Çok uğraştı Orhan Camii İmamı Mustafa Aydın, oğlu Huzeyfe’nin doğuştan engelli gözlerinin görmesi için…

Gitmedik doktor, katlanmadık fedakarlık, çalmadık kapı bırakmadı, “hiç olmazsa bir nebze bakabilsin” diye şu fani aleme…

İsmail-î bir sabır gösterdi kesmeden ümidini Mevla’dan ve küsmeden hiçbir şeye Huzeyfe

Sonunda razı oldu takdire ve kendisi için yazılmış kadere…

O, bakıp da görmeyenlerin aksine yeryüzünde olup bitenleri kalp gözü ve Mevla’nın kendisine verdiği keskin zekasıyla elle tutulur, gözle görülür hale getirdi…

Öyle ki, hıfzetti Kur’an-ı Kerim’i kısa sürede, oldu hafız…

Bilgisayar kullandı oyuncak gibi…

Okuduğu okullarda, katıldığı yarışmalarda hep kafaya oynadı…

Ödüller, takdirnameler dizildi, kendine has dünyasında gözleri önüne…

Tevazuu ve şükrü yaşam biçimi olarak büyüttü o engin yüreğinde…

O kalp ki göz oldu bakması için dünyaya, gün geldi bilgi oldu saçtı ışık etrafa…

Sonunda o çocuksu yaşta çok az kişiye nasip olacak bir rütbe ile geçti bir teravih namazı kıldırmak için mihraba…

Gazetemizin web sitesinde de yayınladığımız Huzeyfe’nin haberi, tıklanma rekoru kırdı…

Öylesine ilgi çekmiş…

Hal böyle olunca, bir kez daha teravih kıldırması istenmiş...

Şehir dışına çıkma planımı erteledim bu nedenle…

Hikayesi sanmayın ki biter burada…

Onu, yaşından beklenmedik bir olgunluğun getirdiği zenginlikle, kim bilir daha nice mutlu olacağı bir gelecek bekliyor…

Ailesi ve tanıdıkları onunla ne kadar övünse azdır…

İşte böyle bir hikayesi vardır sevgili Huzeyfe’nin…

Keşke onun gördüklerini bizler de görebilseydik…

Ümit ediyorum ki, başarılı bir geleceğin henüz başlangıcında olan Huzeyfe ailesine, ilimize ve ülkemize yararlı, bilmem daha nice sürprizler hazırlıyordur...