Sevgili okurlar,
Bu hafta sizlere Belçika’dan söz edeceğim. Bunun elbette nedeni, Belçika’ya ani bir ziyarette bulunan Sakarya İli Karasu İlçesi Belediye başkanı Mehmet İspiroğlu’nun ziyareti..
Sıradan bir ziyaret!. Başkan Mehmet İspiroğlu, Karasu’da bir ev satın alan ve Karasu’nun iklimine ve insanlarına aşık, Afyon İl’i, Emirdağ İlçesi halkından olup,Brüksel’de yaşayan genç iş adamı Hasan Köse’nin davetlisi..
Başkan Mehmet İspiroğlu ile öyle tanışmışlığımız yok. Bir defa karşılaştık. Adımı, bazı arkadaşlardan ve dostlardan duymuş. Sakarya’dan bir hemşerimiz gelirde, kayıtsız kalır mıyız?
Kaldı ki Başkan İspiroğlu’nun kafilesinde tanışıklığımız bulunan Avni Şahin ve ismin tanıdığım iş adamları İsmail Şahin ile Altan Aslan var. Bu defe karasu Yenimahalle Muhtarı Okan Babahasan ve İspiroğlu’nun özel kalem Müdürü Kemal Özden ile de tanışıyoruz.
Misafirlerimizi karşılamak üzere hava alanına gidiyoruz. Atina vizesi ile Brüksel’e uçan hemşerilerimiz biraz sıkıntılı anlar yaşıyorlar. Gümrük polisleri ‘gidiş-dönüş’ uçak bileti ve ‘otel rezervasyonu’ soruyor. Uzatmayalım kısa beklemeden sonra Başkan Mehmet İspiroğlu ve arkadaşlarını karşılıyoruz.

Ver elini Brüksel!
Başkan İspiroğlu’nun Brüksel’e ikinci gelişi. Diğer arkadaşlar ilk defa geliyor. Onlara biraz başkent Brüksel’i ve Belçika’yı anlatıyorum.
Federatif yapı içinde zaman, zaman Türkiye’de gündeme gelen Belçika örneği çok merak ediliyor. 11 Milyona yaklaşan nüfusu ile Belçika ‘monarşi’ ile yönetiliyor. Yani başta Kraliyet Ailesi var. Sonra parlamento ve senato, altta ise bölge parlamentoları var. Anlayacağınız Belçika siyasi olarak üç bölgeye, kültürel olarak 4 bölgeye ayrılıyor.
Flamanlar, ana dil, kültür derken, durumu ‘ayrılık’ noktasına kadar getirdi. Bundan önce yaşanan süreçte hep,’federatif’ sistem konuşuldu. Şimdi ise ‘Konfederalizm’ den söz ediliyor. Yani Flamanlar, yeni süreçte pamuk ipliğine bağlı bir yapı istiyor.
Türkiye’nin durumuna ne kadar benziyor.
Ne kadar!
Önce,ana dil.
sonra kültürel haklar..
Ver elini,özerklik,ya da federasyon..
Ondan sonra geçmiş olsun!
Artık buradan Türkiye’ye et götürülüyor!
İş adamı Hasan Köse’nin davetlisiyiz. Brüksel’de ‘Ultim’ adlı tarihi bir mekanda yemekteyiz.İtalyan şef garson geliyor.Siparişler veriliyor. Anlaşılıyor ki, herkes kırmızı eti tercih ediyor. Kırmızı etin nasıl pişirileceğini garson soruyor. Çoğunlu iyi pişmiş olmasından yana, az pişmiş eti tercih edenler de var.
Muhteşem bir sunum!. Soslarda söyleniyor. Şef garson, misafirlerin nereden geldiğini soruyor. ‘Sakarya’ adını tanımıyor. Ama ‘İstanbul’a yakın’ diyince, durumu kavrıyor.’Baylar sizlere İstanbul tadında bir et geliyor’ diye cevap vererek, gülümsüyor.
Biz sohbetteyiz. Masadaki konuklarımız, Türkiye’de etin neden pahalı olduğunu sorguluyorlar. Ve bir arkadaşımız,’ Eskiden Türkiye’den sucuk,pastırma buraya gelirdi.Şimdi buradan Türkiye’ye götürüyoruz’ diyerek.,duruma dikkat çekiyor.
Ve Hasan Köse, Karasu’da balık fiyatlarından dert yanıyor.Doğru düzgün bir restoran olmamasını gündeme getiriyor..
Gülüşmeler ve takılmalar ile gece noktalanıyor..
Sabahleyin, Brüksel Schaerbeek Belediye Başkan Yardımcısı Sait köse’ye ait ‘Pi-Anno’ adlı pastanede kahvaltıdayız. Çaylar ve kahvaltı tabağı harika..
Başkan Mehmet İspiroğlu, pastaneye gelenlere göz gezdiriyor.
Belçika’da yaşayan Türklerin üzerinde gözleri!.
Kendisine biraz Belçika’da yaşayan Türklerden söz ediyorum;
‘ Başkanım Belçika’da Türk nüfusu 230 bine dayandı. Genç bir nüfus!. Bunun 40 bini öğrenci. Ancak üniversiteye giden öğrenci sayımız az. Kızlar erkeklerden daha başarılı. Üniversiteye giden gençlerimiz arasında erkekler biraz ‘miras yedi’ durumda. Hatta bazıları, otomobillerinin arkasına,’ Babam sağ olsun’ diye çoktan yazmış bile!’
Gülüşmeler, takılmalar devam ediyor..
Ziyaretler başlıyor
Brüksel’de öğle vakti, günlerden Cuma..Fatih Camii’ndeyiz..Din Görevlisi ‘8 Mart Dünya Kadınlar Günü’ dolayısıyla vaazını veriyor.
Kadınlardan söz ediyor. Dinimizin kadına verdiği öneme dikkat çekiyor. Erkeğin sorumluluklarını anlatıyor.
Oradan Brüksel Schaerbeek Belediye Başkan Yardımcısı Sait Köse’yi makamında ziyaret ediyoruz. Sait Köse bizi sıcak bir şekilde karşılıyor. Sakarya’dan gelen konuklarına Brüksel’i, Schaerbeek’i ve Türkleri, kendi siyasi mücadelesini anlatıyor.
Bir ara bana dönüyor;’ Yusuf ağabey ile Sakarya’ya geldim. Merkez, Akyazı ve Karasu’yu ziyaret ettik. Hele de Acella Yaylası. Bayıldım doğrusu..Fakat Karasu’yu çok merak etmiştim. Kısa bir süreliğine de olsa, Karasu’ya geldim. Denizin mavisi ile burada tanışmak farklı bir heyecan veriyor insana. Ayaklarımı denizin mavisine sokamadım ama,o güzel kumsalda dolaştık..
Başkan İspiroğlu, Başkan Yardımcısı Köse’yi Karasu’ya davet ediyor. O’na Karasu’dan söz ediyor. Yine bir dostluk köprüsü oluşturmaktan bahsediyor.
Köse bizi sıcak bir şekilde uğurluyor..
Oradan Belçika Türk Federasyon Genel Merkezi’ne geçiyoruz. Başkan Ömer zararsız ve arkadaşları bizi karşılıyor. Ülkücü bir gençlik merkezindeyiz. Atatürk’ün posteri ortada, solda Alpaslan Türkeş ve sağda Devlet Bahçeli’nin resimleri gözümüze ilişiyor.
Ve Türk Bayrağı,hemen yanında Belçika ve Avrupa Birlikleri bayrakları..
Başkan Zararsız, sıkıntılarını dile getiriyor. Türkiye’den beklentilerini özetliyor. Avrupa’daki durumu yansıtıyor. Başkan İspiroğlu ve heyettekiler dinliyor.
Gerçekten Avrupa’da Türk olmak çok zor!

Yeni ziyaretgahımız Brüksel hükümeti Devlet Bakanlığı görevini bırakıp, Brüksel’in 19 belediyesinden birinin başına geçen Emir Kır’ın çalışma ofisi..Yani Brüksel Saint-Josse Belediyesi’ndeyiz. Kır ve arkadaşları bizi sımsıcak karşılıyor. Kır kafiledekileri önceden tanıyor.
Yani Emir Kır, biraz Sakaryalılaştırdıklarımızdan..
Burada da, işbirliği konuşuluyor.
Gece Şehzade adlı restorandaki yemekte noktalanıyor. Restoran tamamen dolu!. Müşterilerin çoğunluğunu kadınlar oluşturuyor. Restoran sahibi Halil Doğdu biraz dertli. Zira bizim ekipte hep erkekler var. Neyse sorun olmuyor. Yerlerimize oturuyoruz.
Geceye Okan Babahasan ile küçük Karasulu Abdurrahman Kotaoğlu’nun takılmaları ve çiftetellisi damga vuruyor.
Restoranda 8 Mart Dünya Kadınlar Günü kutlaması var. Mikrofonda Yurdanur Cengiz!. Kısa bir konuşma yaparak Başkan Emir Kır’ı davet ediyor. Emir Kır, Başkan İspiroğlu’nu. Selamlama konuşmaları restoranda alkışlarla karşılanıyor. Orhan Gencebay, Müslüm Gürses şarkıları dillerde. Bir ara bir Karadeniz türküsünde birliktelik yapıyoruz.
Başkan Mehmet İspiroğlu anons edildiğinde,herkesin merakı ‘Karasu’ya çevriliyor..’Karasu ne yana düşüyor?’ diye haykırıyorlar..
Başkan İspiroğlu’ndan önce Başkan Emir Kır,’ Sakarya’nın Karadeniz ile buluştuğu, kucaklaştığı yer Karasu, Sakarya’nın İlçesi Karasu!’
Büyük bir alkış geliyor salondan.Başkan Mehmet İspiroğlu ve arkadaşları bu kısa zamanda bile Sakarya’yı, Karasu’yu tanıtmanın gönül rahatlığı içindeler..
Bense onlardan daha mutlu ve memnun..
Masmavi bir deniz/Köpük köpük dalgalar/Hep aklıma geliyor/Karasu’da martılar../