çeşitli ölüm-ötesi hallerini ve öte-âlem anlamını içeren bir terim olup, eski Mısır yazısında ünlü (sesli) harfler kullanılmadığından günümüzde Amentet, Amentit biçiminde ve diğer farklı biçimlerde de yazılmaktadır.

Antik Mısır'da kayık sembolü

Amenti hakkında bilgi veren en önemli kaynak Mısır Ölüler Kitabı adıyla bilinir. Bu kitapta, ölüm olayı ile bedenlerini terk eden ruhların geçirecekleri serüven ve geçirebilecekleri aşamalar, genellikle sembollere bürünmüş bir biçimde ifade edilmektedir. Antik Mısır tradisyonunda, birçok tradisyonda da görüldüğü ölenlerin öte-aleme göçüşü bir kayık yolculuğu yapmasıyla simgelenir. Semavi kayıkların tasvir edildiği süptil okyanusa Nun’dur. (Nun’un tüm kozmozda mevcut olduğu ileri sürülen “esîrî okyanus”u ifade ettiği düşünülmektedir.) Mısır tasvirlerinde psikostazi (ölüm olayı ile bedenini terk eden varlıkların yargılanması) için “hakikat salonu”na gelen varlıkların, içinde merdiven olan bir kayıkla geldikleri görülmektedir. Kayık Antik Mısır anlayışında bazen yaşamın bir halinden diğerine geçişi, bazen de görünmeyen alemdeki bir tesir akımı içinde olunduğunu, bir hareket halinde olunduğunu, yolculuğu temsil eder. (Fakat Antik Mısır’da yıldızların konum ve hareketleri gösterilirken, onlar da kayık içinde resmedilirler.) Ölenlerin ruhlarını yeryüzü ile öte-âlemi ayıran karanlık sulardan kayıkla geçirip öte yakaya taşıyan dümenci kimi zaman Khu-en-ua, kimi zaman Horus olarak yazılır. Yargılanma aşamasını başarıyla atlatanların binebileceği Ra’nın kayığının dümeninde ise, Ani papirüsüne göre Horus vardır.

Öte-alem serüveni ve varlıkların ruhsal gelişim düzeylerine göre yaşayabilecekleri aşama ve olaylar Mısır Ölüler Kitabı’nda sembolik ifadelerle, kısaca şöyle anlatılır:

Yargılanma

Her ölene Osiris’in huzurunda konuşabilmesi için ağzı geri verilir ve ölü Osiris’in, 42 ilahın huzuruna çıkar. Ölüye yeryüzünde yaşarken yapmış olduklarını bilmesi için, belleği ve anımsama yetisi geri verilir. Psikostazi denilen hesaplaşma ya da yargılanma sonunda, ölü, kötü şeylerin anısını ağzından ifrazat olarak dışarıya atar.

Öte-alemin ışıklı tarafı

Ölü, bu aşamayı atlatabildiği takdirde, göksel sular üzerinde hakimiyet kurma olanağını edinir. Artık o alemde arzuladığı her dönüşümü gerçekleştirebilmektedir. Kutsal göllerde arınıp rahatlatıcı sular bölgesinden dilediğince su içer. Gerekirse yeniden yeryüzünde doğabilir. Arınmış bazı ölülere de “Ra’nın kayığı”nda yer alma olanağı tanınır. Hatta, ruhsal gelişim düzeyi yüksek kimi arınmış ölüler Horus’la özdeşleşebilir ve Osiris’in maiyetindekilerden biri olabilirler. Bu ölüler ışığa dönüşürler ki, Nefer-Tem ile özdeşleşenler Sirius yıldızının “yüce kapısı”na ulaşabilirler. İsis’in kudretinden alan ölülerin bir eli Göğe, bir eli de Yer’e doğru açık olur.

Öte-alemin karanlık tarafı

Amenti’nin bu olumlu halleri ya da yüksek ortamlarının yanı sıra olumsuz halleri ya da dehşetli ortamları da vardır. Öte-alemde ıstırap çekme haline ve öte-âlemin, ruhsal gelişim düzeyi geri varlıkların bulunduğu ortamlarına Tuat adı verilir. Tuat’ta ölülerin karanlık bölgelerden ışıklı bölgelere kayıkla geçirildiği bir ırmak akar.