Terör görev değil, bir görevlendirme organizasyonudur...

Görülmesi gereken de ortadaki eşkıyalar değil, organizasyon sahipleridir...

Üç beş adamın özgürlük, hak, yer yurt bahanesi ile ortalığı kan gölüne çevirmesi, kendisinin dışındaki herkesi haksız olarak görüp ortalığı yağmalaması mıdır terör sadece...

Bu kadar basit mi yani?

Son ayda yapılan tüm yorumlar, görüşler, köşeler ve dünya basını, kaçınılmaz olanın yaklaştığını artık dillendirmekten başka bir şey yapmıyor...

Kaçınılmaz olan, yani savaş...

Sadece bunun nasıl olacağı, ilk kurşunu kimin atacağı, dahası ilk hangi devletin tarihten silineceği kestirelemediğinden hep geride duruyorlar...

Önümüzdeki savaşın gelmiş geçmiş en büyük savaş olacağı, hem dini, hem de dünyevi olarak öngörüldüğünden ön plana daima terör örgütlerini sürüyorlar....

Petrol mu lazım DAİŞ sahnede, toprak mı lazım pkk devrede, söz dinlemeyen bir yönetici mi var bombalar ortada…

Ortada devlet yok üç beş maskeli eşkıya var ve dünyaya kan kusturuluyor; bu işin bu kadar basit olmadığının, kimin kimle düşüp kalktığının artık herkes farkında…

Ama ona rağmen birlikte terörü bitirelim demek, birlikte o devleti paylaşalım demenin zamane yöntemi oldu...

İşin ucunda bir türlü bir araya gelemeyen Siyonizm var elbette…

Kendi nüfusunu artıramayan, onun için dünya nüfusunu azaltmaya çalışan bu dinsiz Yahudi milleti her taşın altında olmaya devam ediyor...

Dünya devletlerinin kendisinden yakasını kurtaramadığı lakin küresel sermayenin derin sahipliğinden dolayı kullanıldığı savaşa doğru giderken bir kez daha birlikteliğin önemi ortaya çıkıyor...

Aynı inancı paylaşan insanların bir araya gelmeleri gereken her dönemde aralara terör belası sıkıştırılıyor…

Bakın Türkiye ile Müslüman coğrafyanın en önemli bağı olan Türkmen bölgesi DAİŞ bahanesi ile bombalanıyor…

Sözde terör operasyonu...

Arabistan ve İsrail yetkilileri Siyonizm merkezi Washington’da bir araya gelip “Ortadoğu’da Türkiye ve İran’ı istemiyoruz” diye açıklamalar yapıyor...

Bir yandan sermaye Çin devletine kayarken, bir yandan yıllardır topraklarından çıkmayan devlet yanı başımıza operasyon düzenliyor...

Avrupa kendi bünyesindeki devletlere çeki düzen verirken sessiz sedasız ortada çıkan kavganın ganimetleri için gün sayıyor...

Amerikalı generalin yıllar öncesinden işgal ettiği bölgeden mesaj yolluyor, “Daha bunun gibi yirmi devleti daha yıkacağız” diye...

NATO başkanı açıklama yapıyor, “Biz Müslümanlar için savaşmayız” diye…

Niyetlerinin Müslümanların hayrına olmadığını en iyi bilen millet olarak savaşmayacağınızı biliyoruz zaten…

O yüzden Müslüman devletlerle, Türki devletlerle. Müslüman Kürt devletlerle trafiğin hızlanması gelecek olan savaşın da neticesinde önemli rol oynayacak...

Başlangıçta mağlup gözüken bir savaşın galibi olarak çıkacağımızı biliyoruz...

Dünya nüfusunun beşte birinin kalacağı bir savaşa doğru da yaklaştığımızı biliyor...

Ve buna inanıyoruz…

Eee madem yakında yer gök duman olacak, hiçbir iş yapmayalım mı diye sorası geliyor insanın…

Cevap Efendimizden (sallallahu aleyhi vesellem) geliyor her zaman ki gibi: “Kıyametin kopacağını bilseniz elinizdeki fidanı dikiniz…”

Tabii bu hadisi işi gücü bırakın, sadece ağaç dikin diye anlayan çıkarsa köşemde her zaman kullandığım üst başlığı onlara ithaf ediyorum…