Maişet derdi hepimizin baş meselesi. Kurban Bayramı’nda “borcumuz var, bize düşmez” diye kurban kesmiyoruz. Acaba ne borcumuz vardı? Ekmek parası bulamıyorduk da ona mı borçlandık?
Yoksa koltuk takımına, buzdolabına, mukaddesat düşmanı programları izleten televizyona, çamaşır makinesine yatıracağımız taksitlerimiz mi var?
On yıllardır sırtımızda İslâm dışı bir düzenin kamburunu taşıyoruz. Düşmanlarımız ise bizim bu mutsuzluğumuzun üzerinde horon tepiyor. Artık kendimize gelelim. İşe evimizden başlayarak kendimize gelelim. (Cahit Zarifoğlu)
FİTNAT HANIMIN CEVABI
Fitnat Hanım yaklaşan Kurban Bayramı için Bayezid Camii önünde kurbanlık aramaktadır.
Ve şair Haşmet ile karşılaşır.
Haşmet: Niçin geziyorsunuz burada?
Fitnat Hanım: Kurban alacağım.
Haşmet: Bu kulunuzu kurban ediniz.
Haşmet'in ifadesindeki manayı fark eden Fitnat: Senin boynuzunda kusur var. Seni kurban etmek caiz değil; der.
ANAM BABAM SANA FEDA OLSUN YA NEBİ
İçinde yaşadığın toplum sözlerine başlarken, “Annem babam sana feda olsun yâ Rasûlallah" derlerdi.
Biz de sana anne-baba değil,
can kurbandır, can fedâdır ey Nebî!...
O yüzden Yunus (ö.1321)’un dizeleri bizim merâmımızın ifadesidir ey Nebî!...
“Canım kurban olsun Senin yoluna
Adı güzel, kendi güzel Muhammed
FUZULİ
Su Kasidesi şairi Fuzuli (ö. 1556)’nin aşkı bizim aşkımızdır ey Nebî!...
“Cânımı cânan eğer isterse minnet cânıma,
Cân nedir kim ânı kurban etmeyem cânânıma,
Cân ile bizden eğer hoşnud ola cânânımız,
Câna minnettir onun kurbanı olsun canımız."
ŞEYH GALİB
“Tecerrüdse murâdın kûy-i cânânda fedâ kıl cân
Çıkılmaz câme-i ehrâmdan, sa’y etme kurbansız.” (Şeyh Galib)
[Maddî varlığından sıyrılıp saflaşmak istiyorsan Sevgili’nin semtinde canını feda et. (Başka türlüsü için) uğraşma, (çünkü) kurban (kesilmeyince) ihram elbisesinden çıkılmaz.]
ALİ ULVİ KURUCU
Medine’yi mesken tutmuş Konyalı Ali Ulvi Kurucu (ö. 2002)’nun sana olan hayranlığı hepimizin hayranlığıdır ey Nebî!...
“Gönlüm sana âşık, sana hayrandır Efendim
Bir ben değil, âlem sana kurbandır Efendim."
KURBAN VE KUR’AN
“Samanla, arpayla beslenen hayvan, kurban olur;
Hak nûru ile gıdalanan da yaşayan bir Kur’ân olur.”
KURBAN VE NAMAZ
Hakkıyla kılınan bir namaz; hadîs-i şerîfin ifadesiyle, kurban gibidir:
الصَّلاةُ قُرْبَانُ كُلِّ تَقِيٍّ
“Namaz, her müttakî kişinin kurbanıdır.” (Kuzâî, Müsned, I. 181)
KURBAN VAZGEÇMEKTİR
Şair Necip Fazıl’ın dediği gibi: “Bu kapıdan kol ve kanat kırılmadan geçilmez, / Eşten dosttan sevgiliden ayrılmadan geçilmez / Eti zehir, yağı zehir, balı zehir dünyada; / Bütün fani lezzetlere darılmadan geçilmez…”
"Kurban... Allah için dökülen kan... Kesene de, kesilene de mutlu!.. Fakat bu nazik işi de, kör çakı ile yerine getirmeye çalışanlar hesabına, tersinden anlayış olarak ne felaket!..
Şeytan taşlama işinde de aynı şey!.. Çok az ve seçkin mü'minler dışında hemen hiç kimse, şeytanı öz nefsini ve kör nefsin Allah'a ait «aks-i dâva:antitez»lerini taşladığının farkında değildir."
(Necip Fazıl KISAKÜREK)
ŞEYTAN TAŞLAMADAN, KURBAN KESİLMEZ
Haccın uygulamasında bayramın birinci günü öncelikle büyük şeytana yedi adet fındık büyüklüğün de taş atılması vardır.
Şeytan taşlamasının ardından kurban kesilir.
Sorum şudur; Şeytanı taşlamanın mahiyetini bilmeyenlerin, kurbanın hakikatine ermeleri mümkün değildir.
Şeytan taşlandıktan sonra kurban kesilir ve tekrar bayramın son iki gününde de şeytan taşlanır. Biz şeytan deyince neyi taşladık? Kurban deyince neye yakınlaştık?