Sakarya’nın spor ve sanat hayatında iz bırakan ünlüler, sanıldığı gibi çok değildir…

Her sahada başarıları, gayretleri ve tanınırlıklarıyla bilinen yetenekli, sevilen, sayılan, iz bırakan isimleri arasına katılanların sayısının azlığı, ilimizin bu alandaki eksikliği olsa gerek…

Bu duygularla, elimize geçen ve bize ulaştırılan fotoğraflardan yola koyularak ilimizde derin izler bırakan üç adamdan söz edelim istedik…

“Spor adamı” denilince akla gelen, adı bir spor salonuna verilen Lütfü Yaman ile hâlâ yaşayan eski bir basketbolcu olarak şu sıralarda yakalandığı amansız hastalığı yenme mücadelesi veren Atilla Tapşın ve de bir zamanlar ilin kültür-sanat hayatına renk katan organizasyonlarıyla Hamdi Özarutan’dan oluşuyor bugünkü konuklarımız…

LÜTFÜ YAMAN

Sporcu bir aileden geliyordu…

Ağabeyi Mustafa Yaman, uzun boyu, güçlü fiziğiyle benim yetişemediğim zamanların futbolcusuydu…

Ailenin küçüğü Metin Yaman ise Karadenizspor’un en eski ve yere sağlam basan topçuları arasında yer alırdı…

Mustafa ve Metin Yaman’ın aksine, Lütfü Yaman aktif bir sporcu değildi… Bir de Ergünler’i vardı… Son derece güzel bir insandı…

Yöneticilik yönü ağır basardı rahmetli Lütfü Yaman’ın…

İdareci kimliğiyle ön plana çıkan, müthiş sempatik ve o derece de sevilen, sayılan bir kimliğe sahipti…

Güreş ve boks ajanlığı yaptı…

Özellikle de ata sporu olan güreşteki hizmet yılları, öyle kolay unutulacak gibi değildi…

Geçimini diş teknisyeni olarak sağlardı...

Mesleğinden kazandığı parayı, neredeyse kuruşu kuruşuna; hizmet ettiği kuruma ve sporculara harcardı…

Bu inanılmaz hali, rahmetli Lütfü Yaman’ı unutulmazlar arasına katan özelliklerinden biriydi…

“Diş sağlığı bir sporcu için hayati önem taşır” derdi daima…

Himayesi altındaki tüm sporcuların dişlerini yapardı, karşılıksız…

En verimli olacağı bir dönemde ve erken denilen bir zamanda kaybettik onu…

Hizmetleri unutulmadığından olacak, bir spor salonunda ölümsüzleştirildi adı…

Böylece büyük bir vefa örneği gösterildi…

Ne zaman Atatürk Spor Salonu’na gitsem, hemen arkasındaki Lütfü Yaman Spor Salonu’nun tabelası takılır gözüme…

Ve övgüler dökülür dilimden, ona bu vefayı layık görenleri için…

ATİLLA TAPŞIN

İlimizde basketbolun sevildiği yılların idolü olarak bilinir, iri fiziği ve oyuna hakim anlayışıyla Atilla Tapşın…

1955-75 yılları arasında gerek aktif sporcu olarak gerekse de son derece saygın ve de başarılı bir basketbol koçu olarak Atilla Tapşın, Sakarya basketbolunun “babası” olarak isim yaptı…

O hem faal sporculuk hem de faal koçluk dönemindeki başarılarıyla sevilmedi sadece…

Hani derler ya “Adam gibi adam” diye…

İşte öyle bir sporcu idi…

Unutulmaz bir pota altı efendisi olarak geçti Sakarya’nın spor tarihine…

Çok sayıda ünlü basketbolcu yetiştirdi…

Mehmet Okur ilk akla gelen talebeleri arasında yer alır…

Arkadaşlığı, dostluğu, sohbeti, sevecen hali yanında, altın gibi de bir yüreği vardı…

Şu sıralarda amansız hastalığı yenme mücadelesi veriyor, İstanbul’da…

HAMDİ ÖZARUTAN

Bugün Pazar filemizin son konuğu, fotoğrafta genç haliyle görülen Hamdi Özarutan…

Yeni Melek, Fitaş, Saray, Atlas ve Yeni sinemalarının, ilin eğlence hayatına damga vurduğu yıllarda gerçekleşen konserler ve tiyatrolar, hep bu mekanlarda sahnelenirdi…

Her hafta birinci vizyon filmleri yanında, ülkenin ünlü tiyatro gurupları ve gözde sanatçılarının uğrak yeri haline gelmişti şehrimiz, 1960-70’li yıllarda…

O tür organizasyonların hemen hepsinin altında, sanat dünyasının güvenilir ismi olarak “Adapazarlı Hamdi Özarutan’ın imzası” vardı.

O nedenle ve o yıllarda Sakarya’nın kültür-sanat hayatına renk veren bir sanat adamı olarak, Hamdi Özarutan’ı unutmak mümkün değil…

O dönemde, tiyatro ve konser izleyicileri, nezih ve kaliteli topluluklardan oluşurdu…

Sadece ilimizde değil, ülkemizde de tanınan ve güvenilen sanatçı dostu ve portföyü geniş bir organizatörü olarak Hamdi Özarutan, yıllar sonra dönüp geldiği ilimizde, en büyük eksiklik olarak, bin kişilik bir konser salonunun yokluğunu işaret eder dururdu…

Ajda Pekkan’dan Sezen Aksu’ya, Muazzez Abacı’dan Zekai Tunca’ya, Yaşar Özel’den Emel Sayın’a, Selami Şahin’den Erol Evgin’e ve daha pek çok ses ve saz sanatçısına uzanan bir portföye sahip olan Hamdi Özarutan’ı mutlu edecek bir haber düştü gazetemizin ön yüzüne, geçen hafta sonu…

Büyükşehir Belediye Başkanı Zeki Toçoğlu, ekonomik ömrünü tamamlayan AFA’nın yıkılarak, yerine çok kapsamlı ve fonksiyonlu bir kültür merkezi projesinin hazır olduğundan söz etti…

İçerisinde bin kişilik bir konser salonunun da yer alacak olması, sanırım en çok bunun hayaliyle yaşayan Hamdi Özarutan’ı sevindirecek…

Bir eski fotoğraftan yola çıkıp Pazar Filemiz’e konuk ettiğimiz, hizmetleri nedeniyle ilin unutulmazları arasında yer alan ekipten merhum Lütfü Yaman’a Mevla’dan rahmet, genç halleriyle görülen Atilla Tapşın ile Hamdi Özarutan’a sağlık ve mutluluk dileğiyle, boşaltalım istedik bu haftaki Pazar Filemiz’i sizler için bir kez daha, nostaljik duygularla…