Bu şehirde, çağa ayak uyduramayan, ‘böyle gelmiş böyle gider’ veya ‘babadan, dededen ne gördüysek’ mantığıyla ayakta durmaya çalışan iki alışveriş bölgesi veya ticaret bölgesi var. Bunlardan biri Uzun Çarşı ve Uzun Çarşı kadar olmasa da diğeri de Katlı Pazaryeri’dir..

**

Bu iki bölge, maalesef çağa ayak uyduramadığı için kısmi mezbele halde kaldı ve her geçen gün insanlar bu iki bölgeden kopmaya başladı. Mesela Uzun Çarşı… Çarşıyı boydan boya ikiye ayıran ana göbek caddesinden arka sokaklara yöneldiğinizde bu mezbelelikler net olarak önünüze çıkıyor. SİT alanı olması, başına ‘tarihi’ kelimesinin konması, bu bölgenin yenilenmesini, çağa ve modenrizme uygun hale getirilmesi hep bir türlü ertelendi veya engellendi.

**

Mesela Katlı Pazaryeri… Bölgenin tamamı olmasa da geneline yakın kısmı artık miadını doldurmuş durumda. Özellikle yiyecek yani gıda üzerine çalışan dükkanlara bir bakın. Zeytincisinden balıkçısına, tavukçusundan sebzecisine… Nereye bakarsanız bakın hızla sağlıksız ortama sürüklenmeyi görüyorsunuz. Bazı işyerleri, titiz sahipleri sayesinde bu sağlıksız ortama sürüklenmeyi biraz geciktiriyor olsalar da pazaryerinin o yöne gidişine çok da engel olamıyorlar.

**

Tekrar Uzun Çarşı’ya dönersek… Önceki gün Orhan Gazi Kültür Merkezi’nde yapılan bir toplantı beni, Uzun Çarşı’nın aslına uygun rekreasyonu için oldukça ümitlendirdi. Bu toplantıda Büyükşehir ve Adapazarı Belediye Başkanları Toçoğlu ile Dişli’nin Uzun Çarşı ile anlattıklarını, aslında Uzun Çarşı esnafı, bir bayram sevinciyle karşılamalıydı diye düşünüyorum. Ki, bazı esnafların ‘öf-püf’ yaptıklarını, yeni projeden pekte hoşnut olmadıklarını duydum.

**

Aslında Adapazarı merkezinin çehresini değiştirecek ana projelerden biri olan bu, ‘Uzun Çarşı Cephe Sağlıklaştırması ve Kentsel Tasarım Projesi’ sanıyorum ki Uzun Çarşı’nın bazı, ‘böyle gelmiş, böyle gider’ veya ‘dededen, babadan ne gördüysek’ mantığından ayrılmayan, ayrılmak istemeyen esnafları tarafından tam anlaşılamadı.

**

Büyükşehir Belediyesi ile Adapazarı Belediyesi’nin ilgili birimlerinin üç yıla yakın zamandır bu proje üzerinde çalıştıklarını biliyorum. İtiraf edeyim ki, detaylarını bilmiyordum. Bir kere, bu mükemmel projenin hayata geçirilmesi için Anıtlar Kurulu’nun izin vermesi, bu konuda ikna edilmiş olması projenin hayata geçmesi için en büyük adım.

**

Ancak Başkan Toçoğlu’nun söylediği gibi projenin hayata geçmesi için olmazsa olmaz, Uzun Çarşı esnafının tek bilek, tek yürek olarak destek vermesinden geçiyor. Başkan Toçoğlu açık açık diyor ki, ‘..Siz onay verirseniz, yılbaşından önce ihalesini yapacağız. Eğer kabul etmezseniz bu projeyi kaldırır rafa atarız..’ Bu açıklama, esnafa rağmen bu projeye start verilmeyeceğinin bir kanıtı. Türkçesi ise şu; ‘Siz eğer böyle, köhne ve eski görüntüler içinde kalmak, ticareti bu olumsuz şartlarda sürdürmekten yana tavır alırsanız siz bilirsiniz’   

**

Projenin şu küçük detayları bile, proje tamamlandıktan sonra çarşının ne hale geleceğinin açık göstergesi, ‘..Uzun Çarşı’daki binaların sokağa bakan cepheleri aslına uygun şekilde yenilenecek. Çarşı, eski fotoğraflarda olduğu gibi tarihi ama çağdaş görünüme kavuşturulacak. Mevcut farklı farklı çatılar kaldırılıp, tüm çatılar birbiriyle entegre hale getirilecek. Pencere, kapı ve diğer doğramalar aslına uygun şekilde ahşap malzemeden yapılacak. Tente ve tabela görüntü kirliliğine son verilip, eski gizli kepenk sistemine geçilecek..’

**

Başkan Toçoğlu projeyi anlatırken, çalışmalar sırasında hiçbir esnafın eksi yönde etkilenmemesi için önlemler aldıklarını, mağdur olacak esnaflar için Kent Meydanı’nda bile kendilerine geçici yer vermeyi planladıklarını belirtiyor. Bu söz bence, esnafların içindeki ‘mağdur olur muyuz?’ şüphesini ortadan kaldırmalıdır.

**

Bu arada, çarşı esnafına bu yenilenme nedeniyle maddi külfet yüklenmeyeceğinin altını çizen Başkan Toçoğlu, maddi külfet yüklense bile bunun miktarını, ‘belki bir simit parası olabilir’ diyerek, adeta sıfır masrafı işaret ediyor.

**

Başkan Toçoğlu’nu severiz, sevmeyiz. O ayrı. Ancak, şehir merkezinin en büyük aynalarından biri olan Uzun Çarşı’nın yeniden silinip, temizlenip, aslına tam uyularak modern bir şekilde rekreasyonu için düğmeye basmışsa kendisini tebrik etmek lazım. Zira, bugüne kadar gelen her belediye başkanı çevre düzenlemeleriyle Uzun Çarşı’nın çevresinde dolaştı ama hiç biri çarşının içine giremedi, giremedi. Çevresini ne kadar düzeltirsen düzelt, aslını düzeltmeden bu işin olmayacağını görüp adım atan Başkan Toçoğlu’nu ben bu projede destekliyorum.

**

Ancak en kısa zamanda, Uzun Çarşı projesi gibi Katlı Pazarı modernizme, çağdaş yaşama, hepsinden önemlisi sağlıklı ortama kavuşturacak bir proje beklendiğinin de altını çizmek istiyorum. 

KAYNAK:Malatya Haber