Emek Sineması İstanbul Beyoğlu’nda, Melek Sineması ise Adapazarı Kapalıçarşı’da dönemin birinci vizyon, seyri muhteşem, izlenişi heyecan uyandıran, hepsi birbirinden kaliteli, yerli ve yabancı filmleri oynatırdı 1960-70’li yıllarda… 
Melek Sineması, Organizatör Hamdi Özarutan ile Türk tiyatroculuğunun altın yıllarına açılırdı o dönemde...
Her ay bir ünlü tiyatro topluluğu gelirdi şehrimize…
Yaşlısı genci, resmisi sivili ile son derece kaliteli bir tiyatro seyircisi oluşmuştu. Bugün o muhteşem günlerden ve seyirciden eser yok...
Emek Sineması ve Bup Kafeterya Beyoğlu’nda, aynı sokağın cazibe merkezi haline gelen iki önemli eğlence ve beslenme merkeziydi. Emek Sineması yıllardır kapalı… Mülkiyeti Sosyal Güvenlik Kurumu’na ait…
Sinema kapalı iken dahi, İstanbullular’ın ilgisini çekiyor, mazisi nedeniyle… Şimdi yıkılmak isteniyor.
Halk da yıkılmasın diye ayağa kalkmış, direniyor. Direnenler arasında pasif şekilde olsa da Adapazarı’ndan katılan biri olduğumu hissettim, okurken bu üzücü haberi…
İstanbullular Emek Sineması’na sahip çıkmak için olanca gücünü kullanıyor; biz ise Melek Sineması’nı işporta fiyatına harcayıp attık bir kenara…
Talebelik yıllarımın uğrak yeri olarak, bugün ne Bup Kafeterya’dan söz edilebiliyor, ne de o nefis enginarın tadı kaldı geride…
Şimdi olmuş bowling salonu…
Emek Sineması’nı her şeyden önce unutulmaz kılan “West Side Story” adlı o harika müzikal film gelir akla...
Nathali Wood’un o muhteşem finali hala sıcaklığını korur belleğimde… Şehirleri unutulmaz kılan tarihi binalar ve eserler vardır.
Emek sineması sanatsever İstanbullular için öyledir.
Gelin yıkacağınıza onarın ve açın yeniden perdelerini…
İnsanları olmazsa, tarihi ve tarihi binaları yaşatın…
Bu doğrultuda direnen sanatsever İstanbullular’a “Mimozalar”, Melek Sineması’nın gidişine üzülmek bir yana en ufacık bir tepki dahi göstermeyen bizim insanımıza ise “İri dikenli kaktüsler” gönderelim istedik Bizim Bahçe’den…
ÇELİK VE KÖPRÜLÜ AİLELERİNİN ACI GÜNÜ
Dün öğle ve ikindi vakti Orhan Camii’nin içi de dışı da, son yolculuğuna çıkan iki kişi için dolup taştı…
Milletvekili Hasan Ali Çelik’in ablası, 5 çocuk annesi Gülsüm Karataş, dün öğle vakti kılınan cenaze namazıyla son yolculuğuna uğurlandı.
65 yaşında aramızdan ayrılan Karataş’a son yolculuğunda bürokrat, siyasetçi ve işadamlarından oluşan büyük bir kalabalık eşlik etti.
Karataş’ın cenazesinin sıcaklığı devam ederken, bir yeni üzücü haber düştü gündeme…
Yılların doktoru, KBB Mütehassısı Mahir Köprülü de yalancı dünyaya konup göçenler kervanına katıldı.
Bir süre önce eşi, öğretmen Sevinç Köprülü’yü, daha sonra oğlu Haldun Köprülü’yü elim bir yangın olayı sonrası kaybetmişti, Doktor Köprülü...
İlimizin en eski ve saygın doktorlarından olan Mahir Köprülü ile Gülsüm Karataş anaya yüce Mevla’dan rahmet, kederli aile efradına ve yakınlarına acılarını paylaşır, sabırlar dileriz.
GÖKTEN ÇAMUR YAĞDI
Dün sabah erkenden işine gitmek için yola koyulanlar, bir büyük sürprizle karşılaştı.
Kimine göre çevre kirliliğinden, kimine göre ise Libya üzerinden gelen toz bulutlarından kaynaklanan çamur yağdı gökten…
Yağmurla birleşip kirli sarı bir renkte yeryüzüne inen çamura yönelik o kadar farklı yorumlar yapılıyor ki, insan şaşkınlık içinde kalıyor.
Dileyelim pek çok insanı ürküten bu olağanüstü hal, bir daha tekrar etmesin…
Bize göre yapılan araştırmaların en sıhhatlisi, yurdu etkisi altına alan çöl kaynaklı toz bulutu oluyor.
Yağmurla birlikte evlerin camlarına, otomobillerin üzerine inip iz bırakan çamurdan ve çamurlu yağmurdan bir an önce kurtulmak dileğiyle, Bizim Bahçe’den geçmiş olsun “Zambakları” gönderelim istedik tüm okuyucularımıza…