Tevhid inancı olan dinimiz İslam, insana dair ne varsa hepsinde söz sahibi ve yol göstericidir. İnsanın “BEŞERİ” ihtiyaçlarını da sevap ve günah kategorisinde değerlendirmektedir. Gözyaşından, tebessüme, sözden, lokmaya, yürümekten uykuya kadar ne varsa hepsini insana faydalı şekilde öğretmiş ve peygamberlerin şahsında “sünnet” kılarak öğretmiştir.
Bizim inancımızda tövbenin yeri ve anlamı büyüktür. Fakat yeterince anlaşılamamıştır. Tevbe başta şirk ve küfürden olmak üzere, terk edilen farz, vacip ve sünnetler için olduğu gibi, işlenen tüm günahlar içinde olmanın açık kapısının adresidir.
En önemli ve ihmal ettiğimiz tövbe alanlarından biride, ahlaki ilkeler de ki zafiyetlerimizdir. Bununla birlikte beşeri hayatın devamı için gerekli olan hususların ihmalinden de tövbe gerekmektedir.
Yemek, uyumak ve konuşmak insana mahsus özelliklerdir. Bunları işlediği için insan asla kınanmaz. İnanan ve inanmayan tüm insanların ortak özelliğidir. Peki, biz niçin tövbe edecek derseniz, cevabımız şudur;
1- ÇOK YEMEK YEMEDEN TEVBE:
Peygamberler dahi yerler ve içerlerdir. Hatta müşrikler peygamberleri bu özelliklerinden dolayı kınamışlardır. Dinimiz yemek yemeği dahi ölçüye bağlamıştır. Sünnet olan birkaç lokma nesine yetmez, eğer yerse üçte biri yemek, üçte biri içmek ve üçte biri nefes için mideyi ayarlamalıdır. Maalesef günümüzde takva ehli olduğunu sanan birçok insan yemek konusunda sünnet değil, bidat üzere kalmıştır.
Ne zaman çok yemek yediğimiz için tevbe edip, az yemeği öğreneceğiz.
2- ÇOK UYKUDAN TEVBE:
Uyku insan için bir nimettir. İnsan uyuduğu için ayıplanamaz. Ancak çok uyuduğu için kınanabilir. Uykunun zararlı kısmı, sabah namazını kaçmasına vesile olan uykudur. Çok uyuyanlar daima madden ve manen zarardadırlar. Uykuyu İslamileştirme konusunda maalesef sınıfta kaldık. Geç yatmak değil, zamanında yatmak ve kalkmak dinin sünneti ve tavsiyesidir. Estağfurullah çok uyuyan gönül ve gözlerimiz için dostlar.
3- ÇOK KONUŞMAKDAN TEVBE:
Söz hakkın sıfatıdır. Kelam ancak O’na aittir. İnsanın konuşması, anacak elden kaçınca değeri anlaşılır. Bir dili bilmesek, konuşanı dinlesek olsa olsa yorgunluk meydana gelir. İnsan için güzel olanı, “ya hayırlı konuşması yada susmasıdır” buyuru sünnet eğitimimiz. Günah olmayan çok söz dahi zarar sebebidir. Estağfurullah yalan, dolan ve boş boğaz ve gevezeliklerimize.
ORHAN CAMİİNDE PAZAR SABAHI FARKI?
Sabah namazları meleklerin nöbet değiştirdikleri şahit namazlardandır. Sabah namazını cemaatle kılmak diğer anlamıyla teheccüd namazına kalmak demektir. Zira erken kalkılmalı ki, cemaate katılmak mümkün olsun. Bunun da en güzel vakti teheccüde kalkmakla olur.
Orhan Camiin de sabah namazlarından önce bir cüz Kur’an okunup, namaz kıldıktan sonra farklı konularda yapılan sabah vaazı ayrı bir ilim halkasıdır. Sizler bu programa katıldınız mı? Namazın ilimle, ilmin duayla ve duanın işrak namazıyla tamamlandığı bu program sizleri beklemektedir.
UMREYE GİDEN KARDEŞLER; BİZE DUA EDİNİZ
Bu dua talebi bizim için sünnettir. Zira Allah Resulünün bizzat uygulaması böyledir. Umre Kur’an ve sünnetle sabit bir ibadettir. “Gücü yetene” yerine getirmesi istenmiştir. Haccın benzeri fakat zaman ve uygulamaları bakımından farklılıkları vardır.
Umre sadece mikat mahallinde niyet, ihram ve Ka’beyi tavaf ile sa’ydan ibarettir. Uygulama bakımından hacdan farkı olmakla birlikte mana olarak yanı ruhu taşımaktadır.
Umreye giden kimse, duası istenecek kişidir. Hz.Ömer (R.A.) demiştir ki:
- Resûlullah (S.A.V.) Efendimizden umre yapmak için izin istedim. Bana izin verdi ve:
"Kardeşciğim! Bizi de duadan unutma! Kardeşciğim! Duana bizi de ortak et." buyurdu. Bana öyle bir söz söylemiş oldu ki, onun yerine tüm dünyaya sahip olmam beni o kadar sevindirmezdi. (Beyhekî, Şuabül-İman, No:22, 1/56)
Sevgili Peygamberimiz şöyle buyurmaktadır. Lakît İbni Âmir radıyallahu anh'den rivayet edildiğine göre kendisi Nebî sallallahu aleyhi ve sellem'e gelip: - Babam çok yaşlıdır. Ne hac, ne umre yapabilir, ne de sefere çıkabilir. (Ne emir buyurursunuz?) dedi. Hz. Peygamber de: - "O halde babanın yerine sen haccet ve umre yap!" buyurdu
UMRE NASIL YAPILIR
1- Mikât sınırın da ihrama girilir, iki rekat namaz kılınıp, niyet edilir ve telbiye getirilir.
2- Telbiye, tekbir, tehlil salevat-ı şerife okunarak Harem-i şerife girilir. Niyet edilip umre tavafı yapılır. Tavaf esnasında ilk üç şavtta ıztıbâ ve remel de yapılır.
3- Tavaf namazından sonra Mes'aya gidilerek umrenin sa'yi yapılır.
4- Tıraş olunup ihramdan çıkılır. Böylece umre tamamlanmış olur.(Umrede Arafat, Minâ, Müzdelife'deki menâsik, kudum ve veda tavafı yoktur.)
TELBİYE NEDİR?
İcabet etmek. Hac ve umre sırasında lebbeyk demek anlamında kullanılır.
Hac veya umreye niyetlenen kimse ihrama girdiği zaman ve daha sonra hac veya umrenin bir takım vecibelerini tamamlayıncaya kadar "lebbeyk Zikri”ni okur.
Telbiye Şekli
...Abdullah b. Ömer (r.a)'dan; şöyle demiştir:
Ben telbiyeyi Rasûlüllah (s.a.v)'in (mübarek ağzından) aldım (öğrendim). O şöyle buyuruyordu:
"Lebbeyk, Allahümme lebbeyk, Lebbeyke lâ şerike leke lebbeyk. İnne'l-hamde ve'n-ni'mete leke ve'lmülke lâ şerike leke"

"Tekrar tekrar icabet sana Ya Rabbi, tekrar icabet sana, tekrar icabet sana. Senin ortağın yoktur. Her emrini ifaya hazırım. Hiç şüphe yok ki, hamd ve nimet sana mahsustur. Mülk (kâinatın mutlak hükümranlığı) senindir. (Bunların hiç birinde) senin ortağın (ve benzerin) yoktur" (Müslim, Sahih, Kitabü'l-Hacc, 3; İbn Mâce, Sünen, Menasik, 15; Ebû Dâvud, Menasik, 26).
Telbiyenin yapılışı
Telbiye dille ve erkeklerde yüksek sesle yapılır.
... Zeyd b. Halid'ten rivayet edildiğine göre; Resulullah (s.a.v) şöyle buyurdu, demiştir:
"Cebrail bana geldi ve "Ya Muhammed, ashabına telbiyeyi yüksek sesle yapmalarını emret, çünkü telbiye haccın alâmetlerindendir." dedi Ulema, kadının ancak kendi duyacağı kadar kısık bir sesle telbiye getireceğinde ittifak etmişlerdir. Zira, İbn Ebî Şeybe'nin rivayetine göre Hz. Abbas, "Kadın yüksek sesle telbiye getiremez"demiştir
İbn Ömer hadisi de şöyledir: "Telbiye esnasında kadınların seslerini yükseltmeleri gerekmez"