Sevgili okurlar,
Türkiye’de seçim bitti, ama seçim tartışmaları bitmek bilmiyor. Seçimi unutturmak için, gündeme sürekli farklı haberler  sürülüyor!..
Bu haberler içinde Anayasa Mahkemesi kararları da önemli yer tutuyor. Durum böyle olunca, ’Yargı’ tekrar vitrine çıkıyor. Hukuksuzluğun kol gezdiği Türkiye’de Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın dünkü konuşması çok önemli!. İstanbul Hukuk Derneği’nde Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Allah seven, vicdanı olan, adalet duyguları kaybolmamış hakimlere sesleniyor. ‘ Sizler, bize yapılan bu darbe girişimine göz yumamazsınız!. Lütfen sizlerde bu paralel yapının temizlenmesine katkı yapın’ diyor.
Türkiye’nin başına bela edilen bu paralel yapı ve yapılardan gerçekten kurtulmamız gerekiyor!
Bunu sadece Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın yapamayacağı belli!
Bunu bu mevcut polis ve kolluk kuvvetleri de yapamayacağımız ortada!
Sadece paralel yapı mı?
Türkiye, buna benzer tüm pislik odaklarından temizlenmeli!
Bu AK Parti ile olabilir mi?
Uygulamaları gördükçe,  imkansızlığını artık dağ başındaki sağır sultan bile biliyor, anlıyor!..
Türkiye’nin burada ‘uzlaşma kültürünü’ ortaya sürmesi gerekiyor.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, bu devletin başına bela olan kurum ile tek başına dövüşüyor, didişiyor, kavga ediyor!..
Ah Başbakanım, biz bunları yıllar önce söyledik, yazdık!
Ama siz ve sizin kafada olanlar hep,  Okyanus ötesine sevgi ve selamlarını gönderdiler..
Ülkeyi bu paralel yapıya teslim ettiler!..
‘Türkçe’ dediler!
‘Türkçe Olimpiyat’ dediler!
‘İstiklal Marşı’ dediler!
‘Türkü’ dediler!
‘Bayrak’ dediler..
Hatta ‘Atatürk’ dediler!
Sizin gibileri ve vatandaşlarımızı kandırdılar! Hala soygun, talan, kandırmaca devam ediyor.
Hani diyorsunuz ya, ’Bunların derdi; mani, mani, mani!
Evet, mani, mani, mani!
‘Çocuk okutuyoruz, Türkçe’ye katkı yapıyoruz, Bayrağı temsil ediyoruz’ ve diğer teraneler ile toplanan paralar nerede?
Devlet bu paraların izini mutlaka sürmeli!
Bu soygun durdurulmalı!
Yeni nesil yetiştirmek Fetullah Gülen’e mi havale etti!
Eğer bu iş, Fetullah Gülen gibilere havale edilmişse, devletin görevi ne ola ki?
Devletin yanında, başkalarının yeni nesile şekil vermesi asla kabul edilemeyecek bir durumdur!
Bu ihanetten derhal kurtulmalıyız!
Bakınız, Brüksel’de ‘Işık Evleri’ sohbetlerine katılan bir bayan, para toplanmasına karşı çıkınca, sanal yazışma ortamından çıkarılıyor. Yani tepki gösterene, anında infaz kararı uygulanıyor. ‘Paran varsa, varsın’ anlayışı hemen su yüzüne çıkıyor.
Burada vatandaş, Başbakanına kulak vermeli. Ne olup bittiğini iyi anlamalı. Vaktiyle yakınlarımın çocuklarına musallat olan bu zihniyetten kurtulmak için ne tür mücadeleler verdiğimizi bilenler hala sağ..
Ey vatandaş, sen çok sevdiğin çocuğunu okutamıyor, yetiştiremiyorsan, birileri çıkar yetiştirir ve kendine asker yapar!
Bu ülkenin Başbakanı söylüyorsa, bir şey var demektir. Ona inanmak, onu anlamak zorundayız. Türkiye bu’ paralel yapı’ ile daha sırt sırta, omuz omuza olamaz..
Türkiye bu paralel yapıları tasfiye etmelidir..
Silkinmelidir. Bu parazitler sokağa düşmelidir. Bunların güzel sözlerine inanmayınız..
İşte tüm çıplaklığı ile her şey ortada!
Evet, bu ülkenin hakimlerine, savcılarına, avukatlarına şimdi daha büyük görev düşüyor!
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, bildiklerinin çok azını halk ile paylaşıyor..
İşin vahametine lütfen anlayınız..
Yarın daha geç kalmış olabiliriz!

* * *
Sevgili okurlar,
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın bu söylediklerine ‘kulak veriniz’ derken, bir şeyi de söylemek zorundayız.
AB Bakanı ve Başmüzakereci Mevlüt Çavuşoğlu, üç gündür Brüksel’de önemli temaslarda bulundu. Yüz, yüze AB temsilcileri ile vatandaşlarımız ve sivil örgüt temsilcileri ile görüşmeler yaptı.
‘Türkiye’nin yüzünün hala Avrupa’ya dönük’ olduğu mesajlarını veren Bakan Çavuşoğlu’a, Avrupa’dan önemli mesajlarda verildi.
Başta ‘Şeffaf yönetim, hukuk reformu, AB muktesebatına uyum ve yolsuzlukların mutlaka, ama mutlaka soruşturulması ve sonuçlandırılması, bugüne kadar yapılan tayinlerin ne anlama geldiğinin izah edilmesi, demokratik kitle hareketleri karışışındaki devletin şiddeti Bakan Çavuşoğlu’nun yüzüne vuruldu ve Türkiye’nin bu şekilde AB’ye üye olamayacağı ve ilişkilerin dondurulabilineceği açıklandı.
Eğer AB’ye üye olmak istiyorsak, bu karşı söylemleri iyi anlamamız ve analiz etmemiz gerekiyor.
Türkiye vatandaşlarına daha fazla aldatamaz. AB üyeliği yolunda elbette Türkiye’nin yapacakları olduğu gibi AB’nin de yapacakları var.
AB yolunda görevlerini yapmış bir Türkiye, pisliklerden, paralel yapılardan da kurtulmuş demektir.
Türkiye sırtındaki kamburlardan ancak AB üyeliği ile kurtulabilir. Bugün kü siyasi yapıdan ve gidişattan bu anlaşılıyor.
Türkiye halkı için AB standartlarını maalesef ülkeye getirmek istemiyor! O nedenle, bu bağlamda  AB dayatmaları çok önem kazanıyor.
Türkiye’nin önünde büyük sorunlar var. Bu sorunlardan siyasi manevralarla kurtulmak, yeni bir rota çizmek gerekir. Bunu ‘Yeni Türkiye’ söylemi ile geçiştiremezsiniz!? Bunu tek başınıza da yapamayacağınız belli. Türkiye, iktidarı, muhalefeti ile el ele vermek dorumundadır.
Muhalefetine yumruk attıran ve seyreden bir iktidarın bu sorunların üstesinden gelemeyeceği anlaşılmıştır!
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın kabinesine, çevresine yeniden bir çeki-düzen vermesi ve mutfağını temizlemesi gerekiyor..
‘Haşhaşiler’ diyerek te işin içinden çıkılamayacağı görüldü!
O halde herkes göreve!
Türkiye’yi birlikte düzlüğe çıkarmalıyız!
Zira, her taraftan kötü, pis kokular geliyor!