Oksijen, Dünya'da yaşamın devamını sağlayan temel unsurlardan biridir. Ancak yeni bir araştırma, oksijen seviyesindeki aşırı düşüşün gelecekte gezegenimizdeki yaşamın önemli bir kısmını tehdit edebileceğini öne sürüyor. Ancak endişelenmek için henüz acele etmeye gerek yok. Çünkü böyle bir durumun gerçekleşmesi için en az bir milyar yıl daha var. İşte detaylar... Eğer Dünya'nın oksijen seviyesi düşerse, bu durum Dünya üzerindeki yaşamı tehlikeye atabilir!

Mart 2021'de Nature Geoscience dergisinde yayımlanan yeni bir araştırmaya göre, oksijen seviyesinde yaşanacak aşırı düşüşün Dünya üzerindeki yaşamı tehdit edebileceği belirtiliyor. Bu duruma Büyük Oksidasyon Olayı (GOE) adı veriliyor. Dünya, bu olayla ilk defa karşılaşmıyor. Yaklaşık 2.4 milyar yıl önce, Dünya'nın oksijen miktarındaki düşüşle atmosfer havasız kalmıştı.

Eğer bu teori doğrulanırsa, Dünya'daki oksijen seviyeleri ciddi bir şekilde düşecek ve buna bağlı olarak atmosfere daha fazla metan sızacak. Bu durum, Dünya üzerindeki yaşamın önemli ölçüde azalmasına ve boğulma nedeniyle gezegendeki yaşamın sona ermesine yol açacaktır. Elbette bu, Dünya'nın geleceği konusunda hissettiğimiz endişelerin ilk seferi değil. Dünya, oldukça eski bir gezegen ve ne yazık ki gelecekte bizi olumlu gelişmeler beklemiyor.

Gama ışınları, 2 milyar ışık yılı uzaklıktan gelerek Dünya'nın iyonosferini etkiledi! Güneş'in sonunda patlaması ve çevresindeki gezegenleri yok etmesi gibi bir dizi olayla karşılaşmamız kaçınılmaz. Bu olay gerçekleştiğinde, Dünya'nın atmosferi yok olacak ve geriye sadece bir kabuk kalacak.

Bu noktada bilim insanları, yaşlanan Dünya'nın bu olumsuz sonuçlardan nasıl etkileneceğini düşünüyor ve bu nedenle Ay ve Mars gibi diğer gezegenlere koloniler kurma çalışmalarını hızlandırıyorlar. Bilim insanları, oksijenin olmadığı bir ortamda bile mikrobiyal yaşam gibi bazı yaşam formlarının varlığını sürdürebileceği konusunda çalışmalarını sürdürüyorlar.

Neyse ki, bu teorinin sonuçları ortaya çıkması için hala birkaç milyar yıl uzakta. Bu nedenle, yaşamımız boyunca endişe etmemiz gereken bir durum değil. Ancak yine de böyle bir olasılık düşündürücüdür.

Editör: Haber Merkezi