"Adana'da 6,5'i geçecek bir deprem olmaz"
Mersin Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Jeoloji Mühendisliği Bölümü emekli Öğretim Üyesi Prof. Dr. Selim İnan da, bölgede ve Marmara'da olabilecek depremlerle ilgili açıklamalarda bulundu. İnan, depremlerin olduğu bölgelerde yeniden depremin olabileceğini ancak bunun ne zaman olacağını bilemediklerini söyledi.
Şu anda herkesin Adana’ya dikkat çektiğini kaydeden İnan, “Bazı bilim adamları ‘Adana’ya dikkat, şurada büyük bir deprem olacak’ gibi insanlarımızı da korkutuyorlar. Ne zaman deprem olacağını kimse bilemez. Orada şu anda faylar enerji üretse dahi öyle 6,5’i geçecek bir deprem olmaz. Çünkü 1998 yılında orada enerji boşaldı. Adana ve Akdeniz’in içi için öyle büyük bir deprem olacağını tahmin etmiyorum. Denizin içinden geçen bir Kıbrıs yayı var. Onun üzerinde meydana gelebilecek bir deprem de büyük olmaz ama kıyılarda ufak çaplı tsunami olabilir” ifadelerini kullandı.

"Akdeniz'de büyük bir tsunami olacağını düşünmüyoruz"
Hatay’da olan 6.4 ile 5.8 depremlerden sonra tsunami uyarısı verildiğini hatırlatan İnan, “50 santim deniz yükselebilir uyarısı yapıldı ama bundan bir şey olmaz. Büyük tsunamiler denizin veya okyanusun çok derin olduğu bölgelerde meydana geldiği zaman çok büyük hasarlar yapar. O yüzden Akdeniz’de büyük bir tsunami olacağını düşünmüyoruz. Olursa da sürpriz olur. Akdeniz’in deniz derinliği daha az. Tarihe baktığımızda bazı şehirlerimizde ufak çaplı tsunami izleri saptanmış ama öyle büyük ölçekli bir tsunami olacağını düşünmüyorum. İşte 2004’te Güney Asya’da meydana gelen tsunami. Denizde oldu ve tsunami dalgaları 15 dakikada karaya vurdu ki 220 bin kişi hayatını kaybetti. 2011’de Japonya’da oluşan tsunamide de dalgalar 20 metrenin üzerine çıktı. Orada 20 bin kişi hayatını kaybetti. Bir yerde eğitimi, teknolojisi gelişmiş Japonya, bir yerde az gelişmiş, teknolojisi fazla olmayan ülke var. O yüzden hep söylüyorum, eğitim ve teknolojimizi geliştirdiğimiz sürece depremlerden korkmayacağız" diye konuştu.

"Marmara'da bir enerji birikimi var"
Marmara’da kırılmamış bir fayın olduğunun altını çizen İnan, sözlerine şöyle devam etti:
“Hani diyoruz ya Kahramanmaraş’ta 500 yıl enerji birikti ve patladı diye. Burada da bir enerji birikimi var. Birinci olarak o bölgede depremlerin hangi aralıklarla olduğuna bakıyoruz. Bakıyoruz 1509’da deprem. Küçük kıyamet diyoruz. Arkasından 1766’da bir deprem daha oluyor ve ona da büyük kıyamet diyoruz. Arkasından 1884’de deprem oluyor. Bunlara baktığımız zaman aslında depremlerin hangi aralıklarla olduğunu tahmin edebiliyoruz. Bir diğer olay ise depremlerin batıya doğru göç sonucu. 1939’da Erzincan, ardından Erbaa, Ladik, Gerede, Bolu, Abant, Sakarya Adapazarı kırılıyor ve 1999’da Gölcük kırılıyor ve o tarihten itibaren fay Marmara’nın içerisine giriyor. Burada neresi kırılacak, orası kırılacak. Bunlara bakarak burada bir enerjinin biriktiğini görüyoruz ve tarihsel gerçekler de bize o bölgede bir deprem beklendiğini söylüyor. Ege’de de her zaman deprem olur. Ülkemizde yaklaşık 500 tane haritalanmış fayları var. Bu faylar aktiftir. Aktif demek her an deprem üretme riskine sahip faylardır. Dolayısıyla hele Ege’nin tamamına yakını doğu-batı doğrultulu faylarla kesildiğini görüyoruz. Bu faylarda o bölgelerde dünyanın en güzel ovalık alanlarını oluşturuyor. Dolayısıyla o bölgelerde her zaman deprem olabilir. Ancak oradaki fayların yapısından dolayı 7.0’dan düşük olmasını bekliyoruz. Doğu Anadolu ile Kuzey Anadolu fayları yırtılma hareketleri yaptıkları için onlar daha büyük depremler üretirler."