Büyükşehir Belediyesi Kent Park’ta bir iftar yemeği verdi.
20 bine yakın insan katıldı yemeğe.
Birçok vatandaş da masalarda yer bulamadı.
Yani 50 bin kişilik iftar verseniz, 50 bin kişi gelecekti.
Ancak yemek değildi insanları bir araya getiren.
Zira herkesin evinde çorbası, ekmeği, tuzu vardır; Rezzak olan Rabbim herkesin rızkını verir.
İnsanlar bir arada olmak, dayanışma içinde olmak için oradaydı.
Hep birlikte yapılan duaların daha makbul olduğunu bilerek, hep birlikte “âmin” demek için oradaydı.
Birbirlerinin halini hatırını sormak için, birbirlerine tebessüm etmek için oradaydı.
Zannetmesinler ki oraya her gelen AK Partili’ydi ya da Zeki Toçoğlu’nun karakaşı kara gözü için gelmişlerdi.
İllaki Büyükşehir’e, başkana destek için gelenler de vardı ama birçok insan birlik için oradaydı, beraberlik için oradaydı.
Bizi en son deprem felaketi bu denli bir araya getirmişti.
Çadır kentlere, bağlara, bahçelere, yolların ortasına kümelenip birbirimizin yüzlerine bakmıştık.
Yan yana olmak, omuz omuza olmak, aynı acı içerisinde kavrulmak bize güç vermişti.
Acılar da bir araya getirir bizi, mutluluklar da.
Düğünler cenazeler de bir araya getirir bizi, böylesi muazzam iftarlar da.
İftar sofralarında siyaset yapılıp yapılmadığını bilemem.
İftar sofralarının maliyetinin muhasebesini de yapamam.
İftar yemeği yoksula, gerçekten ihtiyaç sahibi insanlara mı verilmeli yoksa toklar tokları mı doyurmalı; bu tartışmaya da girmek istemem.
Ben gördüğüme inanırım.
İnsanlar oraya birlikte iftar yapmak, birbirlerinden güç almak için geldiler.
Aynı şehirde farklı kaderleri yaşasalar da; acıya da sevince de ortak olmak için bir araya geldiler.
Ben yok öyleydi yok böyleydi diye suizanda bulunamam.
Ben hüsnüniyet taşırım, Toçoğlu’nun da hüsnüniyetinden zerre şüphe duymam.
Ben manzaraya bakarım ve aklıma ilk geleni söylerim:
“Halil İbrahim sofrasıdır” bu derim.
Bu sofranın maneviyatı parayla pulla ölçülmez.
Hiçbir siyasi görüş her kesimden insanı böylesine bir araya getiremez.
İnsanları bir masa etrafında birleştirdiği için Halil İbrahim sofralarıdır orada kurulan.
Ve de bu sofranın bereketi hiçbir zaman eksilmez!
Vesile olanlardan Allah razı olsun…

BU FOTOĞRAFA
DİKKATLİ BAKIN

Büyükşehir Belediyesi’nin Kent Park’ta düzenlediği iftar yemeği…
Başkan Toçoğlu tek teke masaları gezerek insanların halini hatrını soruyor.
Bir vatandaşımız da elinde fotoğraf makinesiyle başkanın fotoğrafını çekiyor.
Bir pop starın ya da sinema artistinin değil, bir belediye başkanının, bir siyasetçinin fotoğrafını çekiyor.
Bizde genel başkanlar haricinde siyasetçiler pek sevilmez.
Hele ki siyasetçilerin resmini çekmek aklımızın ucundan bile geçmez.
Oysaki vatandaş başkanın fotoğrafını çekiyor, başkan da en içten gülümsemesiyle ona poz veriyor.
Bu ne kadar güzel bir tablodur böyle!
Dakikalarca baktım; bu ne kadar güzel ve doğal bir fotoğraftır böyle!
Köprüler, hanlar, hamamlar yaparak insanların bu denli sevgisini kazanamazsınız.
İnsanların gönlüne, yüreğine girmek başka bir hadisedir, başka bir makamdır o.
Kıymetli büyüğüm Zeki Toçoğlu’nun insan canlısı olması, güler yüzlü olmasıdır onu halka sevdiren.
Oradaki vatandaş da muhtemelen bu güler yüzü ölümsüzleştirmek istemiştir.
“Yahu ne kadar da güler yüzlü bir belediye başkanımız var” demiştir içinden.
Hakikaten ne kadar güler yüzlü bir başkanımız var.
Ne kadar da şanslı bu Sakarya şehri...
Arada düşünüyorum da şöyle despot, mahkeme duvarı suratlı biri gelir de oturursa o koltuğa ne yaparız biz?
Arada bunu düşünüyorum ve uykularım kaçıyor.
Allah yazdıysa bozsun diyorum!