Eski valilerimizden Nuri Okutan’ın, görev yaptığı her ilde, önceliği Milli Eğitim’e verdiği bilinir.
İlimizde de aynı anlayışla hareket etmişti.
Sadece okul öncesi ya da yaşı gelmiş öğrencileri değil, onları eğitenlerin de eğitilmesine yönelik ilginç çalışmalar ortaya koymuştu.
Sakarya’da eğitim düzeyi, depremle büyük sarsıntıya uğramıştı.
Her şeye yeni baştan el atmak gerekiyordu.
Böyle düşünmüştü Vali Okutan zamanında…
Okul öncesi eğitime ve öğrenci sayısına çok önem verdi.
Mahalle mahalle, semt semt tespit yaptırarak öğrenci sayısını belirledi.
Öğrenciye e öğretmene kitap okuma saatleri koydu.
Zira o da biliyordu, okuma özürlü bir toplum olmaktan kurtulmanın tek yolu okumaktan geçer.
Bütün bunları yaparken hedefini de belirledi.
Eğitimde beş yıllık kalkınma planı idi gerçekleşen…
“Bütün bunların meyvelerini beş yıl sonra yiyeceğiz” demeyi de ihmal etmedi.
Ona uygun ve uyumlu bir şekilde Milli Eğitim eski Müdürü Murat Yazıcı eşlik etti.
İstediler ki, ilimiz Milli Eğitim alanında hak ettiği seviyeye yükselsin.
Onlar ayrılıp gittiler bu ilden…
Plan ve projelerini uygun bulup devam ettiren Vali Hüseyin Atak, ardından Mustafa Büyük şimdi, o meyvelerin yenildiği güne gelmenin mutluluğunu yaşıyor olmalılar…
Nitekim böyle olduğunu gösterir bir sonuç çıktı ortaya SBS’de…
Bu tablo, üniversite sınavlarını kazanan öğrenci sayısının artacağına da yeşil ışık yakıyor olmalı…
O gün yapılanları şov olarak niteleyenleri, bugün somut neticeler tekzip ediyor.
Evet…
Sakarya eğitim açısından deprem sonrası yaşadığı çöküntünün kabuğunu kıracağı günlere ulaşmış bulunuyor.
Buna sevinmemek mümkün mü?
Bu doğrultuda emeği geçen eski-yeni yetkililere, onları yetiştiren öğretmenlere ve çocuklarının başarılı eğitim alabilmesi adına saçını süpürge eden velilere ve de öğrencilere, başarılarının devamı adına Bizim Bahçe’den “Orkideler” gönderelim istedik.
TANIŞ ATA BİNMİŞ, NE DEMİŞ?
Siyasi yelpazede gündemin önemli konuları arasına girdi, Recep Tayyip Erdoğan’ın HAS Parti Genel Başkanı Numan Kurtulmuş’a yaptığı birlik daveti…
Bu ses getirici çağrıya, partilerin tavanında olduğu gibi tabanında da değişik sesler oluşmaya başladı.
Kimi “Bütünleşmede hikmet var” derken, bazıları ise buna karşı çıkıyor şiddetle…
Sakarya’da bu işe şaşı bakanların sayısı fazla olmasa da etkili ve yetkili kişilerden gelen tepki konuşuluyor kulislerde…
Partiye üyeliği, Sadi Tanış Kültür Merkezi’nde ve Genel Başkan Numan Kurtulmuş’un bulunduğu bir ortamda gerçekleşen Saadet cephesinin ağır toplarından Sadi Tanış’ın, Başbakan’ın davetiyle oluşan gelişmeye yaklaşımı hayli farklı oldu.
Bu olayın tartışıldığı bir ortamda, kendisine yöneltilen bir soruya karşılık “Gelin ata binmiş” sözünden yola çıkarak verdiği cevap hayli ilginçti:
“Gelin ata binmiş, deeeh demiş!”
Sadece bununla da kalmamış bakmış ki olayın gerçekleşme katsayısı yüksek, iki takım lacivert elbise siparişi de vermiş, ölçülerine uygun dikecek bir terziye…
İleriyi herkesten önce gören bu çelebi partiliye, hayırlı olsun verdiği karar deyip, iri bir demet “Leylak” gönderiyoruz Bizim Bahçe’den…
CEBECİ DÖNDÜ ÇÖPLÜĞE
Kocaeli Büyükşehir Belediyesi, Cebeci’yi “Mayi Bayraklı” bir şirin tatil köşesi haline getirmek isterken, sanırım hiç böyle olacağını düşünmemişti.
Mevsimin en sıcak tatil gününü yaşayan Kocaelili ve Sakaryalılar’ın akın ettiği Cebeci sahili, insan tarlası haline gelmişti adeta…
Sahilin serbest bırakılması ile bir araba mezarlığı haline dönüşen deniz kıyısında, yer bulmak imkansız gibiydi…
Gün boyu güneşlenip denizde serinleyen halkın dönüşü uzun kuyruklar oluşturdu yollarda…
Yüzlerce arabanın ayrılışından sonra sahildeki kirlilik anlatılacak gibi değildi.
Adeta çöp dağları oluşmuştu.
Temizlemek saatleri aldı.
Cebeci’nin en eskilerinden olan Çakar kardeşlerin büyüğü, “Burada doğdum büyüdüm. Hiç ayrılmadım Cebeci’den. Pazar günü rastladığım kalabalık, serbesti ve disiplinsizlik, unutulmayacak manzaralar ortaya koydu.
Böyle kirlilik hiç yaşanmamıştı bugüne kadar…
O güzelim deniz, kum, sahil, kalabalığın dağılmasından sonra, çekirge sürüsünün istilasına uğramış gibiydi.
Bu nasıl bir tatil ve temizlik anlayışıdır, anlamak mümkün değil.
Onun için bu pazarı, ‘Kirli Pazar’ olarak yazdım hatıralar arasına…”
Bilmem bu manzara ve anlatılanlar, bir günlüğüne olsa da oraya gelip deniz, kum ve denizden istifade edenler için ne mana ifade eder?
Bu konuda duyarlı olanlara “Karanfiller”, bir daha gelmeyecekmişçesine kirletip gidenlere ise iri dikenli “Kaktüsler” gidiyor Bizim Bahçe’den…
ÖZBEK AİLESİNİN ACI GÜNÜ
Sakarya Üniversitesi Metalurji ve Malzeme Mühendisliği'nde görevli Doç. Dr. İbrahim Özbek'in babası Hüseyin Ali Özbek, yalancı dünyaya konup göçenler kervanına katıldı.
Dün Antalya Muratpaşa Camii'nde kılınan öğle namazını müteakip son yolculuğuna uğurlanan Hüseyin Ali Özbek'e Allah' tan rahmet, kederli aile efradına, yakın dost ve akrabalarına, acılarını paylaşır sabır diliyoruz.