“Kolay iş değil bu senin yaptığın” derdi her katıldığı sohbette söyleyecek sözü olan ve ilimizde doğup büyüyüp vefat eden, bir ara gazetemizde çarpıcı köşe yazılarıyla gündeme gelen rahmetli şef tren ve düşünce adamı Mustafa Küçüksipahi…

Böyle söylemekle gazetecilik gibi zor ve o ölçüde de dikkat isteyen bizim mesleğin önemin dile getiriyordu Küçüksipahi…

Zira yarım asra yaklaşan bir süre içerisinde Bizim Bahçe köşesinde dağıtmaktan yorulmadığımız, aksine zevk aldığımız,böyle yapmakla da okuyucular gözünde ve gönlünde farklı yer edindiğimizi gösterir şımartıcı sözlerden beslenen ruhsal ve fiziksel dirençle devam edip gidiyoruz uzun ince bir şekilde yolumuza…

Dedik madem 9 günlük bir tatil sundu Mevla bize, ara verdik kısa süre yazmaya, zor da olsa hasret size…

İşte öyle sıcak ve içten duygularla buluştuk yine Bizim Bahçe köşemizde, dostlarla ve okuyucularımızla bir bayram dönüşü…

Sadece biz değildik elbette bayram nimetini tatille tatlandırmak adına yollara düşen…

İlimizde ve ülkemizde yüzlerce, binlerce, on binlerce insanımız kendi kesesi ile bağdaşır bir programla bir nebze de olsa dinleneyim diyerek yollara düştü…

Kimi doyasıya istifade etti bu günlerin feyzinden, kimi de üzüldü, yitirdi canını ve malını, yollarda ve denizlerde dikkatsizliğe kurban gidip…

İmkânı olan herkesin özellikle ilimizde bir nefes serinlik adına ilk tercihi olan, yakın kıyı kasabaları Karasu, Kocaali, Kefken, Kerpe, Cebeci sahilleri boyunca uzanan Karadeniz’in koyu lacivert sularıyla öpüşen sahiller oldu tercihleri…

“Günümüzde zengin fakir, patron emekçi, neredeyse arabası olmayan yok” sözünü ispatlarcasına çoluk çocuk, torba torun döküldü yollara…

Bayram günleriyle tatilden istifade düşüncesi birleşince yollar bırakın arabaları, insanların dahi yürüyemeyeceği bir şekilde yoğun bir trafiğe sahne oldu…

Kimine bu nedenle zehir oldu tatil ve bayram günleri, bazıları trafik kazasına kurban gitti, bitti ömürleri…

Böylece bayram günlerinin o büyüleyici, coşkulu havası kayboldu bazıları çin…

Anlaşılan ülkemizin ve ilimizin yolları böyle yoğun bir trafiğe göre hesaplanmamış olacak ki 50-60 kilometrelik Adapazarı-Karasu, Kefken, Kerpe yollarındaki kuyruk karınca adımlarla yol açan araç konvoylarını taşımak zorunda kaldı…

Böyle olunca ne bayramın tadı kaldı, ne de tuzu; ne de tatil diye bin ümit yola koyulanların hızı…

Bu kadar kısa mesafeyi 5-6 saatte tüketmeye rağmen, yine de yollara düşüp bir ağaç gölgesine sığınıp çadır kuran ailelerdeki mutluluğu görmese gözüm, inanın olamaz tek bir şey söyleyecek sözüm…

Bunca çileye rağmen Karadeniz’in lacivert suyuyla buluşmak insanlara anlatılmaz bir haz veriyor olmalı ki ellerinde bidon tuvalet kuyruğuna girenlerin gözleri dahi ışıl ışıldı…